34. Bölüm

503 45 31
                                    


Mr. Elton'la bekârlığında dostluk etmiş olan bütün aileler, şimdi onun evlenmesinin ve karısının onuruna toplantılar, yemekler vermekte birbirleriyle yarış ediyorlardı, sanki.

Mrs. Elton, "Kasabanızda nasıl bir yaşam süreceğim artık belli oldu," diye zevkle, kurumla gülüyordu. "Boş bir tek günümüz, gecemiz olmayacak galiba. Eğer sakin kır hayatı dediğiniz buysa, Tanrı yardımcım olsun, bitkin düşeceğim, inan olsun! Bu köyün neresi sessiz? Benim kadar iç zenginliği olmayanların bile canı sıkılmaz burada."

Genç kadın hiçbir çağrıyı geri çevirmiyordu. Zaten Bath'ta geçirdiği günler onu gece hayatına alıştırmıştı. Yalnız, birçok evin tek salonlu oluşu, sonra bir de iskambil toplantılarında konuklara dondurma sunulmayışı karşısında uğradığı şaşkınlığı gizleyemiyordu. Miss Bates, Mrs. Perry, Mrs. Goddard ve öteki hanımların, salon hayatının inceliklerinden habersiz oldukları ortadaydı. Ama, ne zarar. Augusta Elton çok geçmeden onlara her şeyi öğretir, gösterirdi. Baharda, herkesin çağrısına karşılık kendisi büyük bir yemek verecek ve masaları en şık biçimde kurup çok sayıda garson tutarak bütün bu çevreye örnek olacaktı.

Bu arada Emma da Hartfield'de Eltonlar onuruna bir yemek vermek zorundaydı. Köyün diğer kişilerinden geri kalırsa şüphelere ve dedikoduya yol açmış olurdu.

Böyle bir yemeğe çağrılacakların listesini hazırlamak güç bir iş değildi. Yeni evlilerden başka, Westonlarla Mr. Knightley ve çaresiz, Harriet çağrılacaktı. Neyse ki Harrietçik özür dileyerek çağrıyı geri çevirdi de Emma onun yerine Jane Fairfax'i çağırdı: Harriet ondan olabildiğince uzak olmak istiyor, onu ve güzel karısını birlikte görmeye henüz dayanamadığını söylüyordu. Zaten yemekte dört çifti tamamlamak için Harriet yerine Jane'i çağırmayı daha ilk baştan istemişti ya, Harriet'i kırmaktan çekinmişti. Mrs. Weston ve Mr. Knightley'yle arasında geçen konuşmadan beri, Emma, Jane konusunda vicdan azabı çekip duruyordu. Mr. Knightley, Jane'e Mrs. Elton'dan başka kimsenin yakınlık göstermediğini, ne büyük bir sitemle söylemişti.

Genç kız, "Bu yüzden beni paylamakta hakkı var," diye düşünüyordu. "Jane ile yaşıtız; birlikte büyüdük, ona karşı daha arkadaşça davranmam gerekirdi. Oysa ben onu eskiden beri savsadım. Artık bu saatten sonra bana belki hiç ısınamaz ama ben bundan sonra onunla çok daha yakından ilgileneceğim."

Emma'nın çağırdıklarının hepsi olumlu yanıt yolladılar.

Ne var ki daha yemek gecesi gelip çatmadan, terslik sayılabilecek bir şey oldu. John Knightley tam o gün, en büyük iki çocuğunu alarak bir geceliğine Hartfield'e geleceğini bildirdi. İşi başından aşkın bir insan olduğu için ziyaretini başka güne bırakması söylenemezdi. Gelgelelim Mr. Woodhouse da yemekli toplantılarda sekiz kişiden fazlasına dayanamazdı.

Emma, "Gerçi dokuz kişi olacak ama John Knightley pek az konuştuğundan gürültüyü çoğaltmaz," diyerek babasını yatıştırmaya çalıştı.

Gelgelelim en son dakika Mr. Weston'ın birdenbire Londra'ya gitmesi gerekti. Erkenden dönmeye çalışacaktı, ama ne olsa yemeğe yetişemezdi. Böylece konukların sayısı gene sekize indi de Mr. Woodhouse'un içi rahat etti. Emma'nın da üstünden bir yük kalkmış gibi oldu. Gene de, hazır kırk yılın başı bir yemek vermişken, az konuşan ciddi John Knightley'nin yerine insan canlısı, şen Mr. Weston'ın hazır bulunmasını, bir ev sahibesi olarak doğrusu yeğ tutardı.

Beklenen gün geldi, konuklar toplandı. John Knightley o gece daha ilk baştan neşeli olmaya karar vermiş gibiydi. Her zaman ağabeyi George'u bir pencere başına çekip çiftlik işlerinden konuşmaya daldığı halde, bu gece konukların hepsiyle ayrı ayrı ilgilenmeye çalıştı. Mrs. Elton, dantel ve incilerin bir kadını zarifleştirebileceği kadar zarifleşmişti. John Knightley ona hiçbir şey söylemeden, Isabella'ya vereceği rapora yetecek kadar şöyle bir baktı. Jane'i eskiden tanır, sessiz sedasız bir kız olduğu için de pek beğenirdi. Onunla konuşmaya başladı.

Emmaजहाँ कहानियाँ रहती हैं। अभी खोजें