he's sleeping

5.3K 249 243
                                    

"Evet, anne. Biz oldukça iyiyiz."

Hıçkırıklarımı bastırmaya çalışırken hiçbir sorun yokmuş gibi davranmaya devam ettim.

"Zayn mi? O... O uyuyor. Uyandığı zaman seni aramasını söylerim."

Söylediğim yalanın ardından beni onaylayıp telefonu kapattığında kapıya çökerek oturdum. Kalbim, hislerim, her şey paramparçaydı ve ortada sarılacağım bir kocam yoktu.

Aldatılıyordum.

Bana mutluluğu vermiş, ardından onu kalbimden söke söke almıştı.

Neden hâlâ onunlaydım?

Neden onu bırakmıyordum?

Neden gitmiyordum?

Çünkü onu bırakamazdım. Bildiğim tek şey onsuz yapamayacağımdı, benimle olmasa bile belge altında benim olduğunu biliyordum. Ortada çocuğumuz varken beni bırakamazdı. Yüreği yetmezdi.

Çöktüğüm yerden kalkıp yatak odamıza girdim. Girer girmez gözyaşlarım da dökülmeye başlamıştı. Önceden burası bizim kokumuzla dolup taşarken şimdi hiçbir şey yoktu. Boş, bomboş bir odaydı. Zayn'in eve uğradığı dahi neredeyse yoktu ve ben de salonda uyuyordum. Hangi kadın kocası ile paylaştığı yatağında onsuz yatardı ki? Ben yatamazdım. Onu özlerdim.

"Neyim eksik?"

Boy aynasındaki yansımama bakarken hıçkırıklarım arasında konuştum.

"Bana tercih ettiği kadınlar kadar güzel mi değilim? Düzgün bir vücudum mu yok? Aptal mıyım, onlardan neyim eksik?"

Tırnaklarımı avuç içime bastırdım.

"Bırakacaktıysa neden benimle evlendi? Neden bir çocuğa sahip olmamızı sağladı? Neden çocuğuma babalık yapmıyor? Kızımız daha babasının kokusunu bile bilmiyor!"

"Yine abartıyorsun, Mia. Her zaman yaptığın gibi."

Korkudan sıçrarken duyduğum erkeksi sesin kaynağına döndüm. Yüzüme bir gülümseme yayıldı.

"Zayn, yuvamıza mı döndün?"

"Toplantım var. Bana bir takım elbise çıkart, o sırada balkonda bir telefon görüşmesi yapacağım. Ayrıca bavuluma da birkaç parça şey koy. Biraz şehir dışında bulunacağım, toplantı San Francisco'da."

Cevap vermemi beklemeden arkasını dönüp balkona ilerlediğinde yüzümdeki gülümseme yavaşça söndü.

Yine gidiyordu.

Yine yalan söylüyordu.

Yine başka bir kadının kokusuyla uyuyacaktı.

Yine bırakılıyordum.

Ne duyacağımı bildiğim hâlde arkasından sessiz adımlarla ilerledim. Balkona çıkıp kapıyı kapatma gereği bile duymadığında duvara yaslandım ve gözlerim yere kayarken onu dinledim.

"Sadece bekle, güzelim. 10 dakikaya kadar çıkmış olacağım ve sonra restoranta gidip romantik bir akşam yemeği yiyeceğiz. Güzel bir otel ayarladım, anlayacağın birkaç gün benimsin."

Kulaklarımda sürekli aynı sözleri dönerken ağzımdan hafif bir hahlama çıktı, yatak odamıza geri dönüp takım elbisesini çıkarttım ve bavuluna birkaç parça kıyafet doldurdum. Başımı kaldırdığım anda aynanın kenarında takılı olan fotoğrafımız çarptı gözüme. Mutluyduk ve aynı bir karı koca gibiydik. Birbirimize deli gibi âşıktık. Kulağa inandırıcı gelmiyordu ama Zayn'de beni o zamanlar seviyordu.

"Uçağa yetişmem gerekiyor, takım elbiseyi dolaba geri koy. Ben çıkıyorum."

"Toplantın olmadığını biliyorum, Zayn. Bana yalan söyleme."

Kırık sesime rağmen sırıtması yüzüne yayıldı ve evden kapıyı çarparak çıkmadan önce alayla konuştu.

"Bilirsin, randevum var, karıcığım!"

***

melodies and memories • zaynWhere stories live. Discover now