happy birthday, darling

4.5K 246 106
                                    

Birkaç gün sonra.

Bize, mutlu evliliğimize, kızımız Isabella'ya, Malikler'e bunu lâyık gördüğün için senden nefret ediyordum ama seni ölümüne seviyordum da Zayn.

Bir kadın olarak aldatılmaya nasıl göz yumduğumu bilmiyordum ve aramızda kalsın, sanırım biraz sıyırmaya başlıyordum. Kocamı severken aynı zamanda sevmiyordum. Kendimden nefret ediyordum. Kızıma eski sevgiyle bakmıyordum. Onun annesi gibi hissetmiyordum. Nefes almıyor gibiydim. Canım acıyordu. Canım çok acıyordu. Canım tarif edemeyeceğim kadar acıyordu, tüm bunlarla başa çıkmak zorundaydım.

Kendimi kaybediyordum.

Zayn'e karşı içimdeki her şeyi bas bas bağırmak, haykırmak istiyordum ama kalbini kırmaktan korkuyordum çünkü ben... Onsuz yapamayacağımı biliyordum, aynı en ufak sözümde kızımızı çiğneyip benimle boşanacağını bildiğim gibi.

Bu yüzden şu an eski, mutlu resimlerimize bakıyordum. Eski mutluluğumuza, aşkımıza, bize bakıyordum. Şimdiyse bizden bir şey kalmamıştı artık, kendimden habersizce yırtmaya başladığım fotoğraflarımızın ufalanan küçücük parçaları kadar olmuş, etrafa yayılmıştık.

Parçalanmış bir aile ve karısını sevmeyen bir eş ile nasıl devam edilirdi bilmiyordum, devam edilecek miydi bunu da bilmiyordum. Isabella'yı bu geceliğine büyükannesine bırakmıştım ve mazeretim "Zayn ile başbaşa kalmak istiyoruz bir geceliğine." idi. Eğer masa başında oturup karşıma onun fotoğrafını koyarak içmek başbaşa kalmaktıysa yalan söylemiş sayılmazdım.

Kokunu almadığım, varlığını hissetmediğim yerde nefes alamam.

Bu, ona söylediğim eski bir sözdü. Şimdi yapayalnızdım. Kokusu yoktu. Varlığı yoktu, tüm bu şeyleri başka bir kadın hissediyordu. Ben de ne yapayım işte, kokusunu alayım diye parfümünü sıkmış, varlığını hissedeyim diye de bir videomuzu açmıştım. Eiffel Kulesi'nin altında elele dolaşıyorduk ve gençliğimizin hatrına içe içe ağlıyordum.

"Burada bana çok güzel bakmışsın." Gülümserken konuştum ve içki bardağım bitince bu kez şişeyi diktim kafama.

"Burada da çok güzel gülmüşsün. Kim diyebilir ki bu koca aşk satacak kendini?"

Derin bir soluk çekip içime, Zayn'in doğum gününü kutladığımız videoyu açtım. Yalnızca ikimiz varız sanıyordu Zayn, hâlbuki bir de karnımdaki bebeğimiz vardı. Ona verdiğim en büyük hediye bu sanıyordum.

"Büyük sürpriz geliyor..."

"O gece bana bahşettiğin mutluluğu hatırlıyorum da... Dünya üstündeki en mutlu insan olmuştum."

Masadaki diğer bir içkiyi eline alıp kadehe dolduran Zayn'i görmek beni şaşırtmıştı, ne ara geldiğini bilmiyordum. Hiçbir şey yokmuş gibi sandalyeye oturup içerek videoyu izlemeye başladığında gözlerimden ardı arkası kesilmeyen yaşlar akarken onu izledim ben de. Burada sular seller gibi ağlıyordum ama o bir göz yaşımı bile silmemişti. Aksine evliliğimizi silmişti.

"Ve seni kucağımda döndürüyorum... Baba olacağım diye seviniyorum. Ne güzel bir geceydi."

"Peki neden bu mutluluğu sürdürmek varken kesmeyi tercih ettin Zayn?"

Kadehi sertçe masaya bırakıp işaret parmağını havada iki yöne doğru salladı ve ağzından onaylamaz bir mırıltı çıkarttı.

"Benimle geçirebileceğin mutlu birkaç dakikan vardı ama sen bir soru ile bunu mahvettin. Ah, Mia... Benim güzeller güzeli karım... Mutluluk da benim oturup kalkmam kadar kısa bir süre vaat eder. Elinde tutarsan üç saniye bile bir ömür kadar hissettirebilir ama eğer ipleri kaçırırsan..."

Kadehindeki son damlayı içip kısa bir göz teması kurdu benimle.

"İşte böyle gider ve sen de sadece izlersin."

Arkasını dönmüş giderken gözyaşlarım tişörtümü ıslatıyordu.

"Yine nereye gidiyorsun?"

"Chanel ile yeni bir randevum var, karıcığım!"

Kapının şiddetli kapanma sesi ile izlediğim videoya diktim gözlerimi. Hafif geriye sarıp şarap şişemi ekranın içindeki bize doğru kaldırıp yavaşça fısıldadım.

"Doğum günün kutlu olsun, sevgilim. Umarım Chanel ile bir anlığına değil, bir ömürlüğüne mutlu olursun."

***

melodies and memories • zaynWhere stories live. Discover now