this is a game

3.7K 234 284
                                    

Kitaplardaki kötü karakterler, neden kötü olmayı seçerdi?

Zayn neden böyle birine dönüşmüştü?

Neden bu acıyı çekmeye devam ediyordum?

Yanıbaşımda uyuyan Isabella'ya baktım. Arada gördüğü rüyalar yüzünden sıçrıyordu ve benim tek yaptığım donuk gözlerle onu izlemekti. Onu seviyordum ama aynı zamanda ondan nefret ediyordum.

Yorgunca nefesler aldım. Çektiğim her içte kaburgalarımın battığını hissediyordum. Yavaş yavaş sona geldiğimin farkındaydım. Bu yola Zayn'le başlamıştım ve bitişim de onunla olacaktı.

Kocamı bırakmayacaktım.

Yataktan kalkıp odadan çıktım ve soğuk bir duşa girmek üzere küveti doldurdum. Şarap şişesini de küvetin yanına bıraktıktan sonra üstümdeki kıyafetleri sıyırdım ve ayağımı buz gibi olan suya değdirdim.

Hiçbir soğuk Zayn'in eskiden bana aşkla bakan gözlerinin yerine gelen o donuk bakışlar kadar üşüdüğümü hissettiremezdi. Kendimi suya yerleştirdiğim andan itibaren gözyaşlarım birer birer dökülerek küvete karışmaya başladı.

Şu an tam anlamıyla kendi acımın içinde yüzüyordum.

Şarap şişesini kafama dikerken gelen delilikle pantolonuma eğildim ve cebinden telefonumu çıkardım. Rehberden Zayn'i bulduktan sonra açmayacağını bildiğim hâlde aradım.

Beni yıkıp yerle bir eden kişi Zayn'di ama yine de ona ihtiyacım vardı.

Beni şaşırtarak telefonumu açtı.

"Zayn, üzgü-"

"Merhaba, Mia. Zayn müsait değil, söylemek istediğin bir şey mi vardı? Ben ona iletirim."

Benimle dalga geçiyor olmalıydı.

Merhaba, dediği an tanıdığım bu ses kalbimin ortasına bir hançer saplanmış gibi hissettirirken ne yapacağımı şaşırmış bir şekilde aramayı sonlandırdım ve telefonu elimden atamamışken titreyerek ekrana baktım.

Chanel'ın telefonu açtığına inanamıyordum.

Çığlıklar atmamak için yanaklarımı sıkarken telefonu aynaya doğru fırlatmış ve camların etrafa saçılışını izlemiştim. Nefref ediyordum. Kendimden, Chanel'dan, Zayn'den, kızımdan, hayatımdan, her şeyden ve herkesten nefret ediyordum.

Bu acıyla daha fazla baş edemezdim.

Telefonun ardından fırlattığım şarap şişesi kırıklarıyla beraber tatlı bir kırmızı yayıldığında başımı geriye yasladım. Şu an, tam şu an ölmek için her şeyi yapabilirdim.

Hızla küvetten kalktım ve ıslak bedenimin üstüne iç çamaşırlarım ile askılı bir elbise giydim. Kırıklara basarak yine kendimi kesmiş ve ayaklarımın şarabın rengindeki kırmızıyı emmesine sebep olmuştum ama umrumda değildi.

Artık yaşamak istemiyordum.

Isabella'nın yattığı odaya girmek üzereydim ki bir şey beni havaya kaldırdı.

Bu Zayn'di ve şu an beni kucağına almıştı.

Aramızda yalnızca santimler vardı. Yüzünü uzun zaman sonra bu kadar yakından görmek içimi acı bir üzüntüyle kaplamıştı. Gözlerimi biraz indirip boynuna getirdim, morluklara bakıyordum ve Zayn'de beni koltuğa indiriyordu.

Yanıma çöktü.

Sağ elimi boynuna götürdüm ve parmaklarımı yavaşça orada gezdirdim.

Ağlamayacaktım.

melodies and memories • zaynWhere stories live. Discover now