i beg you, mia

2.7K 203 108
                                    

Hissizlik her bir tarafta.

Yüreğimde, ruhumda, başımda, vücudumda... Her yerde.

Zayn nerede? Tatilde. O kadınla beraber. Bu artık beni incitmiyordu, kızımın verdiği acının yanında bu hiçbir şeydi çünkü. Onun katili ben değildim, Yaser değildi, Trisha değildi, Zayn'di.

Öz babası, kızımı öldürmüştü.

Odanın kapısı açılınca içeri Trisha girdi. Yatağın ucuna oturana kadar onu herhangi bir tepki vermeden izledim.

"3 gündür buradan çıkmıyorsun."

"Çünkü kızım hâlâ burada, hissediyorum, Trisha. Hangi anne çocuğunu bırakır ki?"

"Mia, bunu kendine yapma, kızım..."

Tek kelime etmedim. O ne anlardı ki? Evlat kaybetmenin acısını biliyor muydu sanki?

"Anlamadığımı düşünüyorsun değil mi?"

"Nasıl anlayabilirsin ki?"

"Zayn benim oğlum değil."

Aniden gözlerim onunla buluştu ve ağzım şaşkınlıkla aralandı. Gözlerinin yaşlarla dolduğunu görebiliyordum. Uzanarak kendime çektiğim bacaklarım ile kendimi iterek sırtımı yatak başlığına yasladım ve dik bir pozisyon alarak Trisha'ya döndüm.

Neyden bahsediyordu?

"Ne?"

Yüzünü acı bir tebessüm kapladı.

"Waliyha ve Safaa. Benim asıl çocuklarım onlardı. Zayn başka bir kadından ama bunu bilmiyor."

Kurduğu her cümle bir kurşun etkisi yaratıyordu bende. Nasıl bir tepki verebilirdim bunların karşısında? Ne diyebilirdim?

"Ben... Anlamıyorum, Trisha."

"Senin yaşadıklarını," Derin bir nefes alarak elimi tuttu. "Ben de yaşadım, Mia. Belki de daha ağırlarını."

"Neden? Neden bunu yapıyorlar?"

"Yaser'le evliliğimizin ilk yılıydı. Waliyha ve Safaa doğduktan sonra Yaser eve uğramamaya başladı. Birkaç gün sonra bana, beni aldattığını söyledi, Mia. Öz kocamdı bunu söyleyen. Bana onu bırakmak gibi bir seçenek sunmadı. İstesem de ayrılamazdım, öyle şeylerle tehdit etmişti ki... Sustum. Zaten bir zaman sonra ondan ölesiye nefret etmeye başladım ve umursamadım. Sonra ne oldu biliyor musun? Buna daha fazla dayanamıyordum."

Boğazına oturan yumruyu gidermek amacıyla yutkunduğunda elimi sırtına koyup sıvazladım.

"Tüm bunları kesmesini söyledim. Bu acıyı daha fazla çekemezdim ama kötünün de kötüsü olduğunu öğrendim, Mia. Güldü. Sözlerime güldü ve korktum. Yaser deliydi. Gözlerimin önünde silahını belinden aldığı gibi iki kızımı da öldürdü. Günler sonra kucağında bir başka oğlan çocuğuyla çıkageldi. Ondan nefret edebilirdim, onu istemeyebilirdim. Annesi doğum sırasında ölmüş. Ona ismini ben verdim, her baktığımda Waliyha ve Safaa'yı anımsatıyordu bana. Gerçekten ondan nefret edebilirdim ama yapamadım. O kadar masum ve güzeldi ki... Kızlarım öldükten sonra her gün ölmüş olmayı dileyip duruyordum ama Zayn benim için bir umuttu. Büyüdükçe güzelleşiyor sanıyordum, meğer büyüdükçe bir canavar oluyormuş.

Bir gün seninle tanıştı. Nasıl mutluydu, nasıl gülümsüyordu... Bana seni anlatıp dururdu. Bunun olmaması gerektiğini söylemek istedim çünkü Zayn'in içten içe aklını kaybettiğini biliyordum. Yaser onu sabah evden çıkarıp günlerce getirmez, aynı kendisi gibi yapardı. Sana acıyordum, benimle aynı şeyleri yaşayacak olman beni korkutuyordu ama Zayn seni seviyordu. Çok seviyordu. Bunları yaptığının farkında değil, Mia. O hasta ve yardıma ihtiyacı var."

melodies and memories • zaynHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin