fuck off

2.7K 197 198
                                    

Karşımdaki elbiseye baktım. Çekici duruyordu ama bir düğünde giyilebilir miydi emin değildim. Zayn yalnızca dolaptan bunu seçerek önüme koymuş ve giymemi söylemişti.

"Ben bunu giymek istemiyorum." dedim gözümü kırpmadan elbiseyi izlerken.

"Ama giyeceksin. Pantolon ve tişörtle mi gelmeyi düşünüyorsun benim yanımda?"

Pantolonunun kemerini de takınca yanıma gelip elini omzuma koydu ve aynı benim gibi elbiseyi izlemeye başladı. Yanında iç çamaşırımla duruyordum, doğrusu külotla. Üstümde hiçbir şey yoktu çünkü elbisenin altına sütyen takmayacaktım.

En sonunda pes ederek "Tamam." dedim. Bu iş daha da uzasın istemiyordum. Yanağıma bir öpücük kondurup gülümserken siyah kravatını aldı ve elbiseyi hızla üstüme geçirdim.

"Biraz fazla kısa." Elini çıplak bacaklarımda gezdirip kalçalarıma doğru çıkarttı. "Ama sana yakışmadığını söyleyemem. Her neyse, kravatımı takar mısın?"

"En son hatırladığımda kravatını takabiliyordun." Yine de elinden aldım ve o karşımda durduktan sonra bağlamaya başladım. Elleri belimdeyken sakin durmak zordu ama yine de tâviz vermeyi düşünmüyordum.

"Teşekkür ederim. Hadi, çıkmamız gerek. Geç kalacağız."

Uzattığı koluna girip saçlarımı savurdum ve evden çıkmadan önce "Güzel bir çift olduk. Yeniden." deyişine gülümsedim, "Evet, evet, öyle olduk." diye yanıt verdim.

Arabaya binip düğünün gerçekleşeceği yere giderken her şey güzeldi. Sohbet ediyor, eğleniyor, gülüyorduk. Ne yaptığımı bilmiyordum. Ne yapmam gerektiğini de aynı şekilde. Emin olduğum tek şey aklımı kaçırdığımdı. Beni yok eden adamda hayat bulmaya çalışıyordum.

Kiliseye adım atar atmaz yüzümdeki gülücük silindi ve Zayn bunu fark edince elimi bırakıp bileğimi tutarak sıktı.

"Lanet yüzün biraz gülsün." İnsanların arasından geçerken fısıldayarak konuştu.

"Gideceksin. Gece beni eve bırakıp Chanel ile gideceksin. Zayn... Bugün seninle nasıl iyi oldum?"

"Kes sesini."

Ve sustum.

Sustum çünkü aklımda çok daha iyi bir şey vardı. Kime göre ve neye göre iyi olduğu değişirdi ama bunu yapacaktım. Öyle ki yaptım da. Zayn ile birkaç kişiye selam verip sandalyelerimize yerleştikten sonra düğün tam anlamıyla başladı. İnsanlar garip gözlerle bir Zayn'e, bir Chanel'a, bir de bana bakıyordu. Herkes burada neler döndüğünün farkındaydı ve akıllarında birçok soru dolaşıyordu. Haklılardı da. Karısını aldattığı kadının düğününe, her şeyi bilen karısını da getiriyordu Zayn.

Tüm bunların hırsıyla doldum, doldum, doldum ve yeminler edileceği sırada sandalyemden fırladım.

"Mutlu olacağını mı sanıyorsun, sürtük?! Evleniyor olmana rağmen başka bir adama bacaklarını açmaya devam edeceğin hâlde mutlu olacağını mı sanıyorsun? Üstelik fahişeliğini yaptığın adamın karısı ve kızı var. Tüm kadınlar adına senden utanıyorum, bunlara çok pişman olacak-"

"Siktir git buradan." Alayla Zayn'e bakıp güldüm.

"Gideyim, ha? Giderim ama şunu yapmadan asla." Kimse beni tutmaya çalışmadı, ben de yürüyüp tam Chanel'ın önünde durdum ve yüzüne sağlamca tükürdükten sonra kocasına okkalı bir tokat attım. "Bu, fahişenin tekiyle her haltı bildiğin hâlde evlendiğin içindi."

İnsanlar çıt çıkarmadan olanları şokla izlerken onlara döndüm.

"Sen," dedim elimle bir kadını gösterirken. "Sen, sen, sen ve sen." Birkaçını tek tek gösterdim. "Nasıl burada oturabiliyorsunuz? Nasıl bu alçakça davranışa göz yumabiliyorsunuz? Nasıl hemcinsinize böyle bir şey yapılmasına izin veriyorsunuz?" Beylere döndüm. "Hiçbiriniz adam değilsiniz. Hepinizden tiksiniyorum."

melodies and memories • zaynHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin