~Garip kurallar!/ 3. BÖLÜM~

10.4K 278 26
                                    

Rüya'dan:

Tuğçe ve Tuğba... Gerçekten çok tatlı ve kafa dengi kızlar. Beraber tüm eşyalarımı yerleştirdik. İkisi de tam kıyafet delisi çıktı. Teker teker elbiseleri yerlestirmeden önce yorum yapıyorlardı.

Tuğba ile ortak yönümüz bile varmış. Onunda tulum koleksiyonu var. Bir gün beraber giyeceğimize dair söz aldı benden. Tuğçe pek sevmiyormuş. Şimdi üzerimizi değiştirdik. Bir kaç dakikaya yemek saati gelicek. Bu neyin kafası bilmiyorum ama, yemekhaneye zil çalmadan gitmek yasakmis.

Zil çaldıktan sonra koridorda bir gürültü oluştu. Bu ne böyle ya, kıtlıktan mı çıktınız amk!? Tereddütle ayağa kalktım. Tuğçe ile Tuğba da arkamdaydı. Yavaşça kapının kolunu indirdim, tam açmadım kapıyı. Aralıktan başımı dışarı çıkarıp etrafa baktım. Tuğba'nın:

'' merak etme, zombi değiller. Yemezler seni'' diye fısıldamasıyla yerimden sıçradım. Kafam kapıya çarptı. Tuğçe kahkaha atarken, Tuğba gülerek başımı tuttu.

''Özür dilerim. Bu kadar korkucağını düşünmemiştim.'' Diyip daha fazla gülmeye başladı. Sonunda dayanamayıp başımı tutarak bende güldüm. Ahh cidden acımıştı.

Koridor az da olsa boşalınca dışarı çıktık. Bir çok göz bize döndü. Yeni olduğum için herhalde. Neyse...
Birlikte yemekhaneye kadar gülerek yürüdük. Üzerimde devamlı hissettiğim bakışlarla başımı çevirdim ve mavilerle karşılaştım. Cidden çok değişik bakıyordu. Neyse herhalde birine benzetti diyerek yoluma devam ettim ama bakışlar yine beni delip geçiyordu.

Sonunda yemekhaneye vardığımızda sıraya geçtik. Açık büfe olduğu için herkes istediği kadar alıyordu. Eski ben olsa tabağımı tıka basa doldurur bir pirinç tanesi bile bırakmazdım. Ama istahıma ne oldu bilmiyorum doğru düzgün yemek yiyemiyorum.

Yemeklerimizi alıp bir masaya oturduk. Benim tabağımda pek birşey yoktu fakat Tuğçe ve Tuğba nın tabakları benim aksime tıka basa doluydu. Yarış yapıcaklarını söyleyince şaşırıp güldüm. Gerçekten normal değiller. Eh tabi benimde pek normal olduğum söylenemez.

Yanımıza iki tatlış kızların gelmesiyle bakışlarımız onlara döndü. Tuğçe ile Tuğba belliki tanıyorlardı onları. Çünkü onlar geldiğinde direk gülümeyip oturmalarını söylediler. İkiside gerçekten çok sevimliydi. Ayrıca güzeldi de. Biri yanıma diğeri ise tam karşımdaki sandalyeye oturdu. Yanımdaki elini uzatarak:

''Merhaba ben Nisan, memnun oldum. Sende şu ünlü iş adamının kızı Rüya olmalısın. Seni hiç görmedim. Burdaki herkesi tanırım aslında.'' Dedi tek nefeste. Cidden çok hızlı konuşuyor. Saskinligimi üzerimden atarak. Elini sıktım.

''Memnun oldum evet ben Rüya.'' Dedim gülümseyerek. Karşımda ki kızda güldü.

''Bende Mayıs. Kusura bakma Nisanın çenesi düşüktür biraz! Ayaklı gazete derim ben ona. Fazla takma zamanla alışırsın'' dedi. Bunun üzerine Nısan hariç diğerleri gülmeye başladı.

''Memnun oldum. Şey sizde mi kardeşsiniz. İsimleriniz garip geldi de'' Dedim çekinerek. Beraber bakışıp güldüler.

''Hayır, kardeş değiliz. Sevgiliyiz '' dedi Nisan gülümseyerek. Bunu beklemediğimden tepki veremedim bir süre. Yanlış anlamış olucaklar ki

''Şey sen yoksa homofobik misin? '' diye sordu Mayıs tereddütle. Hemen lafa atlayarak

''yok hayır hayır. Yanlış anladın. Tabiki homofobik değilim. Sadece birden şey edince... yani söyleyince garip oldum tepki veremedim'' Dedim hızla. Cidden homofobik olmak benim için mide bulandırıcı birşey. Homofobiklere fobiğim ben. Hangi akla hizmet böyle oluyorlar ki. Sanane kardeşim kim kimi seviyorsa seviyor. Sana mı kaldı namusu??

Ben böyle diyince. Nisan rahatlamış bir yüz ifadesiyle:
''Ohh rahatladım. Bir an senin gibi sevimli bir kızın homofobik olduğunu düşündüm de ... cidde mide bulandırıcı'' dedi yüzünü buluşturarak.
Aklıma gelen Şey ile onlara döndüm.
''Siz nasıl tanıştınız. Anlatır mısınız? Merak ettim de tabi özel değilse'' Dedim. Bunu üzerine Mayıs kahkaha atınca şaşırdım. Ne oldu ki? Nisan konuşmaya başladı.

''Yok canım ne özeli. Anlatiyim. Şöyle oldu. Ben daha yeni gelmiştim buraya. İçimden de dua ediyorum. Allahım inşallah düzgün aklı başında kişilerle karşılaşırım diye ama nerden biliyim karşıma bunların çıkıcağını.''
Ben gülmemek içn kendimi tutarken kızlar ona ay götüm bakışları atiyorlardı. Öksürerek

''Neyse canım. Sonra ben odaya girdim. O zaman da eşcinsel olduğumu çoktan kabullenmişim. Bir baktım odaya taş gibi kızlar var burda. Dedim ki içimden '' kızım Nisan cennete düş- ahh ne vuruyorsun be''

Biz kahkahalarla gülerken Mayıs Nisana en sert bakışlarını yolluyor Nisan da kolunu ovuyordu. Mayıs

''En iyisi devamını ben anlatiyim yoksa bu kız elimde kalıcak. Neyse bu cadı odaya bir süre mal mal baktıktan sonra bana bakmaya başladı. O zaman benim 2 tane oda arkadaşım vardı. Bunlar yurttan ayrılıyorlardı. Bir yandan üzülüyorum gidicekler diye ama bir yandan da göbek atıyorum oda bana kalıyor diyordum kiii bu cadı gelene kadar. Neyse dedim ki tek kışı bir şey olmaz sessiz sakin biridir. beni rahatsız etmez diyordum. ama yani söylediklerimin hepsi mi ters çıkar. Bu geldi yanıma cici kızlar gibi ''merhaba ben Nisan'' dedi. Bir an kaldım öyle yanlış mı duydum diye sonra yoo öyle dedi dedim. Gülümsedim '' Bende Mayıs'' Dedim ama demez olsaydım. Bu başladı konuşmaya susturabilene aşk olsun. Neymiş efendim dalga mı geçiyorsun, sonra hepimiz mi aynıymışız falan. Adımın Mayıs olduğuna 1 hafta zor inandırdım....''

Mayıs anlatmaya devam ederken bizim kahkaha ata ata yere düşmemize az kalmıştı. Birde Nisan her seferinde itiraz ediyor yok böyle oldu şöyle oldu diye. Üzerimdeki delici bakışlar artık beni rahatsız edince başımı kaldırdım ve yine o mavilerle karşılaştım....

*******************

Kusura bakmayın lütfen bölümü geç attım. Biraz kötü oldu ama bir dahaki bölüme kendimi affettirmeye çalışıcam. Umarım beğenmişsinizdir. ^^

Yatılı Kız Lisesi (Girl×Girl)Where stories live. Discover now