~Hiçbir şeyin Olurum!/ 21. BÖLÜM~

4.6K 176 28
                                    

İyi okumalar :))

***************

Rüya'nın Ağzından:

 Burnuma dolun hastane kokusuyla ve baş ağrımla yüzümü buruşturdum. Ahh cidden! Başım çatlıyordu resmen. Elim ağrıyan başıma giderken alnımdaki sargı kaşlarımı çatmama neden oldu.

 Başım neden sargılı ve şişmiş bir durumda?
Ben neden hastanedeyim?
Dün neler oldu? 
Hiç bir fikrim yok. Hatırladığım en son şey dün barda içtiğimdi. Gerisi silinmiş gibiydi.

 Odanın kapısı açıldığında oraya döndüm. Elinde kahve ile Deniz girdi içeri. Dün geceden kaldığı her halinden belliydi. Yorgun, göz altları uyumadığını belirtirmişçesine halkalar halinde morarmış ve maviş gözleri kızarmıştı.

Bu halde bile güzel olması doğaya aykırı bence.

'' ... Hayır yani bir insanın hayali bile bu kadar güzel olabilir mi ya? Kesinlikle doğaya aykırı...''

Dün geceye dair hatırladığım şey ile birden kaşlarım çatıldı. Deniz dün gece bara mı gelmişti? Yoksa aklım bana oyun mu oynuyordu?

Deniz uyandığımı görünce hızla koşarak yanıma geldi. Elimi tuttu ve kocaman gülümsedi. Mutlu olduğu her halinden belliydi.

''Rüya! Allah'ım çok şükür uyanabildin sonunda. İyi misin? Bir yerin falan  ağrıyor mu hm? Doktor çağırayım hemen.'' Tam gidicekken elinden tutup engelledim onu.

''Sakin olur musun bir? İyiyim ben. Biraz başım ağrıyor sadece. Doktora gerek yok.'' Diğer eliyle yüzüme düşen bir tutam saçı kulağımın arkasına sıkıştırdı.

''Güzelim, emin misin? Bak bir koşu gidip çağırabilirim. Hem ne kadar ağrıyor başın? Çok mu, az mı? Ağrı  kesici falan ister misin?''

''Deniz, gerek yok bir sakin ol. Sadece..
Ben nasil geldim buraya? Başımda niye sargı var? Dün en son kızlarlaydım ne ara geldin sen?''

Kaşları yavaşça çatıldı. Tuttuğum elini çekip birkaç adım geriledi.

''Sen.. birşey hatırlamıyor musun? Yani dün olanları?'' Başımı iki yana salladım.

''Dün için en son hatırladığım kızlarla içiyorduk. Hayal meyal senin bara geldiğini hatırlıyorum. O kadar yani, gerisi yok bende. Noldu dün?''

 Bir süre durup sadece yüzüme baktı. Sonrasında hafifçe boğazını temizleyip doğruldu.

''Birşey olmadı. Dün çok içmişsin. Mayıs beni aradı. O ile Tuğçe, Tuğba ve Nisan ile uğraşıyorlardı. Benim seni almamı istediler.''

''Peki. Neden burdayız ve gözlerin neden kızardı?'' Derin bir nefes aldı.

''Biraz dolaşmak istediğini söylemiştin. Bende sen çok ısrar edince kabul ettim. Sonra..'' duraksadığında devam etmesi için

''Sonra?'' Dedim.

''Sonra birden yere düşüp başını kaldırım taşına çarptın. Bende apar topar seni kucaklayıp hastaneye getirdim. Başını kötü çarpmıştın. Doktorlar birseyin olmadığını söylese de.. ne biliyim kötü oldum.'' Bunu söylerken başını eğmişti ve sesi kısık çıkmıştı.

''Sen bana birşey olucak diye korktun mu?'' Başını hızla bana çevirdi. Tam ağzını açmıştı ki kapı tekrar açıldı ve içeri hemşire girdi. İkimizin de bakışları ona dönerken o bana doğru yürüyerek gülümsedi.

''Demek uyandın. Kız arkadaşın baya endişelendi senin için. Bir dakika olsun ayrılmadı başından.'' Tek kaşım kalkarken nedense Deniz'i kız arkadaşım sanmasına değilde bunları söylerken ki ses tonuna ve bakışlarına takılmıştım. Sesi 'keşke beraber olmasaydınız' dermiş gibi çıkmıştı. Yada ben fazla paranoyaklaştım. Deniz birden

Yatılı Kız Lisesi (Girl×Girl)Wo Geschichten leben. Entdecke jetzt