kalbe mukayyet olmak

12K 1.2K 457
                                    

Jimin mutlulukla gerinirken tek gözünü açarak etrafı tanımaya çalıştı. Kendini ait hissetmediği yerde güneşin artık sırasını aya verdiği zamanda uyanmanın verdiği bir miktar şaşkınlık ve akıl karışıklığı ile öylece yattı. Büyük pencerelerin içinden artık güneş ışıkları yerine şehrin ışıkları süzülüyor ve Jimin'in büyüklenmesini arttırıyordu. Sonsuza kadar öylece durup dışarıyı izleyebilecekmiş gibi hissediyordu kendini. Normalde şehrin bu ışığını  görmemek ve gürültüden kurtulmak için özellikle  denize bakan taraftan oda almıştı  ama şu an kendini  ait hissetmediği bu  yerde yaptığı hata yüzüne vurguluyordu.

"Uyanmışsın. Günaydın." Arkasından duyduğu sesle irkilse bile belli etmemeye çalışarak boğazını temizledi ve yatağın üstünde daha düzgün bir şekilde oturdu Jimin. Şimdi her şey daha mantıklı gelmeye başlamış, üzerinden o uyku halini atmaya başlamıştı.

"Günaydın mı? Neden uyandırmadın beni? Çok geç olmuş saat." Jungkook omuz silkerek gelip yanına oturdu. O sıra Jimin, Jungkook'un üstünü değiştirdiğini fark etti. Artık üstünde beyaz dar bir gömlek ve altında da yine dar siyah bir kumaş pantolon vardı. Jimin bu duruma sadece içinden ıslık çalarak karşılık verse de Jungkook'a karşı bir şey belli etmemeye çalıştı.

"Çok rahat uyuyordun seni bırakayım dedim."

"Bir yere mi gittin? Üstünü değiştirmişsin." Jungkook ellerini ceplerine sokarak kendini süzdü. Yüzündeki ifadeye bakılırsa az sonra pek de Jimin'in hoşuna gidecek bir şey söylemeyecekti.

"Sen uyurken çok fazla şey yaptım." Fısıldayarak söylemesi Jimin'in sadece geriye doğru kaçmasına vesile olmuştu. Kim olsa şu an yaşadığı durumu büyük bir yanlış anlaşılmayla karşılayacağı için Jimin içinden kendini telkin etmek istese de yanaklarına yerleşen pembeliklerden dolayı kötü hissetmeye başlamıştı. "Çok çabuk utanıyorsun."

"Ne alakası var?" Gözlerini mümkün olduğunca Jungkook'dan kaçırmaya çalışıyor fakat bu seferde kendini ele veriyordu. Buna sadece gülmekle yetinen Jungkook ellerini ceplerinden çıkartarak daha rahat bir şekilde yatağın üstüne oturdu.

"Neden buraya gelmiştin?"

"Şu an bunun konumuzla ne alakası var?" Jimin, Jungkook'un sadece konuyu değiştirmeye çalıştığının farkındaydı aslında. Sadece şu an her şey üstüne geliyor gibi hissetmiş olmasından dolayı düzgün cevaplar veremiyor, her saniye biraz daha batıyordu.

"Sadece muhabbet açmaya çalışıyordum."

"Tatil yapmaya geldim." Jungkook başını sallayarak cevap verdi. Jimin ise neden böyle yaptığını bilmiyordu. Tamamen bir aptal gibi davranmasının nedeni ne uyku ne de başka bir şeydi. Sadece şu an karşısındaki bedenden çekiniyor oluşu onu tuhaf davranmaya itiyordu ve neden çekindiğini kendisini de bilmiyordu. Normalde insanlardan o kadar çekinen bir kişiliği yoktu ama bir şey onu bu çekince durumuna itiyordu şu an. "İnsanlar tek başına da tatil yapabilirler."

"Benden bu kadar korkmana gerek yok. İsmini eninde sonunda öğreneceğim zaten. Hayat hikayeni de başkalarına satacak değilim." Jimin omuz silkti. Pekala Jungkook elbette haklıydı. Fakat ayrıntı vermeden konuşması tamamen çekincesinden kaynaklıydı, korkusundan değil. Aksine Jungkook'un yanında korkudan kilometrelerce uzaktaydı.

"Sadece bilmiyorum. Kendimi saklama ihtiyacı duydum sanırım. İsmim Jimin." Jungkook, Jimin'in içini eritecek bir şekilde gülümseyerek ona bakınca erosun lanet oklarından birinin kalbine saplandığını hissetti. Kesinlikle depresyonda olduğu için önüne gelen adama kalp atıyordu, başka bir nedeni olamaz diye düşünse de bu adamla yakında evlilikleri sonlanacak olması Jimin'i bir miktar üzüyordu. Belki bu da  depresyonuna bağlanabilirdi. Bir ihtimal.

✓ Fated | kookmin Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin