evrensel görüşe aykırı aşklar

8.5K 891 435
                                    

Jungkook bıkkın bir şekilde kolundaki serumu deyim yerindeyse yerinden sökerek çıkardığında karşısında oturan Yoongi kollarını birleştirmiş bir şekilde onu izliyordu.

"O şeyi hemşirenin çıkarması daha iyi olurdu." Jungkook sadece omuz silkerek ayağa kalktı ve kolunda kanamaya başlayan deliği umursamadı. Her bayıldığında serum yemekten sıkılmıştı. İlginç bir yöntem deneyerek neden kolonya koklatmıyorlardı ki sadece? 

"Çıkış yapıp gidelim buradan artık." Yoongi onaylayarak ayağa kalktı. Sabah işe gitmek üzere yola çıkmıştı ama sonradan hastaneden gelen bir arama üzerine yönünü buraya çevirmişti. Jungkook'un acil aramalar kısmında sadece Yoongi bulunuyordu bir de Hoseok ama öncelik Yoongiye aitti. Babasının yüreğine indirmek istemediği için onu bu listeden uzak tutmuştu. Hemşireler listenin başında yer alan ismi aradıklarında Jungkook baygındı. Evde bayılmasının ardından uyanmış ve kendini bayıldığı yerde bulmuştu yine, ama bu sefer ilginç olarak ayıldıktan hemen sonra kusmaya başlamış ve ardından da soluğu hastanede almıştı. Pekala kontrollere gitmiyor olabilirdi ama yine de canını önemsiyordu az da olsa.

En sonunda temiz havaya çıktıklarında Jungkook bir süre sabah esintisinin verdiği dinginlikle durdu kapının önünde. Yoongi ise bir süre yanında durmuş ardından da arabasına doğru gitmişti.

"Kim getirdi seni buraya?"

"Kendim geldim." Yoongi arabaya binerken Jungkook da vakit kaybetmeden yerini almış fakat camı açarak içeri temiz hava girdirmişti.

"Bayılacağını filan mı hissettin?"

"Hayır direk bayıldım fakat uyandığımda kusmaya başladım. Bir şeyler ters gitti işte ve sonra kendimi buraya attım. Sonra bayılmışım tekrar." Yoongi kaşlarını çatarak arabayı çalıştırdı. Jungkook'u eve bırakmayı hedefliyordu fakat işe de geç kalıyordu. Ne yapacağını tam olarak kestiremeden öylece sürdü arabayı.

"Kontrollere gitmiyorsun değil mi?" Jungkook iç çekerek başını olumsuz anlamda salladı ve cevap verdi.

"Kaç yıldır aynı şeyleri tekrar edip duruyor yaşlı bunak. Gitmek istemiyorum ama ilaçlarımı içiyorum işte." Yoongi bir şey söylemek istemiyordu. Jungkook bu fikri onlar ilk kez açtığında büyük bir kavgaya girişmişlerdi ve sonunda kazanan Jungkook olmuştu. Aslında sık bir şekilde bayılmıyordu sadece büyük bir stres altında olduğu zaman vücudu direncini kaybediyor dakikalar içinde dayanabildiği yere kadar dayandıktan sonra vücudu kendini dış dünyaya kapatıyordu. Kusması da belki bu geceki stresin daha önce gördüklerinden daha büyük oluşuyla alakalıydı. 

Bu bayılmaları annesinin ölümüyle beraber başlamıştı. O gün yaşadığı büyük üzüntü yüzünden vücudu ilk kendini kapama işlemini başlatmış ve cenazede herkesin ortasında bayılmıştı. O günden sonra düzenli olarak doktora gitmişlerdi babasıyla. Karısının ölümünü daha sindiremeden Jungkook onun omuzlarına bir yük daha bindirdiği için kendinden nefret etmişti fakat yine de umudunu kaybetmemiş ve bu eziyetin bir süre sonra biteceğini düşünmüştü. Yeni okula başladığı zamana kadar hiçbir problem olmamıştı, doktorlar buna psikolojik demişti ve bir tedavi vermemişlerdi. Saçma sapan ilaçları içerek hayatta kalıyordu. Bu gece başlamadan önce ilaçlarını alması gerekiyordu aslında ama Jungkook aniden gelişen fikri yüzünden ilaçlarını unutmuştu.

"Yeeun'a nişanı atmak istediğimi söyledim. Aynı zaman da ailesine de ve babam da biliyor." Yoongi kendini tutamayarak arabanın içini sağlam bir küfürle doldururken Jungkook direk bir şekilde dışarıya bakıyordu. Nedensiz bir şekilde üzerinde bir hafiflik vardı.

"Yeeun'un bu fikre bakış açısı ne?"

"Bozmak istemiyor."

"Jungkook, o kız bunun peşini bırakmayacak." Jungkook sadece omuz silkti. En fazla ne yapabilirdi ki? Birkaç defa kendini rahatsız ederdi biraz da boş tehditler savururdu ama gerisi pek önemli değildi.

✓ Fated | kookmin Where stories live. Discover now