3- Melez Ne Demek?

11.8K 680 236
                                    

-Medya, Nico

  / / / Miranda / / /

      Jonah yanımda nefesini düzene sokmaya çalışırken bende korkunun bedenimi ele geçirmesine direnmeye çalışıyordum. Bu nasıl olmuş olabilirdi? Çeteyi nasıl öğrenmişlerdi? Bayan Serima basit bir yetimhane öğretmeniydi ama ya Bayan Almont'a söylerse... Off, harika! Vücudumda daha kaç yeni morluk çıkabilir diye düşünürken sınıfın kapısı çarpılarak açıldı ve içeriye sinirli bir şekilde Bayan Almont girdi. Girdiği saniye nefret dolu gözleriyle beni süzerken konuşmaya başladı,

''Miranda Crawe! Sen ve köpeklerin Bayan Serima'nın odasında bekleniyorsunuz!'' dedi, sanki adımı bir küfür gibi söylemişti.

   Bütün benliğim ''Onlar benim köpeklerim değil, arkadaşlarım!'' diye bağırmak istese de dudaklarım sadece bunları söylememe izin verdi, ''Hemen gidiyoruz efendim''

    Çocuklara kalkmalarını söyledim ve birlikte sınıftan çıktık. Nick sınıfın kapısını kapatır kapatmaz Max bağırmaya başladı,

''Bunu nasıl yaparsın Lauren! Nasıl bizi gammazlarsın!'' dedi sinirle ayağını yere vurarak.

''Ne! Ben mi? Ben hiçbir şey yapmadım Max, o sadece seni korkutmak için yaptığım bir blöftü çünkü sen Natalie'yle oturmuştun!'' dedi Lauren biraz üzgün bir sesle.

''Tamam çocuklar, lütfen şu durumda kavga etmeyin de Serima'nın istediği neymiş gidip öğrenelim'' dedi Robin onları sustururken.

/ / /

    Sessizce koridorun sonundaki Bayan Serima'nın odasına giderken Skylar neredeyse ağlayacaktı. Leanna ona sarıldı ve hiçbir şeyin olmayacağını söyledi. Max ve Nick aralarında bir şeyler konuşuyorlardı. Robin benim yanımda sessizce yürüyordu ve Jonah en arkada Lauren ile düşüncelere dalmıştı.

''Tamam, sanırım Bayan Serima'nın odası burası'' dedi en öndeki Nick ve kapıyı sert bir şekilde tıklattı. Bayan Serima yetimhanede ders veren sıradan bir öğretmendi fakat diğer öğretmenlerin aksine yetimhanede kaldığı için kendine ait özel odası vardı. Açıkçası bize ne diyeceğini merak ediyordum.

   İçeriden ''Girin!'' diye incecik bir ses geldi ve bizde sessiz adımlarla içeriye girdik. Bayan Serima kıvırcık, kahverengi saçlarını at kuyruğu yapmış, beyaz sade bir gömlek ile bol, vişne çürüğü bir pantolon giymişti. Masasında yığınla kitap vardı ve Bayan Serima da üstlerine not alıyordu. Kafasını kaldırıp gelenin biz olduğunu gördüğünde oturmamız için eliyle masanın önündeki koltukları gösterdi.

   Biz sekiz kişi olduğumuz için ben, Robin, Nick ve Lauren ayakta kaldık. Bayan Serima aldırmayıp masasındaki kitapları bir kenara topladı ve bize tek tek bakmaya başladı. Birkaç dakika sonra sessizliği bozan Leanna oldu.

''Bizi niye görmek istediniz Bayan Serima?'' dedi çekingen bir tavırla.

''Bu yaptıklarınızı konuşmak için tabii'' dedi Bayan Serima sakin bir sesle.

''Biz hiçbir şey yapmadık!'' diye cırladı Lauren saniyesinde.

''Hem kanıtınız da yok...'' diyerek destek çıktı Skylar.

''Ah, benim bilmem en büyük kanıt zaten canım. Bakın, beni iyi dinleyin, sizi bu seferlik affediyorum ve Bayan Almont'a yaptığınız hırsızlıkları söylemiyorum ama bu çeteyi tekrar iş başında görürsem sonuçları yetimhaneden atılmaya kadar ulaşabilir. Sizlerin kleptoman olmadığını da biliyorum, yani kendinize hakim olabilirsiniz, bir daha çalmak yok!'' dedi Serima ve sinirli bir sesle peş peşe sıraladığı cümlelerin ardından derin bir nefes aldı.

Hermes'in Kızı |Nico di Angelo|Tahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon