5- Melez Kampı'nda İlk Gün

12.2K 713 415
                                    

-Medya, Miranda ve Nico :3-

/ / / Miranda / / /

    Sarsak adımlarla üst kattaki odama çıktım ve kapıyı sertçe açıp içeri girdim. Skylar yatağının baş kısmına sırtını yaslamış, dizlerini karnına çekmiş yine defterine bir şeyler çiziktiriyordu. Onu umursamayarak kendimi yatağa attım ve birkaç dakika sonra boğuk bir sesle konuşmaya başladım,

''Serima eşyalarımızı toplamamızı istedi. Gidiyoruz Sky, hemen, şimdi...'' dedim.

''Ne! Hemen mi! Hayır yaaa!'' diye cırladı Skylar bir anda.

''Evet Sky, maalesef hemen'' diyerek onu yanıtladım ve ayağa kalkıp yatağımın kenarındaki valize uzandım.

    Dolabımdaki zaten azıcık olan giysilerimi koyduktan sonra mitoloji kitabını, bugünkü görevden aşırdığım mücevherleri, drakonun dediğine göre gümüş kaplamalı bronz hançeri, birkaç paket peynirli Cheetos'u ve eski bir fotoğrafı da valize koyduktan sonra gitmeye hazırdım. Arkamı dönüp Skylar'a baktığımda çoktan hazır olmuş bir şekilde beni beklediğini gördüm. Omuz silktim ve eski odamıza son kez göz gezdirdim. Tek kelime bile etmeden kapıdan çıktım ve kimseyi uyandırmamaya özen göstererek valizi indirmeye başladım.

     Skylar ile birlikte valizlerimizi merdivenlerden ses çıkarmamaya özen göstererek indirdik. Jonah, Max, Nick ve Robin'in odalarından sırasıyla geçerken onlara veda etmemeye karar verdim çünkü ben veda etmede çok kötü bir sicile sahibim. Sky ile dış kapıya ulaştığımızda Leanna ve Bayan Serima'nın bizi beklediğini gördüm ve gerildim.

    Kolay değildi yani bu yetimhaneyi öylece bırakıp gitmek. Burada tam on beş senemi harcamıştım. Her ne kadar bu iğrenç yerden nefret etsem de gideceğim için hafif buruk bir acı hissediyordum. Kişilik bölünmesi mi yaşıyorum? Ne kadar garip biriyim ben? Kafamı saçma sorulardan arındırmak için sağa ve sola hızlıca salladım, Serima'nın yanına geldim.

''Bir taksi çağırıp Long Island'a doğru yola çıkalım, gecikmememiz lazım'' dedi Serima.

''Tanrım, neden bu kadar acelecisin?'' dedim bıkkınlıkla.

''Tanrım değil tanrılarım olacak!'' dedi Serima ciddi bir sesle.

''Ne?'' dedim boş boş bakarak.

''Tamam, neyse boşver zaten zamanımız yok!'' dedi Serima gelen taksinin kapısını açıp sürücünün yanına geçerken.

    Aramızda en duygusal ve en korkmuş olan Skylar'ı ortamıza alarak arka koltuğa sıkıştık ve bir süre sessizce yol aldıktan sonra gözlerim yavaş yavaş kapandı.

/ / /

''Ah, işte ücretiniz beyefendi'' dedi Bayan Serima birkaç kağıdı taksici adama uzatarak.

    Bagaj kapısının sertçe kapandığını duydum ve birden irkilerek uyandım.

''N-Ne oluyor? Geldik mi?'' dedim uykulu bir sesle arabadan çıkmaya çalışırken.

''Evet, hadi kalk Miri!'' diye cıvıldadı Skylar. Bu kız neden uyuyup uyandığında kendine reset atmış gibi hep bu kadar neşeli acaba?

    Sarsak adımlarla arabadan indim ve uzakta görünen bir çam ağacıyla... Oha! Bir ejderha mıydı o? Kafamı hızlıca iki yana sallayarak ellerimle gözlerimi ovdum. Hayır, yanılmıyordum o cidden bir ejderhaydı!

''Merhaba Peleus!'' dedi Serima sanki bir köpekmiş gibi ejderhanın ensesini kaşırken.

     Ejderha keyifle yattığı yerde yayıldı ve gözlerini kırpıştırdı.

Hermes'in Kızı |Nico di Angelo|Where stories live. Discover now