| SUGARMAN | 4+ ŞİRİN BABAYA SAKSO

5K 351 309
                                    


Fanart'a elenen +1

"Hayır. Burada iyiyim." Dedi ve kollarını kavuşturup bacak bacak üstüne atmıştı. Ayağı bana çarpmıştı. Bunu bilerek yaptığına emindim. Belasını falan mı arıyordu Jimin denen velet?

Tuhaf bir şekilde ona göz ucuyla bakmıştım. Demek yanımdan kalkmak istemiyordu. İyi, özgür bir ülkede yaşıyorduk. Kimseyi yerinden zorla kaldıracak değildim. Ama sözlerim özgürlük tanımazdı. "Kalk yanımdan da abiciğinin yanına otur." Dedim. Küçük bir duraksama yaşayıp sanki abiciğinin kim olduğunu unutmuş gibi kaşlarını çatıp bana bakmıştı.

Sonra ise küçük bir mırıldanma duymuştum. Dışa vurmadığım bir gülümsemeyi yutup, Taehyung'un o kalın pembe dokundurulmuş dudaklarını okumuştum. "Sen neden kalkıp anneciğinin yanına oturmuyorsun?" Demişti. Jimin'le gereksiz bakışmamı kesip hafifçe öne eğilmiştim. Tam Tae'nin gözlerinin içine bakıp "Beni bu kadar istediğini belli etme Taecik. Kookimiz kıskanabilir." Dedim.

Jungkook boş boş bana bakarken düz bir suratla "Ne zamandan beri Mommy'cilik oynamak istiyorsun?" Diye öylesine konuşmuştu. Gözlerimiz buluştuğu anda dudağının kenarı yukarı doğru seğirmişti. "Karın beni alttan alttan yatağa atmaya çalışıyor Kook." Dedim ağzımda geveleyerek. Sonra ise Jimin'in üzerinden uzanıp siyah saç tutamlarının arasından kulağına fısıldamıştım. "Galiba onu sinirlendirerek azdırdım."

Tae aniden sevgilisini kendine çektiğinden yüz ifadesini görememiştim. Geri sırtımı koltuğa vermek için eğildiğimde dirseğim yanlışlıkla da olsa Jimine'e çarpmıştı. Küçük, belki de sadece benim duyabileceğim bir şekilde inlemişti. Ona yapmacık bir şekilde bakıp "Sen hala neden yanımda oturuyorsun?" Dedim. Ama o sadece dirseğimin çarptığı kolunu ovmakla meşguldü. Onunla konuşuyordum ve beni duymamazlıktan geliyordu. Canına mı susamıştı? İlle de kötüyü oynamak zorunda kalıyordum.

Dizimle dizini dürtüp "Hey salak sarışın, sana bir şey sordum. Doğal sarıda değilsin hani, belkide kimyasallar beynine işlemiştir, ha? Olabilir mi? Çünkü sana yöneltilen soruya cevap vermemeni başka türlü anlamdıramıyorum?" Dedim alay ve sitemle. Bakışlarını bana yönelttiğinde aynı zamanda masadaki herkesin aniden neden Jimin'e bu kadar yüklendiğimi anlamak için bana odaklandığını hissetmiştim. Karşılık olarak sadece "Sanki sen gerçek mavisin?" Demişti.

Saçlarımdan bahsediyordu. Ona gözümü bile kırpmadan, tereddütsüz "Ben doğal mavi saçlıyım." Dediğimde ilk defa Namjoon'un genizden istemsiz bir gülme sesi işitmiştim. Ardından Hoseok'un "Siktir ordan!" Diye tısladığını duymuştum. Jungkook bile savunduğum duruma karşın bardağını umutsuzca kafasına diklemişti.

"Ciddiyim. Ben doğal maviyim." Deyip beremin altından saçlarımı kurtarmıştım. Hafifçe karıştırdığımda yanlışlıkla Jimin'le göz göze gelmiştim. Bana hayran hayran bakıyordu. Daha çok parmak uçlarımın uzandığı ince saç tellerime. İki avuç içini de hijyenin bulunmadığı altımızdaki koltuğa bastırıp bana doğru eğilmişti. "Kanıtlar mısın o zaman?" Dediğinde tekrardan gözlerimi kaçırma isteğime yenik düşmüştüm. Masaya göz attığımda, bana eğildiğinden dolayı kasılan ve belirginleşen kalçasını Namjoon'un dikizlediğini fark etmiştim. Biraz geri çekildiğimde Jimin'de doğrulmuştu.

"Kasıklarımda kıllarım mavi." Dedim bakışlarımı en değerli bölgeme indirirken. Tae bile ne saçmalıyorum diye gösterdiğim yere bakmıştı. Sonra ise saçmalığını kabul edip göz devirmişti. Jungkook hafifçe sırıtmış ve "Açta bakalım." Demişti. Ona haylazca bakıp "Sadece çok isteyenlere açıyorum." Dediğim anda Jimin gözlerini merakla büyütüp "Ben istiyorum! Lütfen gösterir misin, çok merak ettim?" Dedi ve küçük bir sessizlik oluştu. Ona ikinci bir kafası çıkmış gibi baktım. Cidden amacı neydi?

SUGARMAN | YoonminWhere stories live. Discover now