SUGARMAN | Yoonmin

| SUGARMAN | 13+ DOĞRULUK MU CESARET Mİ?

Geçen önemli sınavımı oldum ve 10 saatlik süren sezon bitirme maratonumdan sonra kendime gelebildim. Stresten anca uzaklaşıp yazmaya başladım sorry

BÖLÜMÜ YAZDIMM SONUNDAA MQ

Bu iğrenç sese asla alışamıcaktım. Olmuyordu. Alışamıyordum. Jimin benden önce kalktığı için yatakta onun tarafına kendimi attım. Sikeyim okuldanda da nefret ediyordum erken kalkmaktanda.

Jimin odaya girip omzuma dokundu "Uyan hadi geç kalacaksın." dediğinde onu siklemedim. Sırada ikinci aşama Jungkook vardı. Maalesef onu geçemiyordum. Müziğin sesini sonlayıp odaya girdi, yorganı üzerimde zorla çekti ve kabaca "Kalksana lan bıktık senin her sabah alarmın olmaktan!"dedi. Somurtarak ayağa kalktım. "Jimin bıkmadı." dedim. Jungkook içeri "Jimin!" diye bağırarak seslendi. "Efendim?" dediğinde hemen "Yoongi'yi her sabah kaldırmaktan bıktın mı?" diye sorusunu sordu. Göz devirdim. Birkaç saniyenin ardından "Kendisi kalksa fena olmaz." dedi.

Jungkook zaferle sırıtıp "Bu seni kaldırmaktan bıktımın Jimin'cesi." dedi. Ona hareket çektim. "Kaldırmayın o zaman."dedim omuz silkip.

Bu sefer Jungkook göz devirdi. Esneye esneye tuvalette işlerimi halledip okul için hazırlandım. Zorunlu üniformayı ve kırışmış gömleği iliklerken kravatımı arıyordum. Hep kayboluyordu. Yatağın altından son dakika ucunu görüp hemen çekip aldım. Esnekce boynuma bağlayıp Jimin'in benim için hazırladığı kahveyi yudumladım. Hazırdık okula gitmeye. Otobüsle okulun yakınında indiğimizde bugün günlerden ne olduğunu bile bilmiyordum. Liseye alışmıştım. Zaten çoğu kişiyi tanıyordum. Kapının arkasında sigaramı içerken yanımda Sehun, Chanyeol ve Hoseok vardı. Sadece normal sigara içiyorduk. Jungkook sporcu olduğu için içmiyordu, Jimin ise içse bile ciğerine çekmediğinden boşu boşuna sigaramı paylaşmıyordum. Sırıttım. "Okul çok sıkıcı." dediğimde herkes benle aynı düşüncedeydi.

Chanyeol sigarasının sonunu yere atıp ayağının ucuyla ezdi. "Daha başlayalı birkaç hafta olmadı. Çok erken sıkıldın." dedi.

"Okumak bana göre değil." dedim dürüstçe. "Ee napsak da eğlensek?"

Kısa bir sessizliğin ardından Hoseok samimiyetiz bir gülüşle "Doğruluk mu cesaret mi oynasak acaba?" diye ortaya bir fikir atmıştı. Chanyeol "Basketbol da oynuyabiliriz?"dedi soracasına. "Hmm."

Chanyeol'a yandan bir sırıtış yollayıp "Merak etme Baek'e cesaretmide nude attırmıcam." dedim. Soğukca güldü. "Sen sevgilimi bırakta Jimin'i düşün." dediğinde anlamayarak yüzüne baktım. "Nolmuş ki Jimin'e?" diye sordum umursamadan. Sehun kendini tutamayıp güldü. "Hiç sadece okuldaki dedikodular yüzünden." dedi Sehun. "Belki cesaretmide birisi sakso ister ve çeker." Kaşlarımı çatmadım. Derin bir nefes alıp verdim sadece "Jimin sürtük değil." dedim ve biten sigarayı yere attım. Jimin saksodan anlamıyordu bile. Dedikodular asılsız olmalıydı. Ve evet okul başladığından beri farkettiğim şeylerin arasında bir grup insanın Jimin'e karşı lakayt hareketleriydi. Bir diğer şeyse Taehyung o narin elleriyle gayette güzel basket oynuyordu. Şaşırmıştım. Sehun'da bitirince derse hocadan sonra girip arka sırada yerimi almıştım. Jungkook bugün manitiyle oturuyordu. Jimin hemen yanımı kollayıp oturmuştu.

Ellerim tütün koktuğundan yanımda oturan Jimin'e fısıltıyla "El kremin falan var mı?" diye sordum. Kafa sallayıp çantasından şeftalili el kremini çıkarmıştı. "Teşekkürler."dedim kısaca, sürüp geri verdim. Dersler devam ederken sadece uyukluyordum. Bu sırada ise Jimin sessizliğimden yararlanıp parmak uçlarını dizimin üstüne sürtüyor arada parmaklarımla oynuyordu. Tek eğlencem ders sırasında Jimin oluyordu. Arada da Jungkook'la atışıyorduk. Gene uyukluyordum Jimin öğle arasına girdiğimizi söyledi. "Tamam geliyorum birazdan." deyip beş dakikaya falan kalktım. Yemeği de hep beraber yiyorduk. Bambam falan da aynı masadaydı. Ağzıma patates atıp "Çıkışta oyun oynuyalım mı?" diye ortaya soruyu attım. Jimin karşımda oturuyordu ve hemen masaya yaklaşıp "Nasıl bir oyun?" diye heyecanla sordu. Sevimli bir gülümseme eşliğinde "DC." dedim kısaca. Taehyung "Aşağıdaki boş sınıfta oynayabiliriz." dediğinde mantıklı geldi. "Olabilir." dedim.