SUGARMAN | Yoonmin

| SUGARMAN | 12+ BOYUNDAKİ MORLUK

Bölümü erken attım. Güzel okumalarr...
(Niyeyse bölümü paylaşırken içimde anlamsız bir heyecan oluştu.)

Biraz uykum gelmişti. Huzurluydum elimdeki bütün otu içirtmiştim. Arkama yaslanmak ödülümdü. Burdaki herkes kurbanım sayılırdı. Sarhoş olduklarından benden şüphelenmiyeceklerdi bile. Belki tüttürdüklerini hatırlamazlardı. Kafamı kaldırdığımda Chanyeol'un kucağındaki Baek zorla çocuğun otunu alıp içiyordu. Yeol kendisine kalmadığı için bana bakıyordu. Ona dudak hareketleriyle "Kalmadı." Dedim. "Off." Deyip sevgilisini izlemeye başlamıştı. Kafamı hafifçe sola çevirdiğimde ise Sehun, Jongin'in sarhoş halinden faydalanıp flört ediyordu. İkisi beraber sütlü çikolataya benziyordu. Bambam Hoseok'la beraber dans etmeye gitmişti. Jimin ise en sonunda dayanamayıp "Onlar bizim içtiklerimiz değil mi?" Diye yaklaşıp fısıldanıştı. Yüksek sesli müzikten anca duymuştum.

Evet anlamında kafa salladım. Burda tek torbacı olduğumu Jimin bilebilirdi. Bana tekrar yaklaşıp "Sugarman kim?" Dediğinde ise hala aptal olduğundan torbacının ben olduğumu anlamamıştı. Cidden histerik bir kahkaha attım. Beni güldürmüştü. Elimi yumuşak saçına atıp oynadım. "Nerden bileyim?" Dedim sorarcasına. O da umursamadı. Kısa bir sessizliğin ardından tekrar yaklaşıp oldukça meraklı bir çocuk edasıyla "O zaman ben ot mu içtim şimdi?" Diye sordu. "Evet." Dedim kulağına yaklaşıp. Kötü bir şey yapmanın heyecanı ve kafasının iyi olmasıyla tatlı tatlı birazda salakça kıkırdadı.

Votkasını diplerken birazda jelibon atmıştı ağzına. Kana şeker yüzünden daha hızlı alkol etki ettiğinden yakında yığılacaktı. Genede bütün enerjisiyle kendini müziğe kaptırmaya çalışıyordu oturduğu yerden. Müzikle beraber kafasını sallıyordu. Aniden oldukça gizli bir şey söyleyecekmiş gibi yaklaşmamı isteyip "Benim çişim geldi." Dedi. Ona göz devirip "Napıyım git tuvalete." Dedim.

Hızlı hızlı kalkmaya çalışsada başı fena dönmüş olmalı ki koltuğa tutunmuştu. "Yer oynuyor." Diye mırıldanmıştı. Kendine geldiğinde sarsak adımlarının önümden geçişini izledim. Heran adım atmayı unutup yere kapaklanacak gibi duruyordu. Bayılırsa yanında olmak için oturduğum yerden gözümle takip ettim sarı kafasını. Gayet iyi gidiyordu ki beklediğim o denge kaybını yaşayıp yanındaki adamın üstüne düştü. Adam başta sinirlensede Jimin'in içtiği için kızaran ve emdiğim için şişen dudaklarını gördükten sonra yavşak yavşak sırıtmaya başlamıştı. Jimin'le konuşmaya çalışıyordu. Burdan ne dediğini anlamam imkansızdı.

Kalkıp birilerini dövmeye çok üşendiğimden Jimin'in kendi başına kurtulmasını beklemiştim. Lakin adamı ittirdiğinde arkasına çarpıp daha fazla belaya bulaşmıştı. Nasıl bu kadar dikkatsiz olabilirdi. Hadi ama çok basitti düzgünce yürüyüp çişini doğru deliğe yapacaktı. Dengesini mal olduğu için hala kuramadığıdan ayakta durması için koltuk altlarından herifin teki tutmak zorundaydı. Birkaç saniye daha belki kurtulur ve kalkmak zorunda kalmam diye bekledim ama umutsuz vakaydı. "Tanrım.." diye mırıldanıp yerimden tembel tembel kalktım. Kusura bakma Jimin ama kendi kıçımı kurtarmak dışında kimse için koşamazdım.

Jimin'i iki adamda kollarıyla yardım ediyormuş gibi götürmeye pardon sürüklemeye başladıklarında çok ama çok az hızlanmıştım. Ben yetişemeden sarışına zarar verirlerse kalkmamım bir anlamı kalmıyordu. Tuvalete doğru gittiklerini anladığımda Jimin'de biraz 'noluyor lan' triplerine girmişti. Çocuklardan kurtulmaya çalışıyordu ama öyle güçsüz ve sarsak ittiriyordu ki neredeyse okşuyor gözükücekti. Birisinin yüzüne avucunu yaslayıp var gücüyle ittirdiğinde, başarmıştı. Ama çocuk elini tutup engellemişti. Ben ise o sırada arayı sakin sakin yürüyerek kapatmıştım. Aferin Jimin koşmak zorunda kalmamıştım.

Tuvalet kapısını kapatmak üzereyken son anda postallarımı araya atıp kapanmasına engel olmuştum. İnsanlar neden Jimin'in iki oğlanın sürüklemesine tepki göstermiyordu inanın bilmiyorum. Belki herkes çok sarhoştu. Ya da Jimin'i hep birileri sürüklediğinden alışmışlardı. Jimin'i içeride biri zaptetmeye çalışırken diğeri bana dönüp ayağım olsa bile tekrar kapıyı kapatmaya çalışmıştı. "Ayağını çekersen tuvaleti kullanacağım." Dediğinde tanımadığım çocuk, ona sarhoş taklidi yapıp -bu rolde çok iyiyimdir- "Çok sıkıştım dostum önce ben kullanayım." Dedim kapıdan içeri girmeye çalışarak. Beni sertçe ittirdi. "Siktir git başka yere işe."