SUGARMAN | Yoonmin

| SUGARMAN | 11+ TEKİLA VOTKA VE BİRAZ OT

Duştan çıktığımda dünyaya yeniden gelmiş gibi hissediyordum. Tanrım. Ve bu yeni doğmuş bebeğin canı fena dağıtmak istiyordu. Tekrar ve tekrar. Esneyerek salona geçtiğimde belimde sadece bir havlu vardı. Saat 9'a doğru geliyordu. Bütün otun etkisi gitmişti soğuk su yüzünden. Ayıktım.

Jungkook antremandan dönmüş olmalı ki bana kapısının önünden geçerken kocaman bir sırıtış yollamıştı. "Yoongi!" Demişti "Geçen vermedim diye hala kızgın mısın?"

Ona daha fena bir sırıtış yollayıp "Evet arkanı dön bakıyım!" Derken lakayt sesim yükselmişti. Jungkook yorganın içine aniden girip "Ama bak bu sefer hissetmek istiyorum." Deyip yavru köpek bakışlarıyla bakmaya başlamıştı. "Geçen sefer girdiğinde hissetmedim."

"Siktir lan ordan!" Diye aniden tepkimi verip lafımı da eksik etmemiştim. "Kendi kıçını parmaklayıp hissetmemişsindir." İkimizde gülerken bana öpücük göndermişti. "Sert olacağına söz vereceksen domalıyorum." Dediğinde kahkahamı engelleyememiştim. Havluyu attığımda "Ananı sikim!" Diye bağırmıştı. "Şaka yaptım orospu çocuğu dünden razısın!"

"Biliyorum gerizekalı." Deyip yatakta üstüne atladığımda tamamen yorganın içine girip minicik olmaya çalışıyordu lakin bedeni yatak kadardı zaten. Siyah yorganın üzerinde bembeyaz bir sülük gibi parlıyordum. Biz yatakta cebelleşirken Jimin kapı önünde kollarını göğsünde birleştirip bize bakıyordu. "Hey napıyorsunuz?" Diyene kadar onu farketmemiştik.

"Ne zamandır ordasın!" Diye bağırıp yorganı koparırcasına Jungkook'dan alıp altına saklanmaya çalışmıştım. Sanki babama yakalanmışım gibi bir tepki versemde Jimin'in beni anadan doğma görmesini istemiyordum. Jungkook saklanışıma kaşlarını çatıp bakış atıyordu. "Niye saklanıyon?" Diye sormuştu. "Çıplağım." Dedim tek kaşımı sorarcasına kaldırıp. Kook beni ezerek yataktan kalkmıştı. "Sanki hiç görmediğimiz şey?"

"Sen çok gördün alıştın tabi." Diye mırıldandım, istediğim gibi duymuştu. Bana göz kırptı. Kook aniden Jimin'e dönüp "Ee sapık kardeşim sessizce bizi izlerken lütfen Yoongi'nin mavi kıllarını gördüğünü söyle?" Demişti gülerek. Jimin gözlerini kaçırıp "Sizi izlemeye değil gürültüden geldim." Dedi kendini savunmaya geçerek. "Ayrıca görmedim hiçbir şey."

"Bu anda da görmediysen daha napayım illede yorganı mı çekeyim?" Derken üzerimden yorganı almaya çalışıyordu şerefsiz. Böyle bir kardeş sevgisi olamazdı. "Bıraksana lan!" Dedim bağırarak. "Bana boksır uzat."

Kook hala çekmeye çalışıyordu. O kazanıyordu normal olarak ama yorgana tuttunduğumdan beni de kendine doğru çekiyor oluyordu. Bu Jungkook'tan nasıl öcümü alacaktım ya?!

Jimin ona demesem bile çekmeceden siyah boksırı yüzüme atmıştı. "Teşekkürler." Deyip Kook'un sakin olmasıyla güvenli şekilde iki saniyede falan bacaklarımdan geçirip giymiştim. Jungkook her şeyi büyük ve geniş giysede iç çamaşırları normal bedendi şükürler olsun. Tamamen Jungkook'tan giyinebilirdim lakin çuval giymekle aynı şey olacaktı. Surat asarak banyoya geri gidip yere attığım pantalonumu geri giydim. Kook'tan en dar olanlardan -ki oda genişdi- tişört seçip giydim. O sırada kapı zili çalmıştı.

Evde hissedilir bir merak oluşurken kendimi umursamazca salondaki koltuğa attım. Jimin kapıyı açarken biri çığlık atarak üstüme atlamıştı. Nefesim ani olarak kesilsede gülmeye başladım. "Hoseok sadece bir kere düzgünce atla olur mu?" Dedim ve merhemler işe yarasada yeşil mor karışımı kaburgalarımı okşadım. Yüzümdekiler geçmişti. "Olmaz." Desede kalkıp ayaklarımın ucuna insan gibi oturmuştu. Biz Hoseok'la konuşurken içerden Jimin'in biriyle konuştuğunu duyuyordum.

Kook'ta mutfağa gidip kendine içecek yapmaya başlamıştı. Jimin anlamadığım bir mutlulukla içeri dalarken "Bambam partiye çağırıyor beni." Diye sevinçle cümlenin sonunu uzatarak söylemişti. Hoseok'da aniden dikleşip "Jongin'in villasında yapacağı partiden mi bahsediyorsun?" Diye sormuştu. Jimin kocaman gülümseyip "Evet." Dedi gözleri benimle buluşurken. "Hepimiz gitmeliyiz."