Wattys 2019 Kazananı (Yeni Yetişkin) 🏆
[...] Bir kitapta okumuştum. Şöyle yazıyordu: "Boğazı dantel gibi süsleyen Kız Kulesi, her şeye tepeden bakan kibirli Galata'ya âşık oluyordu."
Benim kalbim ise yıllar öncesinde aşka düşmüştü, o kibirli perden...
Söz konusu kendi hayatım olduğunda iflah olmaz derecede bencilce hareket ediyordum. Hayatımın çoğu kısmını kendi isteklerim doğrultusunda gerçekleştirmiş ve ilerisini de öyle planlamıştım. Hep benim istediğim olsun, ortada başka seçenek olmasın diye kandırmıştım kendimi ya da yok saymıştım tüm açılan kapıları. Zaten bu yüzden reddetmemiş miydim ailemle yurt dışına çıkmayı? Bu yüzden kaçırmamış mıydım elime geçecek tüm o fırsatları?Annem defalarca sırf bu katır inadımdan dolayı söylenmemiş miydi bana? Oysa istediği tek şeyin benim mutluluğum olduğunu biliyordum. Hiçbir anne, baba evladının acı çekmesini istemezdi ama ben kendi kendime oluşturuyordum tüm acılarımı, sanki üstünden kalkabilirmişim gibi. Sanki önümde koca bir zırhım varmış gibi.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Ailem olmadan geçirdiğim yıllar boyunca tutunduğum tek dal, yüreğim ve hissettiklerim olmuştu. Eda'nın ve teyzemin yaptıkları iyilikleri elbette unutamazdım ama beni buraya bağlayan asıl şey sevdiğim adamdı. Kalbimin çırpınışlarına tutunmuştum ve sadece tek bir adamı sevmek için yemin etmiştim bunca yıl. Bana hep uzak düşen ama bir şekilde yüreğimde hissettiğim o genç adamın varlığıyla sınanmıştım.
Şimdi ise yıllardan sonra ilk kez ona doğru temkinli adımlarla ilerliyordum fakat bir tarafım bu yaptığımın yanlış olduğunu haykırıyordu. Her ne kadar kalbim ona kucak açmak için koştursa da ayaklarım da bir o kadar kaplumbağa gibi hareket ediyordu. Zihnimdeki yılanlar zehrini her yere akıtıyor ve geri dönmemi fısıldıyordu. Neden böyle düşündüğümü anlamıyordum. Belki de çevremdeki herkesin ona karşı beslediği negatif enerji bana yansıyordu. Bu yüzden tereddüt ediyordum. Fakat ne istediğimin de farkındaydım. Ona bu kadar yaklaşmışken bir daha uzak düşmeyi aklımın ucundan bile geçirmiyordum. Amacım belliydi. Ben Murat'ın kalbine giden yolu bulmayı istiyordum.
Tedirginliğimi bir kenara atarak silkelenip sırtı bana dönük olan Murat'a doğru yaklaşırken nefes alışverişlerim de artan heyecanımla düzensizleşmişti. Kendime gelmeliydim artık. Yıllardır bu anı bekliyordum ben. Onun yakınında olmayı, ona ismiyle seslenmeyi, onunla konuşmayı...
Nefesim göğüs kafesimden dışarı bir rüzgâr misali dalgalanırken sonunda ona ulaşmıştım. Boynundan geçirmiş olduğu çantasına tutunuyor ve olduğu yerde sallanıyordu. Uzun boyuna aldırmadan bir elimi havaya kaldırıp kapı tıklatır gibi hafif bir şekilde sırtına vurdum.
''Selam,'' diyerek mırıldanırken içimdeki heyecan yüzüme de yansımış ve kendimi aptalca sırıtırken bulmuştum. Bana hızla döndüğünde yoğun kokan parfümüne karışan tıraş losyonu burnuma enfes bir tat bırakmıştı. Dudağının üstündeki ben oldukça belirgin bir şekilde gözüme çarptığında tıraş olduğunu anladım.
