22.Bölüm | Part II

45.7K 3.1K 5.9K
                                    

Instagram: askadususofficial / missfirat

Playlist: Duman - Beni Yak Kendini Yak | Sertap Erener - Olsun

22.BÖLÜM | PART II

İlker Altan'dan

"Telefonun başında çaresiz bekliyorum. Bekliyorum ama çalmayacak biliyorum."

Çağatay'ın karşımda oldukça alay eden bir tınıyla hiç de hazzetmediğim bir şarkının nakaratlarını yüzüme bakarak mırıldanmasıyla parmaklarımın arasında sayısız kez kontrol ederek elimde çevirdiğim telefonumun ekranını kapattım. Başımı kaldırıp da Çağatay'ın yeşil, alaycı gözlerine baktığımda daha parti başlamadan çakırkeyif olduğunu gördüm.

"Buldun tabii eğlenceni. Geç bakalım, dalganı." Ses tonum aksiydi ama ona benimle dalga geçtiği için kızamazdım. Bunu yapmasını gerektirecek malzemeyi Çağatay'a bizzat kendim vermiştim.

"Hiç atar yapma kardeşim. Geldiğimden beri söylediklerimi sen dinlemiyorsun."

"Ne dedin ki en son?"

"Ohooooo Altan! Gerçekten işimiz var seninle."

Parmaklarımın arasında duran telefonu hala dalgın hareketlerle çevirirken zihnimin duvarlarında bir bilye misali dönerek savaş veren kalbimi dizginleyemiyordum. Ne yaparsam yapayım böyle bir günde Melek'i aklımdan uzak tutamıyordum.

Yıllardan sonra ilk kez bir doğum günü partisi için heyecanlanırken yeni yaşıma girdiğim bugünde belki de herkesten daha çok onun yanımda olmasını istemiştim. Çağatay'ın kocaman yaptırmış olduğu vanilyalı pastayı üflerken tam karşımda olmasını ve o boncuk gözlerinin içine bakarak gerçek dileğimi içimden geçirmeyi umut etmiştim. Bugün restoranda yaşadıklarımızdan sonra belki bir umut kırıntısına kapılarak geleceğini düşünmüştüm ama o derslerini bahane ederek gelmeyeceğini net bir şekilde belirtmişti. Bunu söylerken takındığı kararsız ifadesi bana geleceğiyle ilgili umut aşıladığında çekinmeden telefonuna evimin adresini atmıştım. Saatler geçmesine ve evin içinde Çağatay'la birlikte türlü hazırlıklar yapmamıza rağmen ondan geliyorum tarzında küçücük bir mesaj dahi almamıştım. Geçen her saniye umudum hayatımda yer edinmeyen karamsarlık hissiyle yer değiştirmeye başlamıştı.

"Gerçekten ne dedin en son?"

Düşüncelerimden Melek'i uzak tutmaya çalışarak oturduğum pencere kenarından kalkıp Çağatay'ın yanına doğru ilerledim. Bira kutularını içi buzla dolu olan kovanın içine yerleştirmekle meşguldü. Bu gece gerçekten ortalığı fena dağıtacaktık. Umarım her zaman sakin yaklaşan komşularım bu kez kızmazlardı.

"Dedim ki kardeşim, liseden bizim tayfayı komple çağırdım. Hatta zamanında sana bayağı yanık olan Özlem'i bile. Murat gereksiziyle hiç konuşmadığım için onu hiç aramadım bile ama Enes ve Berkay'a da haber verdim. Berkay gelmeyeceğini ama Enes bir ara uğrayıp çıkacağını söyledi. Ha bu arada, Alina neden gelmiyor? Özledik be onu."

Çağatay, lisenin ilk yıllarından bu yana en az Berkay kadar samimi olduğum arkadaşlarımdan biriydi. Hatta bazı zamanlar Berkay'dan daha yakındı bana. Geçmişte olanlardan sonra benim tarafımda kalan nadir insanlardandı. Bu yüzden de yeri ve arkadaşlığı her zaman diğerlerinden daha ötedeydi. Çenesindeki yara izine rağmen yüzü oldukça çekici, yakışıklı adamdı. Benden biraz kısaydı ama bunu hiçbir zaman diğer arkadaşlarım gibi dert etmezdi. Ayrıca Çağatay, kimseyle olan ilişkimi sorgulamaz, duruma her zaman esprili ya da adil tarafından bakmaya çalışırdı. Yanındaki insan kim olursa olsun morali diplerdeyken bile güldürmeyi başarır ama bazen de gerçekten insanı çileden çıkarırdı. İşin en komik tarafı ise ondan hiçbir şey saklayamıyordum. Bir şekilde ağzımdan her zaman lafı almayı başarıyordu. Tıpkı Berkay'a bile anlatamadığım Melek'i ona söylediğim gibi...

AŞKA DÜŞÜŞ (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin