12.Bölüm

57.9K 3.1K 4.1K
                                    

Instagram: askadususofficial / missfirat

Playlist: Model - Bir Melek Vardı

12.Bölüm

İlker Altan'dan

Arabamı bana ait mekânın bulunduğu sokağın başına park ederken etrafı gözetleyerek oldukça temkinli davranıyordum. Bu saatlerde kimin, ne yapacağı pek belli olmuyordu. Etraf iyice sarhoş olmuş çakallarla doluydu. Annemin oldukça zor çabalarıyla bana yardımcı olarak babama aldırmış olduğumuz kızıma herhangi bir zarar gelmesini istemiyordum. Arabamı da bana sağladığı avantajları da seviyordum. Üstelik annemin varlığını bana her zaman hatırlattığı için sahip olduğum en kıymetli eşyam sayılırdı. Gerçi annem sayesinde nelere sahip olmamıştım ki. Biraz sonra gireceğim mekân, altımdaki lüks araba, yaşadığım bana ait ev, gittiğim üniversite ve daha birçoğu... Her şey onun arkamda durmasıyla gerçekleşmişti ve ben hayatımın diğer kısmında onu seçmediğim için hala büyük bir pişmanlık duyuyordum.

Çocukluğumun nasıl ve nerede geçtiği ortadaydı. Annem ve babam daha ben üç yaşındayken geçinemediklerinden boşanmışlardı. Onların gözünden bakıldığında ise büyük bir aşkın sonu olmuştu evlilik denilen kavram.

Annemin anlattığına göre babamla, turist olarak tatile gittiği Antalya'da tanışıp hemen birbirlerine âşık olmuşlardı ve iki yıllık birliktelikten sonra bunu evlilikle sonlandırmak istemişlerdi. Fakat annem her zaman o evliliğin babamı değiştirdiğini, despot bir adam haline getirdiğini söylerdi. Çocukluğumu, üzerimde uyguladığı baskıları hatırladıkça ben de annemle aynı fikirdeydim. Babam Muhsin Altan her ne kadar dışarıya kendini yumuşak, nazik biri olarak gösterse de kendi ailesine karşı asla öyle değildi. Bazen beraber işlettiğimiz İtalyan restoranındaki çalışanlarına olan davranışını izliyordum da hayret ediyordum doğrusu. Bana karşı hiç o kadar kibar olduğuna şahit olmamıştım.

Babamın bize göstermediği sevgi ise evliliğinin sonu olmuştu. Her ne kadar velayetim babama verilmiş olsa da altı yaşına dek annemle İtalya'da yaşamıştım. Fakat tam da okul çağına geldiğimde babam artık bir oğlu olduğunu fark ederek beni tamamıyla himayesi altına almış ve ilk işi sünnet ettirmek olmuştu. O zamanları hatırlıyordum da ağzımda bildiğim tek tük Türkçe kelimelerle babama bağırmış ve sünnetten kaçmıştım, tabii o kaçışın sonu yine aynı noktaya varmıştı.

Okula başlayana dek de neredeyse tam olarak sökememiştim Türkçeyi ama sonrasında tutulan özel öğretmenlerle her şeyi düzene koymayı başarmış ve zamanla Türk kültürünü kavramıştım. Benim için zor ama bir o kadar da eğlenceli bir dönemdi. Öğrendiğim her yeni bilgiden sonra telefona sarılıp annemi arıyordum. Günün sonunda ise onu ne kadar çok özlediğimi dile getiriyordum.

Babamla olan evliliğinin sonunu annem getirmişti çünkü babam hala ona kapısında köle olacak kadar aşıktı. Bunu nereden mi anlıyorum? Küçücük bir isteğimi yerine getirmediğinde telefona sarılıp annemi arıyor ve ikna etmesini söylüyordum. Zorlu çabalarla da olsa annem sayesinde kazanan taraf her zaman ben oluyordum. Babam asla ona karşı koyamıyordu. Bu bariz bir gerçekti. Annem şimdi kalkıp, ''Hadi, yeniden evlenelim. Her şeyi düzeltmeye çalışalım,'' dese dünden razı olacaktı. Tabii annemin aynı bataklığa düşmek gibi bir niyeti yoktu.

Onunla en son yaz tatilinde görüşmüş ve babamın sürekli kendisini aradığını dile getirmişti. Annem de durumun farkındaydı ama kolay kolay özgürlüğünden vazgeçemiyordu. Sanırım bu tarafım ona benziyordu ama sevdiğim insandan vazgeçmeme huyumu kesinlikle babamdan almış olmalıydım. Olur da eğer bir gün gerçekten âşık olursam o kişiyi asla kolayca bırakmayacaktım. Bir kere bu duyguyu bariz bir şekilde kullanılarak tatmıştım ama aynı hatayı tekrar yapmayacaktım. Bu yüzden hayatıma kimseyi kolayca alamıyordum.

AŞKA DÜŞÜŞ (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin