Bölüm 1 Parça 2 - Yeni Yola İlk Adım

2K 144 418
                                    


Bölüm 1 Parça 2:

Yeni Yola İlk Adım

- - -

"Biz... İstersen seni yalnız bırakalım. Kafanı dinle."

Dream bunu söyleyerek giderken, Blue onu takip etti. Çıkmak için kapıyı açtıklarında, orada bir kişi daha olduğunu farkettim. İkili çıktıktan sonra da içeri girdi.

İlk gözüme çarpan şeyi, gri kapüşonlu mavi ceketiydi. İçine beyaz bir kazak, altına ise iki beyaz çizgiye sahip siyah bir kapri giyinmişti. Ayağına takındığı pembe rengindeki tavşan terlikleri ona komik bir hava katıyordu; fakat o, bu hâlinden gayet de memnun gibi duruyordu. Bana bakarak söze başladı.

"Umarım biraz daha iyisindir, renkli dostum."

İyi olduğumu onaylamak adına başımı evet anlamında saklayacakken, başımın arka kısmından dayanılmaz bir acı gelince ufak çaplı bir çığlık attım. Karşımdaki iskelet çığlığımı duyduğu gibi sakinliğinden bir eser bırakmadı.

"Hayır hayır, sakın orayı oynatmayı ya da dokunmayı deneme..! Kafatasın hâlâ kırık halde..."

Kırık...? Kafatasıma bakmak için bu küçük odanın diğer ucunda bulunan aynaya doğru ilerledim. Aynaya bakmayı planladığımda sıfatımın, görünüşümün nasıl bir şey olduğunu bile hatırlayamadığımı farkettim. Şu an nasıl göründüğümü, karşımdaki kişilerin bana bakınca ne gördüğünü bilmiyordum. Şaka gibiydi ve bir o kadar değişik bir duyguydu bu.

Karşımdaki aynaya bakarak bu değişik duygudan kısa sürede sıyrılmış oldum. Beklediğimden farklı olarak normalden biraz daha kısa bir boya ve süt beyazı kemiklere sahip bir iskelettim. Yüzümün kenarındaki siyah mürekkep lekesi garip dursa da hoştu, zaten hoşuma gitmese bile silebileceğimi sanmıyorum.

Ayrıca evet, tıpkı dediği gibi kafatasım kırıktı ve bu yüzden de bandajlanmıştı, biraz da kanıyordu. Sol gözümü ve sarmaşık şeklindeki siyah dövmeler ile dolu göğüs kafesimin bazı bölümlerini de eksik etmemeli; onlar da en az kafam kadar acıyordu ve üzerleri bandajlıydı. Gözlerime bakarken, her kırpıştırdığımda renk ve şekil değiştiren sağ gözbebeğime şahit oldum. Çok hızlıydı, takip edemeyeceğim kadar hızlı. Önce mor bir üçgen, sonra turuncu bir soru işareti. Ama en çok, umutsuzluğumu belli eden beyaz ve soluk bir nokta...

Siyah, parmaksız eldivenli ellerinden biri ile aynanın yanındaki kısa ve uzun kollarının kenarlarında su yeşili çizgileri bulunan açık kahverengi bir üstü, kahverengi uzun bir atkıyı, kırılmış fakat onarılabilir seviyede olan büyük bir resim fırçasını, açık mavi renginde bir montu ve her birinde farklı renk bulunan karışımların, üzerinde gökkuşağı sırasıyla dizildiği kahverengi bir boya kemerini işaret etti o sırada iskelet.

"Üstün ve aksesuarların burada. Rahat edesin diye çıkarmıştık, ama istersen geri tak. Fırçana gelince; düzeltebileceğine inanarak oraya koydum. Bu arada, umarım çöplerin çiftetelli oynadığı bu odamda rahat edebilmişsindir, heh."

Sessiz bir şekilde söylediğine kikirderken, sahip olduğumu yeni öğrendiğim üstümü yaralara dikkat ederek giyindim. Atkımı üzerindeki tozları elimle silerek boynuma doladım, montu giyme gereği duymayınca belime basit bir düğümle bağladım. Boya kemerini de takınınca, fırçamı nasıl düzelteceğimi, daha doğrusu bu devasa fırçayı neden düzeltmem gerektiğini düşünürken, birden kapının ardından tiz ve bir o kadar da samimiyet dolu bir erkek sesi duyuldu.

"SANS! AĞABEY, SPAGETTİ HAZIR!"

Karşımdaki kişi, biraz geriye çekilerek sesin geldiği yöne baktı suratındaki rahatlık ifadesini değiştirmeden.

"AMNESIA"  -ErrorInk-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin