Bölüm 8 - İlk Savaş

1.3K 116 711
                                    

Bölüm 8:

İlk Savaş

- - -

Ve Error'ın bana doğru sıçrayıp o uzun mavi iplerini savurmasıyla; onun benimle belki de bin birinci, ama benim onunla ilk savaşım başlamış oldu. Savaşın başlangıcında Error sadist bir mutluluk, adını hâlâ öğrenemediğim bu AE'nin Sans'i endişe, köşeye saklanıp bizi izlediğine yeni şahit olduğum o küçük insan da korku dolu gözlerle bakıyordu etrafa. Bu AE'ye ait olduğunu düşündüğüm sarı-lacivert üstlü canavar halkından bazıları bizi görünce kaçıyor ve tıpkı insan gibi korkmuş bakıyordu ikimize.

Peki ya ben? Hiçbir şey hissedemiyor, sadece Error'a karşı olan kinimin vücudumu kontrol etmesine izin vererek savaşı onun başlamasına nasıl karşılık vereceğimi düşünüyordum.

Çevik bir hareketle sol tarafa doğru sıçrayarak ilerlerken, o bana doğru savrultulan iplerden kılpayı kurtulmuştum. Uzay boşluğunda bulunduğumuz için yerçekiminin fazla olmamasından yararlanarak daha da yukarı çıkıp fırçamı iki elimle de sertçe kavradım; duygusuz ama içinde nefret saklanan gözlerimi Error'ın beyaz ve sarı gözleriyle buluştururken. Ona doğru kaşlarımı hafifçe çattım.
Bu siyah iskelet fırçamın tadına bakmak istiyor gibi duruyordu. Aynı zamanda bunu hak ediyordu da.

Kendimi, sağ ayağımı denk alarak oluşturduğum kuvvetle Error'a doğru sıçrayış gerçekleştirdim ve resim fırçam ile ona sert olduğu gibi acıtıcı bir hamle yaparak vurdum. Yani.. vurmaya çalıştım demek daha doğru olur; Error kendini iplerinin üzerine ışınladı ve fırçamın buna karşı tek yapabildiği, bir patlamayla hamle yaptığım yere muhteşem bir şekilde boyamaktan ibaret kaldı. İlk savaşım için fena bir hamle değildi bence, ama bu belki de yıllardır birileriyle savaşmış ve güçlü birisi için bu, oldukça yavaş ve basit bir hareketti. Harika, artık sadece arkadaşlık ve düşmanlık ilişkilerimi unuttuğum için acı çekerken, bu muhtemelen Error'la birçok kez yapacağım savaşlardaki güçlü ve zayıf hamlelerini, neler yapabileceğimi de bilmiyordum.

Alışmam gerek, diye düşündüm. Savaşmayı biliyormuş ve ustasıymış gibi davranmak zor olsa da, buna alışmam gerekti cidden. Kimseyi hayal kırıklığına uğratmamak için zorlanmam şart sonuçta, değil mi?
Ben bunları düşünürken, Error o şeytani gülüşünü genişletti ve benimle hem konuşmaya hem savaş yapmaya çalışıyordu sinirimi bozmak adına.

"Akıllanırsın, dedim."

Fırçamı kaldırıp ona sert bakışımı ilerletmeye devam ettim pişmanlık duymadan. Yaratıcı ve onu zorlayacak bir hamle yapmalıydım. Onu eğlendirecek değil.

"Artık benden korkarsın, dedim."

Ha, senden korkan senin gibi olsun! Birçok şeyden çok korkuyor ve bu yüzden başıma gelenler sayılamaz gibiydi, fakat korktuklarım arasında Error olamazdı. Ondan korkmam sadece beni beter ve onu daha güçlü yapacaktı.
Bir anlamı yoktu.

"Ama sen ikinci bir komaya girmeye meraklı duruyorsun Ink."

Onu yenik düşürecek bir hamle planlamaya çalışırken, fırçamla korkudan Voice sandığım Reaper'ın suratını boya ettiğim vakit geldi aklıma birden. Bunu kullanabilirdim..!
Her ne kadar boyalar kişiye ciddi bir zarar vermese de; bu Error'ın vakit kaybetmesi ve oyalanması için kullanabileceğim hoş bir özellikti. Eh, ben de burada denemeye karar verdim. Fırçamı o gün yaptığım gibi aşağıya doğru indirdim.
Ve böylece sarı, kırmızı ve mor renk olmak üzere üç tane boya saldırısı yaptım ona. Error onlardan aşağıya atlayarak kaçabilse de, mavi iplerinin bir kısmı boya sayesinde yapış yapış bir hâl aldı. Error bu saldırı çeşidime doğuştan gıcık kaparcasına bir bakış attı, dişlerini sıkıp gülümsemesini yok ederken.

"AMNESIA"  -ErrorInk-Where stories live. Discover now