Bölüm 2 - Error

1.6K 133 335
                                    

Bölüm 2:


Error

- - -

Yuvarlayarak cevap verdim benim konuşmamı bekleyen Dream'e.

"Bilemiyorum..."

Sonra yine bir sükunet dominant oluverdi etrafta. İçimden bu cevabın saçma olmadığını umut ediyordum. O da omuz silkerek başını yine yukarı çevirdi, fakat cevabıma çok da ikna olmuşa benzemiyordu.
Canım sıkıldı bir yerden sonra tabi, keşfedecek çok şeyim olduğu hâlde burada böyle oturmak içimi rahatsız ediyordu.

Ayağa kalkıp yerde bırakılmış olan defter ve kalemi elime aldım. Yeni bir sayfaya geçerek -artık ilham perilerim bana ne bahşedecekse- resim çizmeye başladım. Kalemle resim çizmekten çok dans ediyormuşum gibi hissediyordum. Sanki çizeceğim şeyi çoktan biliyormuş da, benim yerime çiziyordu.
Acaba önceki ben de aynı şeyi düşünüyor muydu?

Kısa bir sürede taslağı bitirmiştim. Ben taslağa gururla bakarken, yanıma geldiğini yeni farkettiğim Blue'nun gözleri, "ne çizdiğini görebilir miyim?" derken taslağın karışıklığından dolayı kısılmaktan yamulmuştu.

Ne mi çiziyordum? Yakalayamadığım son kareyi.
İçinde Blue, Dream ve benim olduğum, yakalayamadığım için hangi anıların olduğunu hatırlayamadığım o kareyi.

Taslağa baktığım her salise beynim bana o kareyi yakalayamadığım için çığlıklar atarken, Ses'e karşı kinini en vahşi hâlde belli ederken; ben sadece gülümsemeye çalışıyordum. Sanki aklıma sıradan bir nedenle gelen bir çizim fikriymiş gibi...
Blue taslaktan bir şey çıkaramadığını kabullenerek ayağa kalktı.

"Harika Sans çizdiğin şeyi anlamadı; ama emin ki sen muhteşem bir şey çizmişsindir, sana inanıyor! Mweh heh he!"

Odasında baygın olduğum Sans'le adaş olduklarını- aslında Blue'nun iki ismi olduğunu bile bilmiyordum. Değişik bir tesadüf...

"Her neyse Ink, ilgilenmem gereken tembel bir kardeşim ve bir insan var! Şimdilik hoşça kal!"

Ve kendine has gülüş tarzıyla gitti Blue ben ona biraz daha kalmasını söyleyemeden. Ne kadar hızlı, ilk başta ışınlandığını sandım. Dream bir süre sonra yatmayı bıraktı, ayağa kalktı. Düşünceli görünüyordu. Hakkımda endişelendiği çok belliydi. Gözlerini benden ayırmadan sakince söze başladı.

"Ink... Umarım bize yalan söylemiyorsundur..."

İşte o an vicdanıma hançer saplandığını hissedebilmiştim. Ne dese haklıydı çünkü, onlara küçük bir yalan söylememiştim. Onlar bana iyi biri olduğumu düşündükleri için güvenirken, ben resmen onların duygularıyla oynuyordum. Gerçeği öğrendikleri anda bana çok kırılabilirlerdi.
Ama ben ne yaptım? Yalanımı kararlılıkla sürdürdüm. Hem de kendime kızacağımı bile bile, rahatlıkla.

"Sen güven bana, bir şeyim yok."

Sesinde öfkeden ve tripten çok hüzün barındıran Dream, ses tonunda değişiklik yapmadan konuştu.

"Peki o zaman, öyle diyorsan öyledir."

Sonradan o da kayıplara karıştı. Artık tektim, kâbusumdaki gibi.

"AMNESIA"  -ErrorInk-Where stories live. Discover now