Bölüm 16 - "Onu seviyorsun."

1.3K 83 852
                                    

Bölüm 16:

"Onu seviyorsun."

- - -

Ne bir savaş, ne bir haber, ne de bir diyalog.

O vakitten sonra Error'la bir hafta boyunca neredeyse hiç karşılaşmamıştık ve birbirimiz hakkında tek bir bilgimiz olmamıştı.

Bir hafta boyunca sanırım ikimiz de bu garip gerçekle nereye gidebileceğimizi anlamaya çalışıyorduk ve kendi iç dünyamıza o kadar çok kapılmıştık ki...
Aslında, benden çok Error için geçerliydi bu sözler.

Bir yandan bunlar için yakınıp, diğer yandan Çizim Küresi'nde kendi hâlimde bir şeyler okuyup iç savaş sürdürürken parazitli bir adet portal ve bir çift basit adımın minik yankıları belirmişti Küre'de. Şu aralar herkesin buraya gelip gitmesinden dolayı, okuduğum karışık notlardan sesin geldiği tarafa doğru boş boş dikmiştim. Evet, karşımda o güç sahibi yok edici Error duruyordu: Gözbebeklerindeki solgun ton ve gözlerinin altı, titreyen elleri, yanıma geldiğinde oluşan dik duruşu ve gülüşünden eser kalmamışıyla o.
Ciddi anlamda bir çöküş yaşadığı bariz ortadaydı- böylesi bir durumu bekliyordum ama yine de üzmüştü bir nebze.

Gözümdeki bakış merakı andırmaya başlarken ayağa kalkıp yanına geldim ve yumuşak bir ses tonuyla neden geldiğini sordum, büyük düşmanlığımız sonrasında bu yumuşak davranmam her ne kadar ironik olsa da. Eskide kalmış olsa da dostlukta gurur olmamalıydı, bu ironiyi göz ardı etmeliydik, değil mi?

Cevap vermiyordu; sadece yorgun gözlerini benden ayırmıyor ve sanırım cevabı benim bulmamı bekliyordu.
Düşündüm: belki sadece burayı ziyaret etmek istemişti, belki beni görmek veya küçük çaplı bir sohbet? Ya da...

Kollarımı açıp iç ısıtan bir gülümseme yerleştirmeye çalıştım suratıma. Belki de buna ikinci kez ihtiyacı vardı.

Error'dan yine hiçbir türlü yanıt gelmiyordu; bana güvenebileceğini söyledim sakince. Fakat o kollarını birbirine bağlayıp benden ayırdığı dolu gözleriyle kafasını atkısına gömmüştü bile. Parazitli sesiyle homurdandı,

"Senin acımana ihtiyacım yok..."

Yine de kollarımı indirmemiş, ona karşı sakinliğimi bırakmamış ve gülümsememi kaldırmamıştım yüzümden. "İntikam, intikam" diye tutturup ona yaptığım işkencelerden sonra bu şefkati fazlasıyla hak ediyordu.

"Peki o zaman.. Neden geldin yanıma?"

"Bunu benim sormam gerekiyor!" Bağladığı kollarını bırakıp kesik dolu sargılı bileklerimden birini sıkıca tuttu bunu derken. Bileğimdeki ince ama zorlayıcı acıya alıştıktan sonra dediği sözleri anlamaya çalışmış ve başarısız olmuştum, normaldi. Hâlâ birçok şey hakkında bilgim yoktu- özellikle bu ikinci anım sayesinde öğrenmiştim ki, Error hakkında bildiklerim düşündüğümden çok daha azdı.

"Neden o gün benim yanımda belirdin ki sen? Neden o gün huzurlu bir şekilde kendimi öldürmeme izin vermedin ki? NEDEN BU İĞRENÇ YAŞAMA DEVAM ETTİRDİN BENİ?!"

Diğer eliyle gözyaşlarını silmeye ve ağlamasını kesmeye çalışıyordu, hâlâ Error'ı bu hâllerde görmemin mümkün olabileceği günlere şahit olacağımı söyleseler inanmazdım; en az benim ne kadar şaşırtıcı olduğumu düşündüğü kadar ben de onu o kadar şaşırtıcı buluyordum.

Üzüntüsüyle karışık öfkesiyle olduğu yerde çaresizce otururken, bileğimi gevşettiği elinden sıyırıp kuşağımdan minik bir fırça aldım ve olduğu kadar bir şeyler oluşturmaya başladım. O da her ne kadar ilgisini çekmemiş gibi davranmaya çalışsa da hüzünden sonra oluşan acı boşluk hissiyle gözlerini ara sıra fırçaya odaklıyordu. Uzun uğraşlarım sonucunda gururla bir baktım yaptığım çiçekli taca. Düğün çiçekleri ve birkaç gülden ibaret, Error'ın zamanında bana yapıp durduğu taçlardan birisi. Aynı gururla onun kafasına tacı itinayla yerleştirdim ve karşısına bacaklarımı iki yana açarak oturup dedim ki:

"AMNESIA"  -ErrorInk-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin