Gelen kişi

3.9K 128 0
                                    

Sevincimden nereye gidiceğimi unutmuştum gelen Nil ve çocukluk arkadaşım Dilza'ydı . Ellerinde hediye paketleri ve kocaman bir pasta ile karşımda duruyorlardı .Mutlulukdan gözlerime toz kaçmış olucakki birden ağlamaya başlamıştım .Sanırım hayatımda bana en çok değer veren kişiler şuan yanımda olanlardı onları hiç kaybetmemek istiyordum .Bu yolda yürüyebiliyorsam onlar sayesindeydi .Ve ben ilk defa kendimi GERÇEKTEN değerli hissediyordum . 

Birkaç dakika sonra pastayı kestikten sonra hepsine doyaca sarıldım . Hediyeleri açmamı ısrar edince öyle bir heyecanlandımki ben ilk defa doğum günümü kutluyordum Belkide ondandı ama hiç birşey keyfimi bozamazdı mutluluğu yaşıyordum . 

Nil'n beni çok özlediği her halinden belliydi hatta hediyesi bile bu yöndeydi . Eskiden onunla çekildiğimiz bir fotoğraf vardı . Kaybetmiştik o fotoğrafı bulmuştu üstelik 1 sene önce çekildiğimiz fotoğrafıda bulup birleştirmişti her nasıl yaptıysa gözlerimin dolmasını engelliyememiştim . Nil'e sarılırken onun gibi bir dostum olduğu için şükrediyordum. 

Dilza'nın hediyesi ise karaoke setiydi . Küçüklükten beri şarkı söylerdim .Buna tanık olan kişilerden biride Dilza'ydı . Hediye fastından sonra şarkı söyle diye tutturmasa iyi bir kızdı.

Selim'in hediyesi Buse'min fotoğrafları ile dolu bir albümdü . Hıçkırarak ağlarken kızımı ne kadar özlediğim aklıma geliyordu . Buse'm hep aklımda olacaktı .O benim ölümsüz kızımdı . Benim kızım. Selim'e teşekkür ettikten sonra büyük bir gülümsemeyle yanıma gelen Senca ve Raske çiftini gördüm .Mutlulukları gözlerinden belli oluyordu . Bana verdikleri hediye ise nikah şahitliğiydi . İnanmıyorum sonunda evleniyorlardı . Onları en içtenliğimle tebrik ettikten sonra teşekkür ettim .

Pastamızıda yedikten sonra karaokwe için büyük bi istek vardı kıramıyınca söylemeye başladım.

-Bundan sonrasını multimediadaki şarkıyla okuyun :)-

Bende bi aşk var .

Onu hep yanlış kalplere bıraktım.

Bende bir aşk var.

Onu soğuk yataklarda harcadım.

Tutup dileklerimi neden köksüz ağaçlara adadım.

Bende bir aşk var .

Onu hep kırık yelkenlere bağladım.

Senin gökyüzünde benim yerim yoktu .

Kuru dallarında kanatlarım kuruyup koptu .

Senin toprağında benim evim yoktu .

Kader hep aynı sondu yazdığım son hikaye buydu .

Yanlış yerlerde geziyor bu kuş .

Bu yüzden yanlız uçuyor bu kuş .

Şarkıya devam ettikçe gözümden iyice yaşlar akıyordu . Sevilemeyi hak etmeyen birimiydim ? Yoksa bende bir eksik mi vardı ? 

Sonunda arkı bitmişti alkış sesleri yükselirken bense Selim'in kollarında ağlıyordum.

Raske'nin Londra uçağına az kaldı demesiyle hazırlanmaya koyulduk . Herkez bavulunu hazırlıyordu Sonunda herkez hazır olduğunda kapının önüne çıkmış Selim'in arabayı park yerinden buraya getirmesini bekliyorduk .

Araba gelince yerimize yerleştik havaalanına doğru yola çıktık . Birkaç saat sonra havaalanına ulaşmıştık . Biletleri onaylattıktan sonra uçağın hazır olmasını bekledik . 10 dakika kadar sonra uçağa yerleşmek için bavullarımızı bıraktıktan sonra gösterdikleri yerler doğru ilerledik . Koltuklarımıza oturduktan sonra biraz sohpet ettik sonra ise bitkinlikten hepimiz uyuya kalmıştık .

Uyandığımızda uçağın inmesine 10 dakika kadar bir mesafa vardı .Selim hıçkırıklar içinde uyanmıştı . Onu ilk defa böyle görüyordum .

Ne olmuştuda o böyleydi ?

Arkadaşlar gıda zehirlenmesi yüzünden kısa oldu şuan kendimden geçmiş olsamda ginede bölüm günü olduğu için yazıyorum. Birdahaki bölüm pazar günü . Pazar günü görüşmek üzere :*

Birde diğer hikayem Evin Asosyal Prenses'i ne bakın lütfen :)

''BERDEL''Where stories live. Discover now