1

17.3K 685 318
                                    

+ Bleu +
+ tu es le plus beau ton de bleu +

+ Bleu ++ tu es le plus beau ton de bleu +

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

[1]

Mavi; belki çoğunuz için bir çok anlam barındıran, belki duydukça zihninizde denizi, gökyüzünü canlandıran, belki de çoğunuz için hiçbir anlam ifade etmeyen sıradan bir renk.

İşte benim için bunların hiç birini ifade etmiyor mavi. Benim için korkudur mavi, bıkkınlıktır. Kimi zaman ise kaçıştır, saklanabileceğim bir yuvadır fakat nadiren.

Düşüncelerim arasında önümde belirdiğini fark edemediğim tilkiye çevirdim bakışlarımı. Gür, yumuşak tüyleri aşırı dikkat çekiciydi. Bugün şanslı bir günümdü. Çoğu zaman bu kadar güzel olmazlardı. Masmavi gözleri olan tilki öylece karşımda duruyordu.

"Uzun zamandır senin gibisini görmüyordum, hoş geldin."

Hafif bir tebessüm belirdi yüzümde. Böylesine güzel bir tilki görmeyeli uzun zaman olmuştu. Çoğunlukla beni iliklerime kadar etkileyen, sevimsiz misafirlerim olurdu. Evet bu tilki de bir misafirdi fakat çok güzel bir misafir.

Yeniden karşımda duran tilkiyi süzdüm. Tüyleri öylesine yumuşak görünüyordu ki içimde dokunma hissi uyandırıyordu. Fakat bir kere gördüğüm hayvanlardan birine dokunmak gibi bir hataya düşmüştüm ve bir daha öyle bir hataya düşmeyi düşünmüyordum. Dokunduğum an vücudumu sarmalayan o acıyı bir daha tatmak bu hayatta istiyeceğim en son şeydi.

Çocukluğumdan beri bende garip şeyler vardı. Herkes gibi normal değildim belki ama anormal de değildim. Kimsenin göremediği, hissedemediği, dokunamadığı şeyler görüyordum. Kimine göre şizofrendim kimine göre deli.

Kaç tane doktora göründüm, kaç çeşit ilaç içtim bilmiyordum fakat gittiğim hiçbir doktor, içtiğim hiçbir ilaç bana en ufak etki etmedi. Yaşım ilerledikçe görüntüler çok daha netleşti, daha içten hissetmeye başladım her birini. Küçükken bunun bir hediye olduğunu düşünürdüm. Bana verilmiş küçük, güzel bir hediye. Uzun bir süre de böyle düşünmüştüm. Fakat bir süre sonra bana zarar veren görüntüler ile karşılaştım.

Bir kaç kere ölümden döndüğüm bile olmuştu. Benim için armağan gibi olan bu hislerim zamanla benim için bir işgence haline gelmişti. Artık öyle kötü bir hal almıştı ki gördüğüm şeyler, iyi bir şey görmek için yalvarıyordum adeta. Vücudum çiziklerle, yaralarla kaplıydı ama artık sindirebiliyordum bu olanları. Onlarla yaşamaya alıştım denemezdi fakat hayatımda oldukları gerçeğine alışmıştım. Her ne kadar benim için çok zor olsa da.

"Jungkook umarım hala uyumuyorsundur."

Aniden kapının açılması düşüncelerimden kopmamı sağlamıştı. Hızla varlığını kontrol etmek için gözlerimi çevirdiğim tilki, kaybolmuştu.

"İnanamıyorum Jungkook hala yatıyor musun gerçekten? Ben sana dememiş miydim artık erken kalkmaya çalışalım diye?"

Bleu • taekook •Where stories live. Discover now