11

2.9K 386 124
                                    

[11]

+ Ruelle - The Other Side

+ Taehyung'dan +

Uzun, derin bir uykudan uyanma hissi vücudumu sardığında, yeniden geldiğimi anladım. Yeniden gelmiştim Jungkook'un yanına. Gözlerimi hafifçe araladım. Günlerdir aynı odada, aynı görüntüye açıyordum gözlerimi. Jungkook'un bedenine benim yüzümden bırakılan acılar bünyesine fazla gelmiş, günlerce uyuyordu. Odaya kaç tane insanın, kaç tane doktorun girdiğini artık sayamaz durumdaydım. Artık neredeyse ezberlediğim odaya yeniden gözlerimi gezdirdim. Karşımdaki büyük cam ne zaman görüş alanıma girse Jungkook'un ağladığı o gece aklıma geliyor, yıldızlara parmaklarımızla şekil verdiğimiz gün geliyordu aklıma.

Vücudumu yeniden saran burukluk hissi beni olduğum yerden hareketlendirmişti. Korkarak yaklaşmıştım Jungkook'un bedenine. Yüzüne her baktığımda bedenimi saran suçluluk hissi, yeniden beni boğarcasına sarmıştı vücudumu. Benim için yapmıştı, benim için katlanmıştı o acıya. Benim yüzümden yatıyordu bu yatakta, benim yüzümden günlerdir baygın durumlaydı.

Her ne kadar neler olduğunu, nasıl olduğunu kavrayamadığım bu durumun benim yüzümden geliştiğini biliyordum ve Jungkook'un benim yüzümden acı çektiği düşüncesi beni deli ediyordu. Karşısında ilk gözümü açtığım günden beri gözlerindeki korkuya şahit oluyordum. O gün bana bakıp ağlarayacak, acısını haykırdığı günden beri acısı olmak istememiştim karşımdaki savunmasız çocuğun. Hala kendime inandıramadığım hayal düşüncesi her gün bu çocuğun yanında uyanmamla doğrulanıyordu. İnanmak istemiyordum hala. Sadece bir hayal olma düşüncesi mantıksızca geliyordu bana.

Hiçbir şey hatırlamıyor olabilirdim ama bir adım vardı. Kim Taehyung. Bulunduğum ortamda, karşımda duran pencereye her gözüm kaydığında anlıyordum sadece bir hayalden fazlası olduğumu. Biliyordum. Biliyordum, Jungkook'un yanında gözlerimi açmadan önce de bir hayatımın olduğunu veya sadece buna inanmak istiyordum.

Yeniden bakışlarımı Jungkook'a çevirdim. Her yeri bandaj içerisindeydi. Günden güne iyileşen yaraları her ne kadar huzurlanmamı sağlasada, yenilerinin onların yerine geçecek olması beni sarsıyordu. Çünkü biliyordum, o yıldızlara ellerimizle şekil verdiğimiz gece de anlatmıştı bana hastalığıyla ilgili her şeyi. Anlatırken ki yüzü gözümün önüne geldi ister istemez; anlatırken huzurlu görünüyordu aslında, sonunda birilerine içindekileri anlattığı için mutlu görünüyordu ama yüzünde hiç kesilmeyen buruk bir gülüş vardı anlatırken. Göz yaşlarına engel olamamıştı her kurduğu cümlede. İşte o zaman yeniden anlamıştım bu hastalığından ne denli bıktığını, ne denli acı çektiğini. Anlatmayı bitirdiğinde bana dönüp, "Hastalığım nedeniyle gördüğüm bir hayale, hastalığımı anlatmak çok garip hissettiriyor." diyerek tebessüm etmişti. İşte tam o an bir hayal olmamayı dileyerek, sarılmak istemiştim ona. Çünkü kim olsa fark ederdi ne denli bir kaosun içinde olduğunu.

Jungkook'a bakarak daldığım düşünceler kapının açılmasıyla aralanmıştı. İsimlerinin Jimin ve Jin olduğunu hatırladığım çocuklar içeri girmişti. İkiside çökmüş durumdaydı. Günlerdir çok az uyudukları göz altlarındaki morluklardan belli olurdu. Hoş biliyordum da zaten, geceleri de gözlerimi burda açıyordum ve duyabiliyordum alt kattan seslerini.

Jungkook'un yanına oturdular. Gelmeleriyle hızla Jungkook'un yanından uzaklaşıp, hızlı adımlarla odanın kenarına geçtim. Başımıza bunlar başka birinin bana temas etmesiyle meydana gelmişti. Şimdi ise yeniden biriyle temas etmek gibi bir niyetim kesinlikle yoktu.

Yorgun bakışlarla yaralarına göz atmışlardı. Jimin yan tezgahtan aldığı bezle Jungkook'un saçlarına değen teri silmişti daha sonra hala yaralarına pansuman yapmakta olan Jin'e baktı. Sıkıntılı bir nefes verdi.

Bleu • taekook •Where stories live. Discover now