4

3.8K 448 114
                                    

[4]

+ Banks - Poltergeist

Mavi saçlı çocuğu görmemin üzerinden tam üç gün geçmişti ama ben hala atlatabildiğimi sanmıyordum. Kendimi bildim bileli hayvanlar görmüştüm ve bunlardan hiçbirinin insan olmadığına çok emindim. Böyle bir şey olması hiç iyi değildi benim için. Ne yani şimdi de insanlar mı görmeye başlayacaktım?

Mavi saçlı çocuğu ilk gördüğüm an duvara kilitlenmiştim. Daha sonra ne olduğunu hatırlamıyordum. Jimin'in dediğine göre bayılmıştım. Mavi saçlı çocuğu Jimin'e sorduğumda ise bana yatağımda hiçbir insanın yatmadığını söylemişti ve bu olayları daha da ilginç bir hale sokmuştu.

Gözlerini görme fırsatım olmamıştı mavi saçlı çocuğun. Tek bildiğim iki gün önce yatağımda başı kanıyan, baygın, mavi saçlı bir çocuğun yatmasıydı.

O günden beri asla yatağımda yatamıyordum. Yatağımı bırak odama bile girmiyordum korkudan. Bana zarar veren onca hayvan görmek beni yeterince yıpratıyorken bir de üstüne bana saldıran insanlar göremezdim, dayanamazdım. Bu hiç adil değildi. Yaşadığım hiçbir şey adil değildi.

Çok korkuyordum. Aslında nefes aldığım bütün süre zarfında içimdeki bu korku hiç sinmezdi. Bütün hayatımı bu korku hissiyle yaşadım, bir yandan da bu korku hissine alışmaya da başlamıştım. Ama bu sefer farklıydı, bir insan görmek çok ama çok farklıydı.

Asla uyanık olmak istemiyordum, o olaydan sonra bir şey görmeye dayanamazdım, şu sıralar zarar görmeye de dayanamazdım, hele ki yeniden bir insan görmeye asla dayanamazdım.

Bu olayı ben ve Jimin'den başka hiçbir doktorumun bilmesine izin veremezdim hatta gerekirse Jimin'in bile. Zaten bunca hayvan mevzularından sonra beni akıl hastanesine kapatmamaları için elimizden geleni yapıyorduk hele ki şimdi insan görmeye başlarsam sonum kesinlikle akıl hastanesiydi. Hoş aklımı kaybetmiştim zaten.

"Jungkook beni korkutmaya başlıyorsun, üç gündür hep uyuyorsun. Hasta mı oldun yoksa?"

Evet Jimin hasta olmuştum. Öyle bir hastalıktı ki benimkisi asla ilacı olmayan, asla tedavisi olmayan bir hastalıktı. Ne kadar uğraşırsan uğraş acını dindiremeyeceğin bir hastalıktı. Sanki kocaman bir çukurun içerisindeydim ve beni bu koca çukurun içerisinden çekip çıkarıcak kimsem yoktu. Elimi tutup beni kurtarıcak kimsem yoktu. Ne kadar çabalasam da kendimde çıkamıyordum bu lanet çukurdan. Bende elinde sonunda bu koca çukurun içerisinde acı çekerek ölücektim.

"Jimin sadece biraz halsiz hissediyorum. Eminim bir kaç güne bir şeyim kalmaz." yalandı.

"Bari odanda yatsan. Ne benim yatağıma gidiyorsun ne kendi yatağına. Koltukta yata yata bel ağrısı çekiceksin."  Keşke tek derdim bel ağrısı olsaydı.

"Ben iyiyim burda, hem çok rahat bu koltuk. Günlerce burda yatabilirim."

Sırıttı. " Bir zahmet rahat olsun Jungkook, yattığın koltuğa ne kadar verdiğimizi unuttuğunu sanmıyorum."

Gülüşümü tutamamıştım. Jimin'le konuşmak eğlenceliydi ama benim ayılmamam lazımdı. Hiçbir şey görmemeliydim. Ama öyle çok uyumuştum ki artık gözlerimi kapatmak dahi istemiyordum.

Jimin odadan gidene kadar uyuyormuş gibi davrandım. Gittiğinden emin olduktan sonra mutfaktan uyku haplarını aldım. Asla bir şey görmeme izin vermiycektim.

*

Jungkook'un günlerdir bir şeyi vardı ve o ne kadar saklamaya çalışsa da Jimin bunun farkındaydı. En son bir çocuktan bahsettiğini hatırladı Jimin. Acaba bir insan mı gördüğünü sandı diye düşündü. Daha sonra sildi aklından hemen bu düşünceyi. Jungkook bu kadar acı içerisindeyken böyle bir şey daha mümkün olamazdı.

Bleu • taekook •Where stories live. Discover now