8

3.1K 395 135
                                    

[8]

+ Ruelle - Carry You

Hani yolda yürürken onca kişinin arasından çarpar ya gözünüz birisine, takılı kalırsınız güzelliğine, odak noktanızdan çıkana kadar takip eder gözleriniz o size eşsiz gelen güzelliği. İşte bende tam şu an takılı kalmıştım karşımdaki güzelliğe.

Mavi saçlı çocuk öyle güzel gülüyordu ki karşımda, bir an hastanede olduğumu, hatta Jimin'in omzumda ağladığını bile unutturmuştu bana.

"Kendine gel, hemen eve gidelim olur mu Jungkook?Kafanı dağıtman için bir şeyler düşünürüz sonra."

Uzun sürelik sessizliği Jimin'in bozmasıyla, mavi saçlı çocuğun verdiği sersemlik dağılmıştı. Ama hala ordaydı. Hiçbir şey demeden öylece dikiliyordu karşımda.

Benden cevap alamayıca kalktı omzumdan Jimin. Şaşkın bakışlarla bana, daha sonra saniyede bir gözümü çevirdiğim yöne, mavi saçlı çocuğun durduğu yere baktı.

"Ne oldu, bir şey mi görüyorsun?"

Jimin'in tedirgin bakışları benden cevap bekliyordu. Ama hayır ona mavi saçlı çocuktan bahsetmeyecektim. Kimseye mavi saçlı çocuktan bahsetmek istemiyordum.

Gülümsedim. "Yok hayır, yaşadığım şokla yorgun düştüm biraz." Jimin'e yalan söylemeyi sevmiyordum ama başka çarem yoktu.

Gözyaşlarını silip yanımdan kalktı. "Anladım, sen burda dinlen biraz, kendine gelince çıkarız."

Onaylarcasına kafamı salladım. Evet yorgun hissediyordum ama şu an odada yalnız kalma isteğim farklıydı. Meraktı. Karşımda duran, mavi saçlı çocuğa karşı duyduğum meraktı.

Jimin odadan çıktığı an bakışlarım yeniden gözlerine  dönmüştü mavi saçlı çocuğun. İkimizde konuşmuyorduk, sadece birbirimize bakıyorduk.

Sessizliği ilk bozan o olmuştu. "Söylesene Jungkook, neden her seferinde senin yanında uyanıyorum? Neden hiçbir şey hatırlamıyorum?"

İşte o zaman ilk defa karşımda duran mavi saçlı çocuğa adıyla hitap etmiştim. "Söylesene Taehyung, neden küçüklüğümden beri senin gibi hayaller görüyorum?"

Kaşlarını çatmıştı. Ama yüz ifadesi samimiydi, şaşkındı. "Ben gerçekten bir hayal miyim?"

Gülümsedim. Gerçekten bir hayal miydi? Bilmiyordum. Hiçbir şey bilmiyordum. Ama kesin olan şeyler vardı.
"Seni benden başka kimse görmüyor Taehyung."

Olanları kavrayamıyor gibiydi. Gözlerini gözlerimden çekmiş, şaşkın bakışlarla etrafı izliyordu.

Ayağa kalktım. Minik adımlarla ona doğru yürüdüm. Hareketlenmem üzerine yine dönmüştü bakışları bana. İlk defa yapıyordum bunu, ilk defa gördüğüm bir hayal bana doğru değilde ben hayalime doğru yürüyordum.

"Sen öyle bir hayalsin ki Taehyung, gördüğüm ilk insansın. Senden sonra başkalarını görür müyüm bilmem. Belki bana saldıran daha farklı insanlar da görmeye başlarım, kim bilir?"

İç çekerek devam ettim. "Sen nasıl bir hayalsin biliyor musun Taehyung, ayda yılda bir denk geldiğim güzel hayallerdensin. Bana saldırmayan, canımı yakmayan hayallerdensin. Üstüne şu zamanlar üst üste görmeye başladım seni. İyice deliriyorum sanırım, ne dersin?" Güldüm. Gülüşüme karşılık gülümsedi o da. Gözlerim dolmuştu. Çok farklı hissediyordum.

Birkaç saniyelik sessizlikten sonra bana doğru adım atmasıyla içimi bir tedirginlik sarmıştı. Adımlarının devam etmesi içimi titretirken buna rağmen geri çekilmiyor, öylece olduğum yerde duruyordum.

Bleu • taekook •Where stories live. Discover now