1- EZİK

54.5K 1.9K 1.1K
                                    

Sabah yine lanet alarm yüzünden yataktan kalkmak zorunda kaldım. Okul için hazırlanmaya başladım. Okuldan nefret ediyorum. Hiç gitmek istemiyorum. Ama gitmekte zorundayım. Okulda sürekli bana ezik diye sesleniyorlar. Ben lise 3'e gidiyorum ve bugün karne alacağız. Lise 1'den beri okulda bana yapmadıklarını bırakmadılar. Ben Hazal Özdemir. Kendi okuluma gidiyorum ama bunu onlar bilmiyorlar. Ben şişko, gözlüklü, sivilceli çirkin bir kızım. Zaten bu yüzden lakabım ezik.

Hemen üstümü giyindim. Çantamı da alıp odamdan çıktım. Aşağı indiğim de masa da annemle babam kahvaltı yapıyorlardı. Onlara günaydın dedikten sonra ben de bir şeyler atıştırmak için oturdum. Benim 1 tane de abim var ama o bir arkadaşıyla ayrı bir evde oturuyor. Ve ben abimi çok seviyorum. Masadan kalktım annemle babamı da öptükten sonra evden çıktım.

Okula girdiğimde yine üzerimde o küçümseyici bakışlar vardı. Ve az ileride ki bankta onu gördüm. Aras'ı. Aşık olduğum çocuk. Arkadaşlarıyla bir şeyler konuşuyorlar. Ve birden bakışları bana döndü. Ama gülen yüzü de bana dönünce soldu. İğrenici bir şekilde bana bakıyor yine her zamanki gibi. Keşke arkadaşlarına olduğu gibi bana da bir kere de olsun gülümsese, keşke. Ben Aras'a bakarken birden ayağıma bir şey takıldı ve ben yere düştüm. Bahçede bunu gören herkeste gülmeye başladı. Başımı kaldırdığım da okulun sürtüğü Arzu'nun bana çelme taktığını anladım. Bir el bana doğru uzandı. Elin sahibine bakmak için başımı kaldırdım ve Aras olduğunu gördüm. Ben de ona elimi uzattığımda Aras'ın yardımıyla yerden kalkarken birden elimi bırakınca tekrar düştüm. Ve bu sefer kahkahalarla gülmeye başladılar. Sonra Aras bana biraz eğilip;

" Ne o ezik, yoksa sana gerçekten de yardım edeceğimi falan mı sandın. Hadi ama bu kadar da aptal olamazsın." dedi ve gülerek arkadaşlarıyla uzaklaştı. Ben de ağlamamak için kendimi sıka sıka yerden destek alarak kalktım. Fakat ağlamamak için kendimi zor tutuyorum. Sınıfa girdim ve sırama oturup karne saatini beklemeye başladım.

Teneffüs zili çaldığında sınıftan çıkıp kantine doğru gitmeye başladım. Kantine daha giremeden bana doğru Aras'ın grubundan Hakan'ın geldiğini gördüm. Tam karşımda durdu.

" Hazal, Aras seni konferans salonunda bekliyor."

"Bu sefer inanacağımı düşünmüyorsun dimi."

"Ben orasını bilmem. Bana seni beklediğini söyledi. İnanıp inanmamak sana kalmış." dedi ve gitti. Aras'ın beni beklediği hoşuma gitse de gidip gitmemekte kararsız kaldım. Biraz düşündükten sonra merakıma yenik düşüp konferans salonuna doğru gitmeye karar verdim.
Konferans salonunun kapısını açıp yavaş yavaş içeri girdim. Burası çok karanlık olduğu için önümü zor görüyordum. Ama görünürde Aras yoktu. Ve birden ışıklar açılınca karşımda Aras'ı değil sürtük Arzu'yu bana sırıtırken gördüm. İşte yine aynı oyuna gelmiştim. Yine ve yine. Yavaş adımlarla yanıma gelmeye başladı sürtük Arzu ve onun sürtük yandaşları. Ama bir dakika onun elinde ki ne. O makas değil öyle değil mi. Kız resmen elinde makasla yanıma doğru geliyor. Ve ben de o geldikçe geri geri gidiyorum. En sonunda sırtım duvara değince durmak zorunda kaldım. Arzu'nun ise sırıtması daha da büyüdü. Tam benim önümde durunca Aras'ta tam önümde durup konuşmaya başladı.

"Söylesene ezik, her seferinde bu oyuna nasıl gelebiliyorsun. Ben senin kadar aptalını görmedim." dedi ve ardından kahkaha atmaya başladı. Ve devam etti konuşmasına.

"Sen bir de bana aşıksın öyle değil mi. Ne kadar da  acınacak bir durum karşılıksız aşk. Sen ne sandın ya, benim seni seveceğimi falan mı, haa. Ben senin gibi çirkin bir kıza bakar mıyım sence. Ayağını denk al!" ve hepsi de kahkaha atmaya başladı. Sürtük Arzu'da; "seviyesiz ve çirkin bir kız okulun popüler çocuğunu seviyor. Ama hangi hakla, haa ezik söylesene." hayır Hazal ağlamak yok ağlamayacaksın. Bu sefer değil. İçimden kaç defa böyle söyledim bilmiyorum ama kendimi zor tutuyorum. Ve tekrar Aras;

"Hadi Arzu, sen de çabuk bitir işini." dedi. Ve Arzu'nun sırıtması büyüdü. Tek eline saçımın bir tutamını aldı. Hayır nolur düşündüğüm şeyi yapmasın, nolur. Derken makası saçıma getirdi ve saçımın tuttuğu kısmını makasla kesti. Ve biraz daha. Daha da devam edecekti ki salonun kapısı birden açıldı ve müdür yardımcısı girdi. "Çocuklar ne yapıyor sunuz siz burada?" diyince, Arzu'da;

"Hiç hocam arkadaşlarla sohbet ediyoruz."

"Tamam, ama zil çaldı. Hadi sınıflara."

"Peki hocam. Gidiyoruz sınıfımıza." Hoca gittikten sonra. Arzu bana döndü ve, "seninle daha işimiz bitmedi, ezik." dedi. Sonra da salondan çıktılar. Arkalarından ben de çıktım.

*********

Karne vakti geldi. Karnelerimizi aldıktan sonra hoca sınıftan çıktı. Tam  ben de çıkacaktım ki Arzu önümü kesti. "ezik...!" Diyip duruyor, benim yürümeme izin vermiyordu. Ben de en sonunda sinirlendiğim için, "offf, çekil artık önümden." diye bağırdım. Sınıfta ki herkes şaşkın bir şekilde bana bakıyordu. E normal ben ilk defa sesimi yükseltmiştim. İlk defa bağırmıştım. Ama artık benim de burama kadar geldi. Çok oldu bunlarda. En azından yaz tatiline giriyoruz da 3 ay bunların yüzlerini görmeyeceğim için mutluyum.

Ben Arzı'ya sesimi yükselttiğim için çok sinirlendi.

"Sen ne hakla bana bağırırsın haa! Sen kendini ne sanıyorsun!!!" diye bağırdı. "Ne o, Aras'tan aşkına karşılık alamadığın için bana mı sinirlendin." Diye de benimle dalga geçerek konuşmasına devam etti. Tabi herkes bunu duyunca gülmeye başladı kahkahalarla hem de. Ve ben artık göz yaşlarımı tutamamaya başladım. Benden istemsizce akmaya başladılar. Ben de en sonunda dayanamadım ve içimde ne varsa onlara söylemeye başladım.

"Eee yeter artık bee!! Asıl sen kendini ne sanıyorsun haa. Ben çirkinim diye bana ezik muamelesi yapmaktan bıkmadınız mı artık! Evet ben ona aşık olabilirim ama en azından senin gibi sürtük değilim. Bu okulda ki erkekleri bırak hiç bir erkeğin altına da girmedim anladın mıı!" diye bağırınca Arzu'nun gülen suratı değişti, renkten renge girdi. Ve birden bana tokat atmak için elini kaldırınca, bu sefer izin vermeyip o eli tutup indirdim. Ve konuşmaya daha doğrusu bağırmaya devam ettim.

"Ne o, doğruları duymak hoşuna gitmedi mi! Bu sefer değil sürtük Arzu, bu sefer bana vurmana izin vermem!! Siz ne kadar aşağılık, ne kadar utanmaz insanlarsınız yaa. Daha doğrusu insan mısınız siz, haa!! Ve sen Aras, evet Allah kahretsin ki sana aşık olabilirim. Ama sırf bunun için benimle alay etmene gerek yoktu. İnsan kimi seveceğini seçemiyor sonuçta!! Senin var ya, senin olayın bir kızın sadece dış görünüşü. Tamam, belki Arzu'nun dış görünüşü güzel olabilir ama benim de iç görünüşüm güzel. Ve en önemlisi de bu, benim için. Ben en azından sizin gibi sürtük değilim. Ama artık yeter!!! Hepinizden ama hepinizden sadece ve sadece nefret ediyorum, duydunuz mu beniii!! Sadece nefret. Sizden intikamımı alacağım. Ve Aras sen, artık sana karşı içimde nefretten başka bir duygu kalmadı. Senden de intikamımı en ağır şekilde alacağım. 3 ay sonra sen benim peşimden koşacaksın seni seveyim diye. Görürsün sen. Ama yüz vermeyen ben olacağım bu sefer."

Der demez ve sınıftaki şaşkın bakışları umursamayıp sınıftan çıktım. Arkamdan bana güldüklerini ise duyuyorum. Ama siz daha gülün bakalım. Son gülen iyi gülermiş. Siz beni 3 ay sonra göreceksiniz. Ve evet acı öldürebilir ama hayata tahammül gücü verir...

*********

Eve geldiğimde hemen annemin yanına gittim. "anne, benim sana söylemem gereken bir şey var."

"Hoşgeldin kızım. Söyle bakalım neymiş o??"

"Anne, ben değişmek istiyorum. Ve bunun için de Amerika'ya kuzenim Serkan'ın yanına gitmek istiyorum." Ben değişmek istediğimi söyleyince annem önce şaşırdı, ama sonra anlayışla karşıladı beni.

"Tamam kızım sen öyle istiyorsan öyle olsun. Zaten bu sabah abin de bir iş için Amerika'ya gitmişti. Ben senin biletini alırım birazdan. Abine de söylerim Serkan'la beraber seni havaalanından alır." Ben tabi bunu duyar duymaz hemen annemin boynuna sarılıp teşekkür ettim. Ve hemen odama çıkıp valizimi hazırlamaya başladım.

Bekle beni Amerika, değişmeye geliyorum...

EZİĞİN İNTİKAMI (TAMAMLANDI) Where stories live. Discover now