22- HASTANE

23.1K 1K 188
                                    

Medya: HAZAL

Silah bana doğru ateş edildi ama aynı anda da Eren aniden benim üstüme atladı beni korumak için. Ben hiç bir yerimde acı falan hissetmiyordum. Üstümde ise hâlâ Eren var. Ama hayır, inşallah düşündüğüm şey olmamıştır. Hayır, bunu yapmamış ol Eren. Bana sadece bakıyordu. Ama birden yüzünün aldığı şekil değişti. Sanki, sanki acı çekiyormuş gibi. Eren'in altından çıkıp ayağa kalktım ve Eren'i kontrol etmeye başladım bir yerinde bir şey var mı diye.

Ama, ama nasıl. Eren vurulmuş, her yeri kan içinde. Yavaşça da gözleri kapanmaya hazırlanıyor. Hemen kafasını ellerimin arasına aldığım gibi gözlerini kapatmaması için konuşmaya başladım onunla.

"Eren, Eren nolur kapatma gözlerini. Eren aç gözlerini. Nolur. Lütfen aç, kapatma." aynı zamanda da ağlıyordum. Gözyaşlarımın akmasını engelleyemiyordum. Herkeste başımıza toplanmıştı. Onlara dönüp;

"Biriniz ambulansı arasın!!" diye bağırdım. Eren'i vuran adam çoktan gitmişti bile.

"Eren aç gözlerini lütfen. Benim için aç. Nolur."

Zorla da olsa gözlerini açabildi ve yavaşça ellerini yüzüme getirdi ve akan gözyaşlarımı silip, "ağ-la-ma" dedi zar zor. İnanamıyorum yaa, benim sevgilim bu durumdayken bile beni düşünüyor. Hızlı bir şekilde etrafıma göz attığımda okuldakiler, bizim grup ve Aras'ın grubu perişan haldeydi benim gibi. Tekrar bakışlarımı Eren'e çevirdiğimde gözleri kapalıydı. Ne kadar seslensem de, hatta yavaş bir şekilde sarssam da ne gözlerini açıyordu, ne de hareket ediyordu. Ve ben birden;

"Ereeeennn!!!" diye büyük bir şekilde bağırdım. Hayır, hayır yaaa bu olamaz. Eren'e bir şey olmamalı. O ölemez. Ölmemeli.

Gökhan'ın Ağzından

Benim holdingte işim olduğu için sabah kahvaltı bile yapmadan erkenden evden çıkmıştım. 1 saat sonra da dersim var. Ama önce Hazalgili merak ettiğimden hemen aradım onu. Fakat Hazal konuşurken sanki kekeliyormuş gibi geldi bana. Ve benim canım kardeşim de ne zaman kekelese endişelenilmesi gereken bir durum var demektir.

Hazal'a iyi olup olmadığını sorduğumda ise bana iyi olduğunu söyledi. Ama nedense bu cevap beni pek tatmin etmedi. Ben tam tekrar Hazal'a aynı soruyu soracaktım ki telefonun diğer ucundan bir el silah sesi duydum. Hazal'a ne kadar ses vermesi için seslensem de hiç bir şekilde ses vermedi. Ve bu benim daha da endişelenmemi sağladı.

Hemen holdingten çıkıp okula doğru sürmeye başladım arabamı. Umarım kardeşim iyidir. Umarım. Ben onsuz ne yaparım. Eğer ona bir şey olmuşsa, bunu ona kim yapmışsa benden korksun.

Hazal'dan Devam

Hemen ambulans geldi ve Eren'i de sedyeyle birlikte ambulansa bindirdiler. Ben de onunla beraber bindim. Bizimkiler de arkadan arabalarıyla geliyorlardı. Ama ben sürekli ağlıyordum. Kendimi bir türlü durduramıyordum. Hemşireler Eren'e ilk müdahaleyi yapıyordu. Benim de aklıma abim gelince hemen telefonla onu aradım. Şimdi abim o silah sesini duyunca neler olduğunu çok merak etmiştir. Abim de hemen telefona cevap verdi.

"Güzelim sen iyi misin?" sesi fazla telaşlıydı.

"A-abi b-ben i-iyiyim. A-ama E-Eren..." ağlarken konuştuğum için kekeliyordum. Ama cümlemi bitiremeden daha çok ağlamaya başladım. Abim de;

"Tamam güzelim. Önce bir sakin ol. Siz nerdesiniz?."

"B-biz has-hastaneye gi-gidiyoruz. Şu an ambu-lansta-yız."

EZİĞİN İNTİKAMI (TAMAMLANDI) Where stories live. Discover now