3- OKUL

49.1K 2K 1K
                                    

Medya: Aras

Uçak İstanbul havaalanına giriş yaptı. Biz de indik. Arkadaşlarımın kalacak yeri olmadığı için ve ben de onları otele göndermek istemediğim için benim eve gidiyoruz hep birlikte.

Taksi villanın önünde durunca indik. Kapı ziline basıp beklemeye başladık ve bir kaç dakika sonra ise kapı annem tarafından açıldı. Tam da tahmin ettiğim gibi beni tanıyamadı.

"Buyrun kime bakmıştınız?"

"Anne o kadar mı değişmişim yaaa." Ben öyle söyleyince annem gözlerini yerinden çıkacak kadar açtı. Biraz öyle durduktan sonra, sonunda konuşmaya başladı.

"Kızım, yoksa sen misin?"

"Evet anne, benim, kızın Hazal." Der demez annemin bana sarılması bir oldu. E tabi benden de karşılığını aldı.

"Hadi içeri geçin." Salon da babamı görür görmez sarıldık birbirimize. Ama önce o da şaşırdı tabii. Ve arkadaşlarımı tanıttım onlara. Durumu da açıkladıktan sonra annem hemen onların odalarını hazırlattı.


1 hafta sonra

İstanbul'a geleli tam 1 hafta oldu. Ve 1 haftadır Melis ve Aylin'le beraber alışverişe gittik. Eren, Rüzgar ve Umut'ta bize katıldılar. Hep beraber gezdik. Rüzgar'ın sevgilisinin adı da Ceyda'ymış. Ama o da ailecek tatil de olduğu için henüz tanışmaya fırsat olmadı.

1 hafta sonra

Sabah alarmın çalmasıyla yataktan kalktım. Bugün okullar açılıyor ve ben çok heyecanlıyım. Okulda ki hiç kimse kesin beni tanıyamayacak. Ama sorun değil biz de tanıştırırız. Ve ben o okulu onlardan intikam almadan bitirmeyeceğim. Özellikle de sürtük Arzu ve yandaşlarından. Tabi bir de Aras var. Ondanda alacağım bir intikam var tabii. Onu hâlâ seviyor muyum bilmiyorum. Bildiğim tek bir şey var ki o da ondan nefret ettiğim. Duştan çıkıp hemen dolabımı açtım ve kıyafet seçmeye başladım. Dizimin biraz altında, mor, kalın askılı bir elbise de karar verdim. Onu hemen giyip aynanın karşısına geçtim. Omuzlarıma yasemin kokulu vücut kremimi sürdüm. Saçım da yasemin kokuyor zaten. Islak olan saçlarımı da kurutup taradım ve uçlarını da dalgalandırdım. Hafifte makyaj yaptım. Yine yasemin kokan parfümümü de sıktım. Çantamı ve telefonumu da aldıktan sonra aşağı indim. "herkese günaydın." Hepsinin bakışları bana döndü ve öylece bakakaldılar. Masa da abim de vardı. O dün akşam gelmişti. Serkan'ın işleri 1 hafta uzadığı için haftaya ancak gelebilecekmiş. Annem beni görünce hemen, "oooo Hazal'cım çok güzel olmuşsun." dedi. Babam da beğeni dolu sözcükleri söyledi. Abim ve arkadaşlarım da. Ama tek bir kişi hariç. Eren. O transa girmiş gibi donup kaldı. Ben de;

"Eee Eren, sen bir şey söylemeyecek misin?" diye sordum. Daha yeni kendine geldi ve ancak konuşabildi.

"Aaa pardon yaaa, ben bir an seni böyle görünce şaşırdım. Çok güzel olmuşsun. Gerçi senin her halin güzel."

Ben de hepsine teşekkür ettikten sonra masaya oturdum. Bizimkilere de okula sonra geleceğimi söyledim. Yani bilerek geç gitmek istediğimi. Onlar da ne yapmak istediğimi anlamış gibi tamam dediler.

Arkadaşlarımın hepsi evden çıktılar. Ben de biraz daha bekledim ve artık okula gitmemin zamanı geldi diye düşünüp evden çıktım. Babam bana araba hediye etti. Siyah BMW. Hayalimde ki araba artık benim. Arabama binip okula doğru sürmeye başladım. Saate baktığımda daha zilin çalmamış olduğunu görünce okula havalı bir giriş yapmak istedim. Okulun önünde hızlı bir drift çekerek durdum. Arabadan çantamı alıp çıktıktan sonra bahçeye doğru yürüdüm. Ve bingo. Bütün okulun gözü bende. Herkes bana bakıyor. Erkekler hayran bir şekilde bakarken kızlar kıskanç bakıyorlar. Arzu ve Aras'ta bana bakıyor. Bahçe de ki banklardan birine oturdum ve zilin çalmasını bekledim. Hâlâ bütün gözler bende bu arada. Aras'ın da. Benim grubunda bir yerde işi var ve daha sonra gelecekler. Bir 5 dakika falan bekledikten sonra banktan kalkıp müdürün odasının önüne gelince kapıyı çalmadan girdim. Tabi böyle bir giriş yapınca bana dahi bakmadan konuşmaya başladı.

EZİĞİN İNTİKAMI (TAMAMLANDI) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin