9- DÜŞMAN OKUL

33.5K 1.4K 365
                                    

Aras'ın Ağzından

Dün okul çıkışına kadar sürekli Hazal'ı izledim. Gözlerimi bir türlü ondan alamadım. O ise bana dönüp bakmadı bile. Ne yapmasını bekliyordum ki geçen sene ona yaptıklarımdan sonra. O hep Eren midir nedir onunla ilgilendi. Kaç kere konuşmayı denedim ama o piç yüzünden hep sözüm yarıda kaldı. Çok sinirlendim, çok.

Okula geldiğimde yine benim grubu her zamanki bankta gördüm. Oraya ulaştığımda onlarla biraz sohbet ettik. Sonra bahçede araba sesi gelince bende dahil bahçede ki bütün gözler oraya döndü. Araba yine ustaca park edildi. Sanırım bu kişi Hazal'dı. Onun ismi aklıma geldiğinde bile istemsizce gülümserken buluyorum kendimi. Ve arabanın içinden Hazal'ın indiğini görünce gülümsemem yüzüme yayıldı. Ama o herkese umursamazca bakıp önüne döndü. Biraz yürüyünce yanında ki o lavuğun kulağına bir şey söyledi. O da kafasıyla onaylayıp Hazal'ın yanağından öptü. Bir dakika ne!! Yanağından mı öptü. O kim ki onun yanağından öper lan! Peki ben neden bu kadar sinirlendim ki şimdi. Yoksa kıskandım mı? Ama yok yaa. Kıskanmamışımdır dimi. Neden kıskanayım ki. Yoksa... Yok canım, ben aşık olamam. Olmam.

Ama bir şey farkettim. Arzu Hazal'a pis bir şekilde sırıtıyor. Ama o hiç takıyor gibi de durmuyor. Hazal'ın ayağına doğru indi bakışlarım. Şimdi anladım Arzu'nun neden öyle sırıttığını. Acaba uyarsam mı onu. Gerçi Hazal'da Arzu'ya aynı onun ona yaptığı gibi sırıtıyor ama. Amaan neyse. Tam onu uyarmak için harekete geçecekken Hazal sanki ayağının altında olan ipi biliyormuş gibi Arzu'ya bakarak ipin üstünden geçti normal bir şey yapıyormuş gibi. Nasıl yaaa. Bu Hazal gerçekten de çok değişmiş. Çok. Şu an resmen hayran hayran ona bakarken buldum kendimi. Ama bir şey oldu, ve bu da benim sinirlenmeme fazlasıyla yetti. O Eren, kolunu onun omzuna doğru attı.

Aradan 5 dakika falan geçti, Arzu bizim banka doğru yürürken Hazal hiç kimsenin beklemediği bir anda ona çelme takınca Arzu da yere yapıştı. Bunu gören herkeste gülmeye başladı. Şu an roller değişti resmen. Ama Hazal'ın ona o lafı sokmasıyla bu sefer herkes kahkahalarla gülmeye başladı. Yalnız iyi laf soktu hee. O laftan sonra da Arzu renkten renge girdi. Fakat çok sinirlenmiş olmalı ki, Hazal'a vurmaya kalktı ama o, çevik bir hareketle bunu engelledi. Hazal gerçekten de çok iyi, çok profesyonel dövüşüyor. Ben de en çok buna şaşırıyorum ve hayran kalıyorum ya.

******

Ders zili çalınca herkes sınıfa girdi. Ama bizimkiler hem yürüyor, hem de Hazal'ın bahçede ki performansını konuşuyorlardı. Ne kadar iyi olduğundan falan bahsettiler. Gerçekten geçen sene ki Hazal'la, şimdi ki Hazal'ın arasında dağlarca fark var. Ben sırama oturur oturmaz yine gözlerimi Hazal'dan alamadım tabii. Ama o, Eren'le gülüşerek sohbet edince yine istemsizce, elimde olmadan sinirlenmeye başladım. Farkında olmadan ellerimi yumruk yaptım. Sınıfın kapısı açıldı ve içeri güzel, genç bir kadın girdi. Sanırım yeni edebiyat öğretmeni olmalı. Bakışlarımı tekrar Hazal'a çevirdiğimde şaşkınca yeni öğretmene bakıyordu. Sadece o da değil, onun arkadaşları da. Kim ki bu kadın.

Meğersem tahmin ettiğim gibi yeni edebiyat öğretmeniymiş ve Eren'in ablasıymış. Ama o, sadece Eren'i değil diğerlerini de kendi kardeşi gibi görüp seviyormuş. En çokta Hazal'ı. Haberleri olmadığı için bu kadar şaşırmışlar. Ben de bunları duyunca şaşırdım ne yalan söyleyeyim. Bu Hazal, Eren'in tüm ailesini biliyor herhalde.

******

Teneffüs zili çalınca Güneş hoca sınıftan çıktı. Onun arkasından Umut ve Eren'de. Ama Hazalgil sınıfta durmak istedi arkadaşlarıyla. Şu sürtük Arzu'nunda birden benim kucağıma oturup beni öpmesi bir oldu. Ben de bir an itsem mi acaba Hazal yanlış anlayacak diye düşünsem de, sonunda karşılık vermeye başladım. Ben neden Hazal'ın yanlış anlayıp anlamadığını önemseyeyim ki. Banane ondan. Ama ne yalan söyleyeyim, istemsizce karşımdakinin Arzu değilde, Hazal olmasını istedim. Yani kalbim öyle olmasını istedi. Ama nedenini bilmiyorum. Kahretsin ki bilmiyorum.

Biz böyle öpüşmeye devam ederken, Hazal'ın arkadaşlarından Melis, kızlara diğerlerinin yanına gidelim diyince Aylin ve Hazal'da kalktılar. Sınıftan çıkarken bir an gözüm Hazal'a kaydı, ve o bakış neden beni bu kadar bitirdi. O bana tiksiniyormuş gibi baktı bir an, benim ona baktığımı farkedince de önüne döndü hemen. Ama giderken bana olan o bakışı bir türlü gözümün önünden gitmiyor. Ben neden bu kadar üzüldüm ki. Neden. Arzu'nun hâlâ kucağımda olduğunu farkedince ittim hemen onu. Ve düşünmeye başladım. Neden. Neden. Yoksa ben aşık mıyım? Ya da sadece bir hoşlantıdan mı ibaret bu his. Onu bilmiyorum ama şunu biliyorum ki, ben onu istiyorum. Hazal'ı istiyorum ben. Belki de bu sadece diğerleri gibi bir hevesten ibaret. Bilmiyorum ama onu istiyorum. Çok beklemeden ben de kantine bizimkileri bulmaya gittim. Ama gördüğüm manzara ile ağzım açık şaşkınca bakakaldım. Resmen benim grupla Hazalgil aynı masada oturuyorlardı. Onların yanına gittiğimde selam verdim hepsine. Benim grup her zamanki gibi gülümseyerek bana karşılık verirken, Hazal hariç diğerleri de soğukça ve umursamazca karşılık verdiler. Hazal hiç bir şey söylemedi. Ben ona bakarken o benden başka herkese baktı. Ama Eren'le çok yakındılar. Çok. Ve ben yine sinirleniyorum. O Hazal'ı çok düşünüyor. Hazal sırf sabah kahvaltı yapmadı diye kalkıp ona birşeyler aldı. Üstelik Hazal'a güzelim dedi. Ne hakla ona güzelim der yaa. O kim lan. Kim. Sevgilisi falan mı yoksa. Ama hayır, bu olamaz. Buna izin vermem. Veremem. Hazal benim olmalı. Benim. Benim.

Bir kaç dakika sonra Rüzgar ve Ceyda'da masaya katılınca onların grubu tamamlanmış oldu. Öğlene kadar dersler de boşmuş, beden öğretmeni bacağını kırdığı için. Biraz sohbet ederken onların hepsinin de aynı ev de kaldığını da öğrenmiş olduk. Nasıl yaaa. Şimdi Eren piçiyle Hazal aynı evde mi kalıyorlar. Acaba hiç yan yana uyudukları olmuş mudur. Mesela sarılarak uyudukları falan. Umarım olmamıştır, umarım. Ama zaten Hazal öyle bir kız değil ki, olmamıştır yani. Ve Kerem benim en merak ettiğim soruyu sordu Hazal ve Eren'e. Yani sevgili olup olmadıklarını. Ben de pür dikkat alacağım cevabı bekliyordum. Çünkü çok merak ediyorum. Hazal tam cevap verecekti ki, masaya bir çocuk geldi. Biz ona bakarken, o ise sadece Hazal'a bakıyordu. Biz de haliyle sinirlendik tabi. Tam hareketlenirken bizi durdu ve ona en soğuk cevapları verdi Hazal. Bu beni istemsizce gülümsetti. Ama tek beni değil, Eren'i de. Hazal'la o çocuk konuşurken kantinde ki herkesin bakışları bizim masaya, yani onların konuşmalarına takıldı. Ve Hazal'ın o çocuğa son söylediği şeyden sonra bende dahil herkes şaşkınca Hazal'a bakmaya başladı. Nasıl yaaa. Ama o nasıl anladı ki onun üzerine iddiaya girdiklerini. Biz şaşırmış bir şekilde Hazal'a bakarken şaşırmayanlar da vardı. Erengil. Onlar şaşırmamıştı. Üstelik o çocuk arkadaşının kulağına doğru söylemiş bu iddiayı. Hazal'da bunu o çocuğa söyleyince, biz daha çok şaşırdık. Ama çocuk arkadaşının kulağına doğru söylediyse, Hazal nasıl bildi, ya da anladı bunu. O çocuk ağzının payını aldıktan sonra gitti. Ben de dayanamayıp bunu nereden ve nasıl bildiğini sordum. Ben ve arkadaşlarım vereceği cevabı beklerken Erengil hiç şaşırmışa benzemiyorlardı. Hazal'da nasıl anladığını söylemeyip, geçiştirdi bizi ama kesin onun arkadaşları biliyorlar. Offf çok merak ettim yaaa. Nasıl bilmiş olabilir ki. Özel güçleri olamayacağına göre. Nasıl? Nasıl.

Biraz daha oturduktan sonra bahçeye çıkma kararı alındı. Hepimiz bahçeye doğru yürürken ben birden Hazal'ın kolundan tutup onu durdurdum. O bana sorar gözlerle bakmaya başlayınca, ben de konuşmaya başladım.

"Hazal, bak, ben geçen sene olanlar için senden ö...-" cümlemi bitiremedim çünkü, bahçeye kızlı erkekli bir grup öğrenci girdi ve aralarından bir erkek "Özdemir Koleji Öğrencileri" diye bağırınca benim sözüm de yarıda kalmak zorunda kaldı. Offf, yine mi bunlar yaa. Bunlar bizim düşman okulun öğrencileri. Bizim okulun bütün öğrencileri de onlara bakmaya başladılar.

Anlaşılan geçen sene ki gibi yine kavga var. Geçen sene de okulumuzu böyle basmışlardı. Ve yine bu kavgayı kimin kazanacağı belli oldu.

EZİĞİN İNTİKAMI (TAMAMLANDI) Where stories live. Discover now