5

2.3K 304 148
                                    

- Ben gökyüzü olsam, sana kuş olmak yakışır. ☁️

—————————

"Lütfen bir kaşık daha al SeokJin."

Ağzına götürdüğüm kaşıktan zar zor biraz daha lapa yedirdikten sonra ilaçlarını da ağzına koyup suyu uzattım. SeokJin cidden zor bir insandı. Bilerek mi yapıyordu bilmiyorum ama bir şey yemeği reddediyor, ilaçlarını zorla içiyordu. Bakıcıların neden uzun süre dayanamadıklarını şimdi anlıyordum. Ama ben pes edemezdim. Paraya ihtiyacım vardı.

"SeokJin, biraz yatmak ister misin? Fazla oturmak belini ağrıtabilir."

Dediğim şeyden sonra kırdığım potu anlayıp yanına doğru eğildim.

"Üzgünüm, bazen düşünmeden konuşabiliyorum. Hadi gel seni yatıralım."

Tekerlekli sandalyesini yatağın yanına sürdüm. Ardından koltuk altından tutarak sandalyeden kaldırdım ve yatağa oturttum. Yapılı olduğu için ağırdı. Neyse ki çok kısa bir süreliğine tüm ağırlığını yüklenmek zorunda kalıyordum. Rahat yattığından emin olup üzerine ince bir çarşaf örttüm.

"Benim biraz ders çalışmam gerekiyor. Senin için sorun olmazsa yanında çalışacağım."

Yatağının yanındaki koltukta bağdaş kurup çantamdan kitaplarımı çıkardım. Konumun olduğu sayfaları bulduktan sonra okuyup önemli yerleri not almaya başladım. Çok geçmeden üzerimde hissettiğim bakışlarla kafamı kaldırdım. Belki farkında olarak bakmıyordu ama yine de izlendiğimi hissediyordum. Bir anda aklıma çalıştığım konuları merak edebileceği gelmişti. Pekala oldukça düşük bir ihtimaldi ama onunla paylaşmak istemiştim.

"SeokJin şuan Kinezyoloji sınavı için hazırlanıyorum. Sana da anlatmamı ister misin? Bak şimdi bu vücuttaki enerji akışını düzenleyen bilimsel temelli alternatif tıp metodu. Bu metotla kaslardaki rahatsızlıklar giderilebiliyor-"

Kapı pat diye açılınca konuşmam yarıda kalmıştı. SeokJinin üvey annesi yapmacık bir gülümsemeyle odaya girmişti. Kitabın kapağını kapatıp ayağa kalktım.

"Beyler, rahatsız etmiyorum umarım."

"Bir sorun mu var?"

Elimdeki kitaplara göz attıktan sonra "Sen çalışmana çalışma odalarından birinde devam edebilirsin. Oğlumun banyo saati geldi. İşi bitince haber veririm tekrar gelirsiniz." demiş, kapıda bekleyen hizmetlileri eliyle yanına çağırmıştı. Hizmetliler yatağın yanına geldiğinde SeokJinin nefes alışverişleri hızlanmıştı. Kaşlarımı çatarak olanları izlerken kadının yüzündeki sırıtış dikkatimi çekmişti.

"Pardon ama ben onun bakıcısı olarak buradayım. Tüm kişisel işlerini yapmak benim görevim. Neden sizinle beraber gelmek yerine başka bir yerde duruyorum?"

Kadın ufak bir kahkaha atıp kollarını göğüsünde birleştirdi.

"Seni bir dertten kurtarıyoruz daha ne istiyorsun ki? Yatalak birinin altını almayı mı istiyorsun? Bunu senin yerine görevliler yapıyor. Banyosunu da başkasının yaptırmasında bir sakınca yok. Bunun için bana minnettar ol ve dersini çalışmaya devam et küçük."

"Taehyung. Adım Kim Taehyung."

"Her neysen işte."

Kadın gözlerini devirip odadan çıktığında hizmetliler de SeokJini sandalyesine oturtmuş dışarı çıkarıyorlardı. Rahatsız olmuştum. SeokJinin de rahatsız olduğunu hissetmiştim ama tepki vermiyordu. Belki de ben abartıyordum, emin değildim. SeokJin ve görevliler gözden kaybolduğunda kitaplarımı alıp boş odalardan birine geçtim.

-
SeokJin gideli, bende ders çalışmaya başlayalı yaklaşık 2 saat olmuştu. Kimse gelip haber vermediği için odasına gitmemiştim. Ama iki saat boyunca da banyo sürmezdi. Haber vermeyi unuttuklarını düşünüp odadan çıktım. Üst kata sessiz adımlarla ilerleyip Aralık kapıdan yavaşça içeriye girdim. Duyduğum kadın sesi durmamı sağlamıştı. Kulak kabartıp daha iyi anlamak için odaklandım.

"Sevgili oğlum, beni özledin mi? Bakıcın geldiğinden beri beraber zaman geçiremiyoruz. Ama merak etme yakında o da kaçar gider, biz yine baş başa kalırız. Aaa niye ses vermiyorsun? Yoksa sen beni özlemedin mi?"

Kadının cilveli sesi midemin bulunmasına neden olmuştu. Bu kadın bir de SeokJinin üvey annesi olacaktı değil mi? Yavaş adımlarla biraz daha ilerleyip ikiliyi bakış açıma soktum. SeokJin yatağında öylece uzanıyor, kadın ise tek eliyle SeokJinin saçıma asılmış çekiştiriyordu.

"Sende sıkıldın değil mi? Böyle put gibi yatmak sıkıcı olmalı. Merak etme. Yakında kurtulursun."

Kadının boşta kalan eliyle SeokJin'in karnını sıkıştırdığını görünce birkaç adım geri gidip hiçbir şeyden haberim yokmuş gibi seslenerek odaya girdim.

"SeokJin! Ben geldim."

Kadın sesimi duyunca oturuşunu dikleştirmiş, az önce saçlarını çektiği eliyle şimdi saçlarımı okşuyormuş gibi yapıyordu. Gördüğümü belli etmemeliydim. Belli edersem bu kadın beni işimden etmek için elinden geleni yapardı.

"Sen geldiğine göre bende işimin başına döneyim."

Kadın yapmacık gülümsemesiyle odadan çıkmıştı. Bende hızlıca SeokJinin yanına gidip dağılmış saçlarını düzeltmeye başladım.

"SeokJin iyi misin? Sana ne yaptığını gördüm. Canını yakıyor değil mi? Merak etme. Seni onunla yalnız bırakmayacağım."

Nefes alışverişleri normale döndüğünde biraz daha rahatlamıştım. Demek ki o kadınla giderken hissettiğim şey doğruydu. Ondan korkuyordu. Kadının felçli bir çocukla ne gibi zoru olabilirdi ki? Aklıma eliyle sıkıştırdığı karnı geldiğinde tişörtünün eteklerini biraz yukarıya çıkartıp oluşan kızarıklığı kontrol ettim. Demek ki vücudunda gördüğüm morluklarda onun eseriydi.

İçime dolan yoğun sinirle ayağa kalkıp camı açtım, hava almaya ihtiyacım vardı.

Ne yani bu çocuk beş yıldır aynı şeyi mi yaşıyordu? Savunmasız olduğu için ona uygulanan şiddete sessiz kalmak zorunda mı kalıyordu? Bunu bir an önce ortaya çıkarmam, SeokJini o kadından kurtarmam gerekiyordu.

"SeokJin merak etme, seni gerçekten kurtaracağım. Sadece biraz zamana ihtiyacımız var. Bu yaptıklarının somut bir delilini elde edebilirsek babana gösterebiliriz. Bana güven olur mu?"

Gözlerini kapatmandan önce gördüğüm son şey gözünden akan minik bir gözyaşı olmuştu.

KOMOREBI |TAEJIN|Where stories live. Discover now