40

1.6K 189 195
                                    

Okyanusta ölmez de insan, gider bir kaşık sevdada boğulur. ☁️

Zorlu bir geceydi. Rahatlamış hissediyordum. Dinlemiş miydim emin değildim ama yine de mutluydum. En azından derdimi bir şekilde anlatmıştım. Eve geri gelmem biraz zaman almıştı. Hava yavaş yavaş aydınlanıyordu. Sanırım eve gelirken zamanın nasıl geçtiğini anlamamıştım.

Odamda biraz uzandıktan sonra uyuyamayacağımı anlayıp kalktım. Boş yere yatmanın anlamı yoktu. NamJoon için güzel bir kahvaltı hazırlayabilirdim. Odamı hızlıca toplayıp mutfağa geçtim. Saat 8'e geliyordu. NamJoonun dersi öğlendi. Daha zamanım vardı.

İsveç'te üç yıl kalmam, yemek yapma becerimi geliştirmemi sağlamıştı. Evde kaldıkça yemek yapıyor, yeni tarifler deniyordum. Bu biraz da aklımı Taehyungdan başka bir şeye odaklama taktiğimdi. Onu hiçbir zaman aklımdan çıkaramamıştım. Yediğim içtiğim her şeyde, gittiğim her yerde ondan bir parça bulmayı başarıyordum. Bu da acımı birkaç kat daha arttırıyordu. Gittikten sonra onu tek bir mektupla bıraktığım için çok pişman olmuştum, ama gittiğimden asla pişman olmamıştım. Yine olsa Taehyung için yine giderdim.

Elimde hissettiğim keskin acıyla bıçağı lavabonun içine fırlattım. Dalgınlıktan elimi kesmiştim. Kesikten çıkan kandan dolayı fazla derin olmadığını anlamıştım. Parmağıma peçeteyi sarıp yarım kalan yemekleri yaptım. Mutfaktaki dört kişilik ufak masanın üzerine yerleştirip dinlenmek adına sandalye çekip oturdum. Yorulmuştum. Çabuk yoruluyordum. Uzun süre hareketsiz yaşadığım için bacaklarım çabuk ağrıyor, çabuk yoruluyordu. Zayıf ama düzgün olan bacaklarımı cimcikleyip acısına gülümsedim. 7 sene bunu hissetmeyi beklemiştim. İnsanın emeğinin meyveleri alması inanılmaz bir hazdı. Taehyungla ilişkimize de harcadığım emeğin karşılığını alacağıma emindim. Sadece biraz zaman ve çaba gerekiyordu.

"Oha... Hala rüyada olma ihtimalim var mı?"

NamJoon uykulu ve yarı açık gözleriyle masaya bakıyordu. Yüzünü bile yıkamamıştı.

"Seni denek olarak kullanıyorum Joon, bence korkmalısın. Yeni tariflerimin tadına ilk sen bakacaksın."

"Öleceksem şunları yerken öleyim SeokJin, çok ciddiyim. Vasiyetim bu."

Sandalyeyi çekip oturacakken durdurdum onu.

"Yüzünü yıka Joon. Gözlerin kapalı mı yiyeceksin?"

Oflayıp banyoya doğru giderken kapı çalmıştı. Masadan destek alıp kalktım. Olabildiğince hızlı bir şekilde kapıyı açtım. Karşımda yeni uyandığı her halinden belli olan bir Taehyung vardı. Yüzümde oluşan gülümsemeye engel olamadım. Aynı bir bebek gibiydi. Beni görünce gözlerini kaçırıp içeri girdi. Olsun, en azından her gördüğünde yaptığı gibi gözlerini devirmemişti.

Onun arkasından kapıyı kapatıp mutfağa geçtim. NamJoon çoktan masaya kurulmuştu. Taehyung da kendim için ayarladığım yere oturmuştu. "Günaydın Joon. Beni çok özlediğini bildiğim için uyanır uyanmaz sana geldim." NamJoonun ağzı dolu olduğu için gözlerini devirmekle yetinmişti.

Kendime yeni kase ve çubuk çıkartıp boş olan sandalyeye oturdum. Taehyung da yemeğe başlamıştı. Ağzına attığı her lokmada memnun olduğuna dair mırıltıları çıkarıyordu. Mutlu olmuştum.

"Joon hepsi efsane olmuş! Sen ne ara bu kadar becerikli oldun? Artık her sabah sendeyim kardeşim."

Ağzımdan kaçacak olan kahkahamı tuttum. NamJoonla göz göze gelmiştik. O da gülmeye başlamıştı. Ağzındakini bitirip bana göz kırptı, ardından lafa girdi.

KOMOREBI |TAEJIN|Where stories live. Discover now