38

1.5K 179 296
                                    

Neyse ki yarın var, umutların en sevdiği gün.☁️

Okuldaki tatsız olaydan sonra çocuklarla beraber bir kafeye geçip oturmuştuk. Moralim çok bozulmuştu. Ama önemli değildi. Kendimi bir şekilde affettirecektim. Buraya onun için geri dönmüştüm. Onsuz olmam imkansızdı. Mutlaka geri kazanacaktım.

"Hyung bize geçeriz değil mi?"

Kafamı salladım. "Olmaz Kook. Sizin ev babamların evine çok yakın. Risk alamayız."

Hoseok içeceğinin pipetini ağzından çıkarıp biraz öne atıldı.

"Ailen bilmiyor mu geldiğini?"

"Hayır haber vermedim. Birkaç işim var. Burada olduğumdan haberlerinin olmaması gerekiyordu."

Hoseok anladığını belli edercesine kafasını sallayınca YoonGiyle göz göze gelmiştim. YoonGi ve NamJoon gerçeği tüm çıplaklığıyla biliyorlardı. İkisine de her şeyi anlatmıştım. YoonGi konuyu uzatmamak adına lafa girdi.

"Nerede kalacaksın?"

"Buralara yakın bir otel bulup orada kalırım."

NamJoon "Olmaz. Ben de kal. Tek başına otelde kalman pek sağlıklı değil SeokJin." dedi. Kafamı sallayıp gülümsedim.

"İyiyim ben Joon, sorun değil."

"Olsun sen yine de bende kal. Zaten tek kalıyorum. Ev arkadaşım olmuş olursun."

YoonGi elini çakması için NamJoona uzatıp söylendi. "Bence mantıklı."

"Bence de. Hem aklım sende kalmamış olur hyung." JungKook kocaman açtığı gözleriyle bana bakmaya başlamıştı. Tam bir tavşandı ve onu reddetmek oldukça zordu. Gözlerimi kaçırdım.

"Bilemiyorum, pek uygun olmayabilir. Taehyungu daha fazla sinirlendirmek istemiyorum çocuklar."

"Orası NamJoonun evi, Tae'nin değil SeokJin." Hoseok haklıydı. Yine de çekiniyordum. İşleri daha da berbat hale getirmekten korkuyordum.

"Tamamdır, bana gidiyoruz. İtiraz istemiyorum."

Hepsinin keskin bakışlarına karşı kafamı sallayıp kabul etmek durumunda kalmıştım. NamJoonla kalmak benim için daha iyiydi. Bacaklarımın ne zaman tutukluk yapacağı belli olmuyordu. Zorlandığım durumlarda bana yardımcı olurdu.

"Tamam Joon geleceğim. Ama kiraya ortak olmak şartıyla."

NamJoon gerek yok gibisinden kafasını sallasa da ısrar ettim. Sığıntı gibi yaşamaya niyetim yoktu.

"Lütfen Joon. Babam düzenli olarak hesabıma para yatırıyor zaten. Harcayacak pek bir şeyim de yok. İçimin rahat olması adına lütfen kabul et."

"Pekala, kabul ediyorum. O zaman ev arkadaşımla bana müsade gençler! Zaten sürekli benim evindesiniz yine görüşürüz."

NamJoon kalkmış, ardından koluma girip beni de kaldırmıştı.

———————

Ertesi gün erkenden kalkıp NamJoonla beraber kahvaltı etmiştik. Gecenin yorgunluğu nedeniyle eve gelir gelmez uyumuştum. Kabuslarla dolu parça parça bir uykuydu ama iyi gelmişti. En azından onunla aynı gökyüzüne gözlerimi açmıştım. Bu da bir umuttu.

NamJoon erkenden dersi olduğu için okula gitmişti. Evde yalnızdım ve yapabileceğim pek bir şey yoktu. Canım çilekli süt çekiyordu. Taehyungun bana kazandırdığı alışkanlıklardan sadece biriydi. Yüzüme yayılan gülümsemeye engel olamamıştım. Yavaşça ayağa kalkıp kapının önündeki kol değneklerime uzandım. Çilekli süt almam gerekiyordu. Hem kendim için hem de Taehyung için alacaktım. Belki buraya geldiğinde içerdi.

KOMOREBI |TAEJIN|Where stories live. Discover now