35

1.4K 178 166
                                    

Ertesi gün sana ulaşamayacağım için uyumadığım geceler var benim. ☁️

Büyülü gece bitmişti. İkisi için de unutulmayacak bir gece olmuştu. Sadece birbirlerini görmüş, başka kimseyi umursamamışlardı. Tüm kötü düşüncelerden arınmış 4 saat geçirmişlerdi. İkisi de mutluydu.

Taehyungun evinin önüne geldiklerinde araba durmuştu. SeokJin sevgilisini göğsünden kaldırıp kendine çevirdi. Ne kadar güzel gülümsüyordu. Taehyung da SeokJinin yanağına hızlı bir şekilde öpücük kondurup gözlerini kaçırdı. Ardından boğazını temizleyip tekrar sevgilisine döndü.

"SeokJin harika bir geceydi. Çok, çok teşekkür ederim. Bu hayalimdekinden bile güzeldi."

SeokJin elini sevgilisinin yanağına çıkarttı.

"Sen her şeyin en güzelini hak ediyorsun bebeğim. Daha da iyi olmasını çok isterdim. Yine de beğenmene sevindim."

"Hayır SeokJin daha iyisi olamazdı. Sen harika bir adamsın. Sana bakarken aklımı kaybediyorum. Nasıl böyle bir şey mümkün olabilir?"

SeokJin ufak bir kıkırtı bıraktı.

"Yalnız değilsin, aynı şeyleri ben de yaşıyorum. Sanırım insanların dillerine pelesenk ettikleri 'aşk' böyle bir şey. Ama bizim hislerimiz daha derin Taehyung, bunu unutma olur mu?"

"Nasıl unutabilirim ki? Sen her gün her saat her dakika bana bunu hissettiriyorsun zaten."

SeokJin gözlerini kaçırmamak için direniyordu.

"Olsun, ben yine de hep aklının ve kalbinin bir köşesinde olayım."

Taehyung sevgilisine kocaman bir gülümseme bahşetti. Ardından yanağındaki elini tutup kalbinin üzerine götürdü.

"Sen benim aklımın da kalbimin de hep en güzel köşesindesin. Seni seviyorum SeokJin."

"Ben de seni seviyorum Taehyung." kalın dudaklarını sevgilisinin dudağıyla burnu arasındaki boşluğa bastırdı. Geri çekilip cebindeki kutuyu çıkardı. Ardından sevgilisine uzattı.

"Senin için ufak bir hediye aldım."

Taehyung heyecanla siyah kutuyu alıp kapağını açtı. Bilekliğin parlak taşları dışarıdan gelen ışıkla parıldamıştı. Taehyung büyülenmiş bir şekilde bilekliğe bakarken ağzı da istemsizce açılmıştı.

"SeokJin... Bu çok güzel."

SeokJin sevgilisine yardımcı olmak için kutudaki bilekliği çıkarıp çocuğun ince bileğine taktı. Ardından dudaklarına yaklaştırıp sulu bir öpücük kondurdu.

"O kadar zarifsin ki Taehyung..."

Taehyung bir bileğine bir de sevgilisine bakıp dolmuş gözlerini umursamadan kollarını karşısındaki adamın boynuna sıkıca sardı.

"Teşekkür ederim. Söz veriyorum, son nefesimi verirken dahil bu bilekliği çıkarmayacağım."

SeokJin hafifçe geri çekilip gülümsemekle yetindi. Bazen söyleyecek pek fazla şey kalmıyordu. O da bu anlardan birini yaşıyordu tam şuan.

"Neyse saat de epey geç oldu. Seni merak etmesinler. Ben ineyim sen de hemen eve gidip güzelce dinlen olur mu? Bugün çok yoruldun."

SeokJin kafasını salladı.

"Tamam güzelim. Sen de güzelce dinlen, kendine çok dikkat et olur mu?"

"Tamam Jinnie. İyi geceler."

Taehyung sevgilisine el sallayıp arabanın kapısını açmıştı. Tam inecekken SeokJin onun bileğini yakalayıp kendine doğru çekti. Kollarını beline sıkıca sarıp kokusunu iyice içine çekti.

"Hey koca adam benden ayrılamıyor musun yoksa?"

"Doğru bildin, senden ayrılmak çok zor."

Taehyung geri çekilip sevgilisin dudağına ufak ama etkili bir öpücük kondurup ellerini tuttu.

"Merak etme, yarın erkenden yanına geleceğim. O zamana kadar beni bekle."

SeokJin kafasını sallamakla yetindi. Birleşmiş ellerini izlerken Taehyungun diğer bileğindeki bandana dikkatini çekmişti. Bandanayı yavaşça çıkarıp kendi bileğine geçirdi.

"Bende kalsa olur değil mi?"

"Tabii kalsın. Bugün eşyalarımı biraz daha karıştırayım daha güzelini bulursam yarın onu da getiririm. Ama şimdi gitmeliyim. İyi geceler sevgilim!"

"İyi geceler bebeğim."

Taehyung arabadan inip SeokJine el salladı. Hemen ardından da eve girdi.

————————

"Oğlum havaalanında seni Bay Lee karşılayacak. Her şeyinle de ilgilenecekler. Sen sadece sağlığına ve tedavine odaklan olur mu?"

SeokJin gözlerini devirip hafifçe kafasını salladı. Gitme zamanı gelmişti. Kalbini burada bırakacaktı ama yapmak zorundaydı. Geri döndüğünde hiçbir şey bıraktığı gibi olmayacaktı, bunun da farkındaydı. Ama her şey sevgilisi ve kendisinin geleceği içindi. İlişkilerinde birisinin fedakarlık yapması gerekiyorsa o SeokJin olacaktı.

"Hayatım araba hazır, hadi aşağıya inelim artık."

Bay DongHo kafasını sallayıp oğlunun sandalyesinin arkasına geçerek kendisiyle beraber SeokJini de odadan çıkardı. Kattaki küçük asansör yardımıyla garajın önüne geldiler. Ufak valizi şoföre verdikten sonra babası SeokJine sıkıca sarıldı. SeokJin de aynı şekilde karşılık vermeyi çok isterdi ama yapamadı. Babasına çok kırgındı. Yine de ellerini hafifçe sırtına koydu. Babası geri çekilince MinAh yapmacık bir gülümsemeyle kollarını SeokJinin boynuna doladı.

"Sonunda senden kurtuluyorum. Aklın kalmasın burada. Babana çok iyi bakacağım. Geri dönememem dileğiyle."

SeokJin sinirlenmemek için içten içe kendini yatıştırıp aynı kadının yaptığı gibi kulağına eğilip fısıldadı.

"Kilidi değiştir, intikam için verdiğin anahtarla kapıya geleceğim."

——————

Uçağın kalkmasına çok az kalmıştı. SeokJin huzursuzca yerinde kıpırdayıp yeni aldığı telefonu kontrol etti. Mesaj yoktu. Oflayıp kafasını cama yasladı. Çok geçmeden yan tarafında bir kıpırtı hissetti. Başını çevirip tanıdık yüzle karşı karşıt geldi. İkilinin gözleri buluşunca SeokJin derin bir nefes verip yumruğunu çocuğun koluna geçirmişti.

"Sonunda gelebildin."

SeokJinin homurdanmasına karşı gülüp kemerini taktı.

"İyi yolculuklar Bay Kim."

SeokJin onun bu vurdumduymaz tavrına gözlerini devirip mırıldandı.

"İyi yolculuklar Bay Jeon."

KOMOREBI |TAEJIN|Where stories live. Discover now