sadece çok fazla

465 53 51
                                    

Elinde tuttuğu kırmızı renge çalınan içkiyi yudumladı genç adam. Eski tarzda yapılan Maple Bourbon boğazını yakarken, gözlerini dans pistinin tozunu attıran çocuktan ayırmıyordu. Üzerinde dar, çok dar bir siyah kot vardı. Oturduğu yerden bile ince beline özenle oturtulmuş kemerin altından çıkan dolgun kalçalarını seçebiliyordu. Giydiği düşük yaka t-shirt o kadar açık değildi ama altında barındıran tenin ön görümünü gözler önüne sunuyordu. Jaehyun'a kalırsa oyunu henüz kaybetmemişti. Kazanmış da sayılmazdı tabii. Doyoung'un onu farklı bir anlayış biçimi vardı. Basacağı tuşları iyi biliyordu ve bu, Jaehyun'u yavaşça çıldırtıyordu.

Baslardan çıkan bom bom sesine kalbi de ritim tutarken içkisini kenara bıraktı. Ayağa kalkarak yalnız başına dans eden çocuğun yanına hızlı adımlarla yaklaştı. Kolları hemen ince beli bulduğunda bunu beklemeyen çocuk irkilmiş, ellerin kime ait olduğunu anlayınca ise hemen rahatlamıştı. İşte böyle diye düşündü kahverengi saçlı adam, Doyoung en güzel kendini ona bıraktığı zaman görünüyordu.

Elleri ince bele sıkı sıkıya tutunurken, başını portakal ve tarçın kokularının yayıldığı enseye dayadı. Ayakları kendine çektiği bedenle bir ritme uyarken, ense arkasında bulunan siyah saçların dikleştiğini hissedebiliyordu.

" Bugün bilerek mi böyle giyindin? Sanki bir şeyler olmasını umuyor gibisin. "

Cevap duymayınca durmak bilmeyen kalçaları, kendi kucağına sabitledi. Bunun tahrik edici bir şey olmaması gerekiyordu. Sadece şimdilik vücudunu yanında hissetmesi, gece boyunca dans ettiği bütün adamlara bu güzel çocuğun aslında kime ait olduğunu göstermesi farzdı. Kendini hiç kıskanç biri olarak nitelendirmemişti ama görünüşe bakılırsa Doyoung onu olduğundan farklı biri yapma konusunda ustalaşmıştı.

" Dans ettiğin bütün o adamlar biliyor mu Doyoung? Bana ait olduğunu biliyorlar mı, hm? "

Sıcak enseye bir öpücük bıraktı. Artık dans etmekten çok, ileri geri hareket ediyorlardı ritme karşı.

" İstediği kadar bakabilir hepsi, yanına sokulmaya, sana dokunmaya çalışabilir. Ama gecenin sonunda hâlâ bana ait olduğunu bilmeliler. Sen de öyle düşünmüyor musun? "

Sözleri küçük çocuğun ağzından ufak bir mırıltı almıştı. Çok, çok güzeldi. Sesi o kadar güzeldi ki Jaehyun'un tek istediği onu en kısa zamanda yatağına atmak, duyduğu bu seslerin sonsuza kadar sürmesini sağlamaktı. Vücuduna dokunamadığı her saniye deliriyordu. Bu oynadıkları aptal oyun onu olduğundan daha sinirli bir adam yapmıştı. Kaybetmek istemiyordu ama vücuduna dokunmadığı her saniye çoktan kaybettiğinin kendisi de farkındaydı.

" Hepsine gösterebilirim Jaehyun. Sadece bana yenildiğini kabul etmen gerekiyor. "

Kıkırdadı. Nefesi sıcak enseye vururken hafifçe geri çekildi ve kollarını ince belden çekti. İtiraz eden bir ses duyabiliyordu siyah saçlı çocuktan yükselen.

" Jung Jaehyun'u yenmek için daha çok çabalaman gerekiyor Doyoung. Ama emeğini takdir ediyorum. Bunun için sana bir içki alacağım. Beni bekle. "

Eliyle önünde duran kalçaya usulca vurup, arkasını döndü. Bara doğru ilerlerken yüzünde kocaman bir sırıtış vardı. Far görmüş tavşan gibi açılan büyük gözlerin arkasında olan bakışını hissedebiliyordu. Bunun için dönmedi. Doyoung'un şaşkın hâli her zaman çok şirin olmuştu ve genç adam eğer arkasını dönerse, sonunda pes edebileceğinden korkuyordu.

" İki bira lütfen. "

Kolunu tezgaha yasladı. Diğer çocuğun içki ile pek arası olmadığını bildiğinden sofistike bir şey almak yerine eski dostu bira ile onu ödüllendirmek istiyordu.

heavenly feeling • dojaeWhere stories live. Discover now