4. bölüm

3.2K 307 83
                                    

"Bisimillahirrahmanirrahim."

"İlahi ente maksudi ve rizâike matlubi..."

- "Allah'ım maksudum sensin, rızanı
diliyorum."

< . . . 1- Ay sonra . . . >

Asi seccadesini yere serdi... Elindeki mavi renkli tesbihini de seccadesinin köşesine bıraktı. Yatsı namazını kıldıktan sonra, son teravih namazını da kılıp tesbihini eline aldı. Ve 33 kez sübhanAllah, 33 kez Elhamdulillah, ve 34 kez de Allahuekber diyerek tesbih tanelerini tamamladıktan sonra. "Lailahe illalahü vahdehu lâ şerika leh, lehül mülkü ve lehül hamdü ve hüvve âlâ külli şeyin kadir.." (Allahtan başka ilah yoktur.Onun hiçbir ortağı yoktur. Mülk onundur, hamd O'nadır.O her şeye güç yetirendir.) diyerek sonlandırdı tesbihatını.

Asi ellerini açtı; "Allah'ım... Varlığımın, yegane sahibi. Bana nimet veren, yardım dinlediğimde yardım eden Rabbim. Herkes gitsede kullarını bırakmayan...
'Rabbim...' diye seslendiğimde beni duyan...Beni, benim nefsime bırakmayan. Ben sırtımı dönsemde, bana sırtını dönmeyen Rabbim. Bana hayırlar ver... Hayırlı olanı ver. Ben, benim için neyin iyi, neyin kötü olduğunu bilmiyorum. Sensin her şeyi bilen. Bana hayırlı yollar nasip et. Beni sana günahsız getirecek bir hayat nasip et. Bana, seni hatırlatacak olanı ver. Seni sevene , sevdir beni... İlahi ente maksudi ve rizâike matlubi. (Allahım, maksudum sensin, rızanı diliyorum...)" duasını tamamlayıp, "Amin..." dedi.

Gözü parmağında ki yüzüğe takılmıştı. Yusufla nişanlanmasının üzerinden tam bir ay geçmişti. Yusuf'un ailesi Mersin'den gelmiş ve Asi'nin ailesi ile tanışmışlardı. İki ayrı kültüre sahip olsalarda, çocukları için bu evliliği kabul etmişti Yusuf'un ailesi. Ve aylardır görmedikleri oğullarının bu değişimine oldukça şaşırmışlardı. Eski Yusuf değildi artık. Bu değişim onları şaşırtmış, üstelik nedenini de Asi olarak görmüşlerdi.  Yusuf'un babası Cemal daha ılımlı olsa da , Annesi Mine oldukça katıydı. Asi'yi ve ailesini kendilerine yakıştırmamış oğulları Yusuf'u da bu kararından vazgeçirmeye çalışmışlardı.

Mine hanım, hem davranışlarıyla hem de sert üslubuyla memnuniyetsiz oluşunu bariz belli ediyordu. Kendisi açık bir bayandı ve oldukça da bakımlıydı. Oğluna da kendilerine yakışan bir kız istiyorlardı ve onlar için doğru kişi değildi. Mirza da, bu iki kültür çakışmasını ve yaşantıyı Yusuf için göz ardı etmişti. Yusuf'un kızını nasıl sevdiğini gözlerinden anlıyordu. Bu evliliğe her ne kadar karşı olsalarda oğulları için sessiz kalmayı ve kabullenmeyi seçmişlerdi. Kız isteme faslı bitmiş, Asi ve Yusuf'un yüzükleri takılmış ve aile arasında nişanları yapılmıştı. Ramazan bayramından sonra da düğünü yapmaya karar vermişlerdi.

Yusuf'un ailesi bu konu hakkında da memnun değillerdi. Oğullarının mesleğini bırakıp, Mersin'de yaşamalarını istiyorlardı. Mirza ve Hacer bu isteği duyduklarında yürekleri burkulmuştu. Kızlarından uzak kalmak istemiyorlardı. Tabi en nihayetinde son söz Yusuf'undu. Yusuf ailesinin bu teklifini reddetmiş ve Mardin'de yaşayacaklarını söylemişti. Böylelikle bir tartışmanın ateşi fitillenmeden sönmüştü. Asi bu konuşmaların hiçbirine dahil olmamış, ona sorulduğunda ise Yusuf bilir demişti.
Yusuf'un ailesinin dahi göstermediği saygıyı gösteriyordu Asi, Yusuf'un kararlarına. Bu da Yusuf'u mutlu ediyordu. Günler çabucak geçmiş, ev alışverişine çıkmışlardı. Hacer ve Asi , Yusuf ve Annesi birlikte gitmişlerdi. Mirza ise Yusuf'un Babası Cemal'e Mardini gezdiriyordu.

Asi daha sade ve zarif şeyler beğenmiş, abartıdan uzak durmuştu. Fakat Yusuf'un Annesi Mine, her şeyin en şatafatlısını ve gösterişli olanını beğenmişti. Yusuf için Asi'nin ne istediği önemliydi. Her şeyin Asi'nin gönlüne göre olmasını istiyordu ve öylede olmuştu. Yusuf'un annesi her şeye karışmış ve büyük bir tartışmanın fitilini o gün ateşlemişti. Düğünün Mersin'de yapılmasını istiyordu. Büyük ve saygın akrabalarını Mardine davet edemezdi. Her şeye susmuş fakat buna susmayacağını dile getirmişti.

Asi (Bir sabır hikayesi) Where stories live. Discover now