28.Bölüm

2.1K 200 152
                                    

"Sabır acıdır, lâkin meyvesi tatlıdır. Bu dünyada Allah rızası için birtakım meşakat ve sıkıntılara sabırla tahammül edenler, bunun Allah katındaki mükafatını bilselerdi, onları zahmet ve külfet olarak değil; birer nimet ve saâdet vesilesi olarak görürlerdi. "

-Osman Nuri Topbaş

Neden konuşmadığımı soruyor herkes... Oysa ben her saniye her dakika konuşuyorum fakat onlar duymuyorlar. Ben beni duyana sesimi konuşmadan duyuruyorum. Bilmiyorlar.

Dilime değmeden kalbime değiyor kelimelerim. Ben bana şah damarımdan daha yakın O'lana açtım kalbimin ağrısını, gönlümün sızısını... Beni var eden halimi bilmez mi? Kalbimin ağrısını dindirmez mi?

Sus diyorum kendime, sus Asi...

Sabredenler kurtuldu. Acısına razı gelenlerin acıları dindi.

Sonra; Nasıl dinecek? Diyor karanlık, umutsuz bir ses.

Hatırla, diyorum. Yakub'un sabrını, Yusuf'un karanlık kuyularını, Eyyüb'ün imtihanını...

Sabrın Peygamberlerini hatırla Asi... Sen onlarla komşu olmayı ne çok isterdin. Onlarla komşu olmak kolay mı? Onlar gibi imtihanlardan geçmeyenler onlara komşu olabilir mi?

Susuyor sonra o isyankar ses.

Biliyorum insanım ve ömrüm boyunca imanım ve nefsim arasında gidip geleceğim.

Nefsim beni yoldan çıkarmak, ben ise nefsimi yola getirmeye çalışacağım.

Ve sonunda birimiz kaybedecek...

Rabbim kaybetmeme izin verme. O karanlığa kapılmaktan koru, beni Senin ışığından mahrum etme.

______

Annemin dizlerinde uyuyakalmış, bir kaç saatlik uykudan sonra kendiliğimden uyanmıştım. Bu fırsatı teheccüd namazı kılarak değerlendirdim.

Teheccüd namazını kıldıktan sonra Kur'anı Kerim okumak için odamın ışığını yaktım. Sabah ezanı okuyuncaya dek kur'an ezberimi yapacaktım.

Kalbime, ruhuma tek ilaç ibadetlerimdi. Bana güç veren, benim yanımda olduğunu, beni her zaman duyduğunu bildiğim Rabbimdi.

Bu yüzden eskisinden daha çok namaz kılıyor, O'nunla daha çok konuşuyordum.

İnsanlar konuş, anlat desede içimden gelmiyordu. Dinlerlerdi, anlarlardı da ama elbet bir gün bıkarlardı. Susmamı ister, unutmamı beklerlerdi.

Ama Rabbim, Rabbim bıkmıyor, bırakmıyordu beni.

Ezan sesi ile ezber yaptığım sayfayı bir kez daha okuyup kapağını kapattım.

Son bir cüz'üm kalmıştı hıfz etmeme. Araya giren bunca şey yüzünden bitirmem zorlaşmıştı. Ama şimdi tek önceliğim hafızlığımdı. Aklım, benliğim bambaşka yerlerde olsada, kendimi bulduğum tek yer burasıydı.

Acımı uyuttuğum, bütün sesleri susturduğum yer secdemdi.

Namazımı kılıp, uzun uzun konuştum Rabbim ile. Bazen yarım kaldı sözlerim gözyaşlarımla, bazen tamamlandı sesim sessizliğimle.

Sonra, Fatih Sultan Mehmet'in okuduğum bir şiir'i düştü aklıma.

Hiç kimse yok kimsesiz,
Herkesin var bir kimsesi.
Ben bugün kimsesiz kaldım,
Ey kimsesizler kimsesi.

Asi (Bir sabır hikayesi) Where stories live. Discover now