7.Bölüm

3.1K 275 156
                                    


"

Muhakkak ki, Allah sabredenlerle beraberdir..." Bakara-153

"Asim, güzel gözlüm...Yeter artık günlerdir  harap ettin kendini. Kendine acımıyorsan, karnındaki cana acı." dedi Hacer. Asi İki gündür  Hacer'in zorla yedirmesi dışında doğru düzgün hiçbir şey yememişti. Yusuf'u kaybettiği günden beri kendi evinden çıkmamış, Yusuf'un en son giydiği tişörte sarılıp ağlıyordu. Hacer ve Mirza ne kadar dil dökse de Asi evinden  çıkmak istemiyordu.

" Ben, sizin gönlünüzü mü incittim Anne? Bu yüzden mi incindi gönlüm?" dedi Asi.
"Olur mu öyle şey güzel gözlüm. Sen hiç incitmedin gönlümüzü." dedi Hacer. Elindeki yemek tepsisini komidinin üzerine bıraktı. Asi'nin yanına oturdu ve başını  dizlerine yatırdı.  "Neden incindi o zaman gönlüm?"

"Kalpler incinir yavrum... Dünya imtihanları kalbi kırar. Kırar, fakat... Rabbin kırık kalplerdedir. Hüzünlü kalpleri kendiyle doldurur Allah. " dedi Hacer ve Asi'nin saçlarını okşadı.

"Allah kuluna istediğini verir, şükrünü bekler. Sonra alır elinden, sabrını görmek ister. Sabret yavrum, bu imtihana sabret! Sabret ki,  sabredenlerden olasın."

"Kalbim acıyor anne, nasıl dindireceğim bu acıyı bilmiyorum. Kimsesiz kalmışım gibi geliyor." dedi Asi, gözyaşları içinde.

"Kimsesiz değilsin kızım,  Allah sabredenlerle beraberdir. Kalbini iyileştirecek olan O'dur." dedi Hacer, kızının acıyan kalbine şifa oluyordu sözleriyle.

"O beni bırakmaz değil mi anne?" Sorduğu bütün soruların cevabını biliyordu. Allah'ın onu hiç bırakmayacağını da... Kırıktı kalbi, acıyordu elbet, acı zehir gibiydi dışarı atılmazsa insanı öldürürdü. Asi de zehrini atmalıydı, yoksa nasıl dayanacaktı bu acıya.

"Allah, onun için sabredenleri bırakır mı hiç yavrum."

Asi gözlerini yumdu. Günlerdir düzenli bir uyku dahi uyuyamamıştı.  Ağlamaktan bitap düşen gözleri kapanmış, uykuya teslim olmuşlardı. Hacer kızının saçlarını okşadı. Onun bu hali onu perişan etse de kızı için dik durmaya çalışıyordu. Asi'nin imtihanı zordu. Allah sevdiği kullarını imtihan ederdi, onların sabrını görmek için. Sabır zordu, fakat mükafatı da zorluğu kadar büyüktü. Hacer kızının başının altına yastık koyup odadan çıktı.

"Asim güzel gözlüm..." Asi gözlerini araladı, hızla yerinden doğrulup boynuna sarıldı. "Yusuf..." dedi inanamamışçasına sordu. "Yusuf sen mi geldin?"

"Hiç gitmedim ki Asim, hep buradaydım."dedi Yusuf. Asi'nin yüzünü avuçlarımın arasına aldı ve alnından öptü. "Götürdüler seni, ayırdılar benden." dedi bu kez, gözyaşları içinde.

"Götürdükleri bedenimdi... Benim ruhum hep seninle, cennetimin kapısı." dedi Yusuf ve Asi'nin gözyaşlarını sildi. " Ne zaman gelsem, ağlarken görüyorum seni. Böyle yapma..." dedi ve duraksadı. " Yoksa seni görmeme izin vermezler Asim." dedi Yusuf.

"Sen beni görüyor musun?" diye sordu Asi.  "Hem de her gün." dedi Yusuf. "Ben neden göremiyorum seni?"

" İzin yok, güzel gözlüm. Ama beni hissedebilirsin, çünkü ben hep yanındayım." dedi Yusuf.

"Beni de götür Yusuf,  ben de geleyim seninle."

"Olmaz güzel gözlüm..." Yusuf  Asi'nin karnına dokundu. " Sende canım var. Ona bakman lazım, o sensiz yapamaz." dedi Yusuf.

"Neden gittin Yusuf, bu dünyada neden yalnız bıraktın beni?" dedi Asi sitem edercesine.

"Asim... Böyle söyleyerek Rabbini incitiyorsun. Bilmez misin, O'nun yazdığından gayrısı gelmez başa." dedi Yusuf. Asi'nin bu hali onu da üzmüştü.  "Rabbine İnan, Rabbine dayan Asim... Benim imtihanım bitti, seninki devam ediyor. Şeytanın seni Allah'tan uzaklaştırmasına izin verme! Böyle yaparsan ben de senin yanına gelemem."dedi Yusuf ve ayağa kalktı. "Gidiyor musun?" dedi Asi.

Asi (Bir sabır hikayesi) Where stories live. Discover now