9.bölüm

2.5K 225 136
                                    

"Bazınızı bazınızla imtihan edeceğiz." (Enam 53)

"İmtihan dediğin, kağıt kalem ile olmaz kurbanım; kul, kul ile sınanır..." #serdartuncer

Asi ve Cihan uçaktan inip İstanbul'a adım atalı yarım saatten fazla olmuştu. Cihan'ın, sekreteri aracını getirip anahtarı teslim etmişti. Genç adam yanlarından ayrıldıktan sonra, Cihan eşyaları araca yerleştirdi. Asi'yi götüreceği eve doğru yol almışlardı şimdi... Cihan'ın kafası oldukça meşguldü, istediğini yapmış Asi ile bu şehre dönmüştü. Fakat Asi'den gizlemesi gerektiği bir evliliği vardı.  Asi'yi götüreceği evi eşi bilmiyordu, bu onun için bir avantajdı. Hatta eşi, onun bugün İstanbul'a döndüğünü bile bilmiyordu.

Cihan, haber vermemişti, önce Asi'yi eve yerleşetirip onunla ilgilenmesi gerekiyordu. Arka koltukta oturan Asi'ye baktı Cihan, başı önünde öylece duruyordu. İlk kez İstanbul'a gelen biri gözlerini camdan ayırmazdı... Aslında insan neresi olursa olsun ilk kez gittiği bir yeri tanımaya çalışırdı ama Asi'nin bunları düşünecek gücü dahi yoktu. Yaralıydı...

Cihan'da bunun farkındaydı ve o yaraları nasıl iyileştireceğini bilmiyordu. "Acıkmadın mı?" diye, bir soru döküldü Cihan'ın dudaklarından. Saatler süren sessizliği bozmuştu. Asi, "Hayır."diyerek cevap verdiğinde Cihan'ın kaşları çatıldı istemsizce. "Saatlerdir yoldayız, hiçbir şey yemedin... Nasıl oluyor da  acıkmazsın." dedi Asi'nin ona bakmayan yüzüne baktı.

"Acıktığımı hissetmiyorum." dedi Asi. Karşısındaki adama kısa cevaplar vererek onunla arasına mesafeler koymak istiyordu. Cihan'ın böyle bir şeye izin vermeyeceğinden habersizdi.

"İki canlı olduğunu unutuyorsun.  Düşünmen gereken bir bebeğin var."dedi Cihan.

"O halde izin verin de ben düşüneyim." dedi Asi. Sesi sakin olsa da ifadesi sertti. Cihan bir süre Asi'nin yüzüne baktı, başı önündeydi hala. Araba durduğunda Cihan hızla indi araçtan. Asi başını cama çevirip baktığında, Cihan'ın önünde durdukları markete girdiğini gördü. Cihan'ın, marketten eli kolu poşetlerle dolu çıktığını görünce şaşırmıştı Asi. Bu kadar kısa sürede onca şeyi seçip nasıl aldığına inanamamıştı. Bagajı açıp elindekileri de yerleştirdikten sonra, yeniden araca bindi Cihan. elinde tuttuğu küçük süt paketini ve muzlu keki Asiye uzattı.

"Yolumuz uzun şimdilik bunları atıştır."dedi sakin bir ses tonuyla. Asi, Cihan'ın elindekileri hızla aldı ve koltuğa bıraktı. Cihan dayanamamıştı  artık. "Tamam, bana inat olsun diye yapıyorsun ama yapma! Bebeğini düşün ve bana olan inadını bir köşeye bırak." dedi ve motoru çalıştırdı. Asi Cihan'a hak vermiş, bu yaptığının Cihan'a değil kendine ve bebeğine zararı olduğunu anlamıştı. Koltuğa bıraktıklarını eline alıp atıştırmaya başladı.

Cihan, Asi'yi eski bekar evine getirmişti. Lüks bir rezidansın onikinci katındaydı. Cihan, Asi'ye kalacağı odayı gösterdi, evdeki tek yatak odasıydı burası. Evin mutfağı ve salonu birleşikti, az eşya ile döşenmiş sade bir evdi. Asi, Cihan'ın kapının önünde bıraktığı valizi kaldırmaya çalıştığında, Cihan elindeki market poşetlerini hemen yere bıraktı ve Asi'ye doğru yürüdü. "Dur ben kaldırırım." diyerek valizi elinden aldı. Asi olduğu yerde durdu ve ifadesiz gözlerle etrafına bakındı.

Cihan valizi kaldırıp yatağın üzerine bıraktı. Yüzünü Asi'ye döndüğünde Asi gözlerini kaçırdı. "Teşekkür ederim."dedi.

"Sen yerleş ben, salondayım." diyerek çıktı odadan Cihan. Mutfağa doğru yürüdü ve marketten aldıklarını boş olan dolaba gelişi güzel yerleştirdi. Normalde olsa bu işleri hizmetçileri yapardı. İçinde bulunduğu bu duruma gülmekle somurtmak arasında kalmıştı. Her şeyi yerleştirdikten sonra birkaç tane domatesi tezgaha bıraktı.

Asi (Bir sabır hikayesi) Where stories live. Discover now