Onunla Flört Etmeye Çalıştığını Anladım

2.6K 179 175
                                    

Şirkete girdiğimde her zamankinden farklı bir koşturmaca vardı. Yeni odama girip masama geçtim. Başımı sandalyenin arkasına yaslayıp gözlerimi kapattım. Odanın kapısı açılıp bir şeyler gürültüyle düştü. Kaşlarımı çatıp gözlerimi açtığımda Harry mahcup bir ifadeyle bana baktı.

"Günaydın. Üzgünüm, sakarlığım tuttu."

"Bunlar da ne?" elindekileri masasının önündeki sandalyeye bırakıp yerdekileri aldı. Derin bir nefes alıp sandalyesine oturdu.

"Şirket yaz için defile düzenlemeyi düşünüyormuş. Aynı zamanda bir de parti. O yüzden herkes seferber oldu. Bay Morn seni hemen görmek istediğini söyledi." oflayarak ayağa kalktım. Bu heriften sıkılmaya başladım. Beni sürekli yanına çağırıp alakasız şeyler hakkında konuşuyordu. Komik olmayan şeyler anlatıp kendi kendine gülüyordu. Odasına girdiğimde gülümsedi.

"Gel Louis. Yardımına ihtiyacım var." bir stajyer olmama rağmen bu adam beni fazla önemsiyordu.

"Sorun nedir Bay Morn?" yanına gitmemi işaret etti. Yanına geçip ona tepeden baktım.

"Bir renk konsepti belirlemem lazım ama karar veremiyorum. Senin fikrini almak istedim."

"Bay Morn bunu neden tasarımcılarınızla konuşmuyorsunuz? Çünkü onlar benden daha çok bilgiye sahip bu konu da." kafasını iki yana salladı.

"Onların renkten anladıkları yok. Hadi bana bir fikir ver." gözlerimi devirmemek için kendimle savaştım. Aklıma ilk gelen şeyi söyledim.

"Pembe nasıl olur efendim?" bana bir dahiymişim gibi baktı.

"İşte bu. Evet. Artık tasarımlarımızda tüm yaz pembe ve tonlarını da kullanırız. Evet bu güzel." sahte bir şekilde gülümsedim.

"Gidebilir miyim?" Beni duymamış gibi yaptı.

"Kahve içer misin?" biraz sonra kendimi boğabilirim.

"Hayır efendim, teşekkür ederim. İzninizle." bir şey demesini beklemeden odadan çıktım. Kendi odama geçtiğimde Harry kumaşları düzenliyordu.

"Ne yapıyorsun?"

"Bunları düzenlemem gerektiğini söylediler." gözlerimi devirdim. Yüzüne baktığımda gözlerinden uyku aktığını fark ettim.

"Bırak onları. O senin işin değil. Sen tasarımcı adayısın ayak altında çalışacak birisi değilsin. Ne zaman geldin şirkete." ben geç kalmadığıma göre o erken gelmiş olmalı.

"Sanırım 7 civarıydı." kaşlarımı çattım.

"Aklını mı kaçırdın? O saatte ne diye geldin? Ben şirketin o saatte açık olup olmadığını bile bilmiyorum."

"Odella beni aradı ve yardıma ihtiyacı olduğunu söyledi. Bende geldim." Odella?

"Sekreterden mi bahsediyorsun?" kafasını salladı. "Tanrım! Harry, ona işlerini yaptıracak başka birisini bulmasını neden söylemedin? Dediğim gibi bu senin işin değil."

"Nasıl söyleyebilirim ki? O benden rica etti ve ben böyle şeylere hayır diyemem." oflayıp masanın üzerinden şirket telefonunu aldım. Numarayı tuşlayıp açılmasını bekledim.

"Efendim?"

"Odella, ben Louis. Gelip buradan kumaş parçalarını alır mısın?"

"Harry onları düzenledi mi?"

"Hayır izin vermedim. Şimdi hemen gel ve al şu lanet şeyleri." telefonu kapatıp Harry'ye masaya geçmesini işaret ettim. Yanakları ve gözleri kızarmıştı. Kapı açıldığında Odella topuklusunu zemine vurarak geldi.

StajyerWhere stories live. Discover now