Mutluluk Sebebi

1.3K 108 7
                                    

Ofisteki masamda uyumaya çalışıyordum. Saçlarımda Louis'nin parmaklarını hissettiğimde gülümsedim. "İyi misin?"

"İyiyim, sadece biraz uykusuzum." saçlarımı öpüp diplerine masaj yapmaya devam etti.

"Uyu güzelim. İstersen eve git. Burada rahat edemezsin."

"Hayır, burası iyi." Louis'yi patronu olacak adamla yalnız bırakmak istemiyordum. O da bunun farkında olduğu için bir şey söylemiyordu.

"Hala diğer şirketlere iş başvurusu yapmak konusunda ısrarcı mısın?"

"Evet." diye mırıldanıp derin bir nefes aldım. Bir tartışma konusuna girmiştik.

"Belki de bebeğimiz doğana kadar çalışmasan-" devam etmesine izin vermeden kafamı kaldırdım.

"Louis lütfen. Zaten yaptığım tek şey oturmak. Hem daha çok başlarındayız. Daha 5 haftalık bir bebekten bahsediyoruz. Hem çalışmam lazım. Bu yaşımda ailemden para alarak yaşamak istemiyorum."

"Ailenden para almayacaksın ki. Ben hem sana hem miniğimize bakarım."

"Senden de para istemiyorum."

"Bende neden istemediğini anlamıyorum. Sadece evde oturup dinlenemez misin?" başımı ovalayıp elini tuttum.

"Şuan hiçbir şey için zorlanmıyorum. İlerleyen dönemlerde zaten karnım burnuma geldiğinde çalışamayacağım ve sürekli evde oturacağım. Neden anlamak istemiyorsun? " elimin üzerini okşayıp öptü.

"Sadece sizi rahat hissettirmeye çalışıyorum ve başka bir yere gidersen sana bir şey olduğunda yetişememekten korkuyorum." başımı bacağının üzerine koyup gözlerimi kapattım.

"Burada kalırsam sorun ortadan kalkacak mı?"

"Evet ya da hayır. Bilmiyorum." başımı kaldırıp ona sinirli bir bakış attım.

"Sence ben burada olmaktan çok mu mutluyum? Sevgilimin sürekli götünde biten bir adama katlanmak çok mu hoşuma gidiyor? İşin kötüsü ne biliyor musun? Ben gitsem bile sen benimle gelmiyorsun ya da gelemiyorsun."

"Bunun suçlusu ben değilim. Adam babamın yakın arkadaşının oğlu ne yapabilirim? Babamı karşıma alamam." kafamı iki yana salladım.

"Ne istiyorsan onu yap, karışmıyorum." sıkıntılı bir nefes alıp masamdan kalktı. Alliah odaya girip ikimize baktı.

"Yanlış zamanda mı geldim?"

"Hayır, bir şey mi oldu?"

"Öğle yemeğine gidelim mi, diyecektim." Louis'ye ters bir bakış attım.

"Ben yemek yemeyeceğim."

"Hayır yiyeceksin." kaşlarımı çatıp Louis'ye döndüm.

"Yemeyeceğim."

"Benimle inatlaşma yiyeceksin." kaşlarımı daha çok çatıp dişlerimi sıktım.

"Yemeyeceğim diyorum neyini anlamıyorsun ki?

"Yiyeceksin dedim Harry. Konu kapandı. Kalk." kollarımı göğsümde bağlayıp omuz silktim. "Alliah bize bir dakika izin verir misin?" Alliah başını sallayıp kapıyı arkasından kapattı. Louis karşımda durup bana tepeden bakmaya başladı.

"Ne?"

"Neden böyle yapıyorsun? İkinizin de sağlığı için yemek yemelisin." yanağımı okşayıp yumuşak sesiyle konuşmaya devam etti. "Lütfen benimle inatlaşma. İyi olmanı sağlamaya çalışıyorum. Lütfen, şimdi yemeğe gidiyorsun. Akşamda birlikte yeriz. Benim birkaç işle uğraşmam lazım. Seni çıkışta alırım." yanağımdaki elini tutup üzerini okşadım.

StajyerWhere stories live. Discover now