Hayatta Olmaz

1K 73 14
                                    

Odamın kapısı açıldığında pencereden dışarıya bakmaya devam ettim. "Harry?" kafamı çevirip Lottie'ye baktım. "Louis geldi. Yemek de hazır. Hadi aşağıya inelim."

"Ben yemek istemiyorum." sıkıntılı bir nefes alıp bana yaklaştı.

"Yapma böyle. Daha ne kadar böyle devam edeceksin? Hem kendini hem Louis'yi daha fazla üzüyor bu durum. Yapma." sessiz kalıp dolan gözlerimi kırpıştırdım. "Abimi uzun zaman sonra ilk defa ağlarken gördüm. Kocaman adamın karşımda bir çocuk gibi hıçkırarak ağlaması bana ne kadar koydu biliyor musun?" başımı eğip parmaklarımla oynadım.

"Seni böyle gördükçe kahroluyor Harry. Yanına gelmeye çekiniyor. Odaya girerken kızarsın diye korkuyor. Her gece sen uyurken seninle dertleşmeye çalışıyor." göz yaşlarım akmaya başladığında gözlerimi sıkıca kapattım.

"Aşağıya gel. Onu mutlu et. En azından ona bir kerecik olsun gülümse. Bir haftadır ikinizde ölüden farksızsınız. Artık yaşamaya devam edin." yutkunup kafamı salladım.

"Üzerimi değiştirip geliyorum." gülümseyip odadan çıktı. Üzerimi değiştirip yüzümü yıkadım. Aşağıya indiğimde derin bir nefes alıp yemek masasına ilerledim. Louis beni görünce şaşkınca baktı. Yanına oturduğumda hala bana bakıyordu. Anna yemekleri servis edip mutfağa gitti. Sessizce yemek yemeye çalıştım.

"Defile nasıl geçmiş Louis?" Lottie'nin sorusuyla bende Louis'ye baktım.

"Leo iyi geçtiğini söyledi." o yemeğini yemeyip sadece çatalıyla tabağındakilerle oynuyordu.

"Leo ile bende tanışmak istiyorum. Sosyal medyadan baktım biraz, çok yakışıklı bir adam."

"Yemeğini ye Lottie." Lottie gülümseyip yemeğine geri döndü. Isaac yemek yiyor arada bana bakıyordu.

"Annen yanına gelmek istiyor Harry."

"Neden?" omuz silkip yemeğini yemeye devam etti. Sessiz geçen dakikalardan sonra masadan kalktık. Ben odaya çıkmak istediğimi söylesemde Lottie izin vermeyip film izleyeceğimizi söyledi. Louis ve beni bir koltuğa oturtup diğer koltuğa Isaac ve kendisi oturdu.

°°°

Gözlerim kapanmaya başladığında zorlukla açık tutmaya çalıştım. Başım Louis'nin omzuna düştüğünde kaldırmadım. Çekinerek kolunu bana sardı. Ellerini kolumda gezdirdi. Kolumu beline sarıp burnumu boynuna yasladım. Kollarını sıkılaştırıp beni kendine yaklaştırdı. Burnunu saçlarımda gezdirdi.

"Seni özledim. Hemde çok." cevap vermeyip gözlerimi kapattım. Alnımı öpüp dudaklarını alnımda tutmaya devam etti.

"Hadi ben uyumaya gidiyorum." Lottie ayağa kalktığında Isaac'de arkasından ilerledi.

"Hadi sende kalk bakalım." yerimde dikleşip ayağa kalktım. "Çok uykun geldi. Git uyu."

"Sen?"

"Biraz daha burada olacağım. Geç uyurum ben. Sen uyu."

"Yine mi burada uyuyacaksın?" gözlerini kaçırıp televizyona baktı. "Neden burada uyuyorsun?"

"Seni rahatsız etmemek için. Beni gördüğünde yine o günü hatırlama diye." kalbimin ağrıdığını hissettim. Yanına oturup elimi yanağına koydum.

"Özür dilerim."

"Özür dileme. Sizi koruyamadım. Tüm suç benim. Eğer daha dikkatli olsaydım bebeğimiz hala bizimle olacaktı." gözleri dolduğunda başını eğdi. Onu kollarımın arasına alıp saçlarını okşadı.

"Böyle düşünme Louis. Bu hiç kimsenin suçu değil. Beni rahatsız ettiğini hiç düşünme. Seni kendimden uzaklaştırmam hataydı. Özür dilerim. Şimdi benimle odamıza gel çünkü bende seni çok özledim." benden biraz uzaklaştı. Kızarmış gözlerine baktım. Emin olmak ister gibi bakıyordu bana. Kapı yumruklanmaya başladığında irkildim. Louis ayağa kalkıp kapıya ilerdi. Bende onu takip edip biraz gerisinde durdum. Kapıyı açtığında sarışın mavi gözlü bir adam sinirli bir ifadeyle bakıyordu. Louis'ye iyice sokuldum. Elimi tutup beni arkasına çekti.

StajyerOn viuen les histories. Descobreix ara