|4|

11.6K 624 187
                                    


Başlama saatiniz?

***

"Şu salak insanları anlamıyorum cidden." diye söylenen Serkan'a çevirdim bakışlarımı. "Hayır yani, madem evin içinde ses duydun, niye eline aldığın saçma bir vazoyla ölüme gidiyorsun ki?"

Karanlık olduğu için yüz hatlarını pek göremediğim Leyla'nın göz devirdiğine kalıbımı basabilirdim.

"Ah Serkan!" dedi Leyla. "Saçma evet, çünkü bu bir film. Korku filminde en çok olan olaylar bunlar zaten. İnsanların ölmesi."

"Nasıl bu kadar soğuk kanlı olabiliyorsun Leyla?" dedi İpek. Yanımda oturuyordu ve televizyona bakmak yerine benim koluma yapışmıştı.

"İpek sen Leyla'yı boşver de," dedim. "Kolumla ilişkiniz ciddiyse nikâh şaidiniz ben olmak isterim."

İpek kafasını bana çevirip ne dediğimi anlamaya çalışır gibi baktı. Ağzı şaşkınlıkla açıldığında koluma yumruk atıp bu sefer Leyla'nın yanına sırnaştı. Göz devirdim.

"Az susun lan en heyecanlı yeri!"

Diğer yanımda oturan Berkay'a dil çıkarıp televizyona döndüm. Kız mutfağa elindeki vazoyla girip sağa sola baktı. O sırada arkasında beliren siyah maskeli kişiyle Bora ve Serkan aynı anda çığlık atıp birbirlerine sarıldılar. Biz onların bu haline kahkahalarla gülerken duyduğumuz 'tak tak' sesiyle nefesimiz kesildi.

Hepimiz birbirimize bakarken Bora ve Serkan ortadaki büyük cam sehpanın altına girdiler.

"Sakin olun ya." dedim. "Pencere çarpmıştır." Kendim korkudan ölecek gibiyken bizimkileri sakinleştirmeye çalışmak ne kadar doğruydu, tartışılır. Tekrar 'tak tak' sesini duyunca hep beraber büyük bir çığlık atıp salonda oradan oraya koşturmaya başladık. Ben ışığı açmak için duvara doğru gitmeye başlamışken ayağıma dolanan parmaklarla kendimi yerde parkeyle öpüşürken buldum. Kafamı arkaya çevirip baktığımda Leyla'nın suratıyla karşılartım.

"Gitme sakın!" diye bağırıp beni çekmeye çalıştı.

"Gerizekâlı ışıkları yakacağım!" diyerek arkaya döndüm ve Leyla'nın elini ısırdım. Ayağımı bıraktığında yerden doğrulup duvara koştum ve düğmeye basarak salonun aydınlanmasını sağladım.

Herkes bir şeyin altına saklanmışken üçüncü kez 'tak tak' sesi duyduk. Lâkin, bu seferki daha farklı bir tondaydı ve daha yakından geliyordu. Ve bir 'tak tak' daha.

Bizimkilerin gözleri bana dönerken, benim gözlerim salonun boydan boya cam olan penceresindeydi. Sesin oradan geldiğine emindim artık. Ben yavaş adımlarla oraya doğru giderken bizimkiler 'gitme' diye fısıldıyorlardı. Onları dinlemedim. Camın önüne geldiğimde bir kez daha o sesi duydum. Artık cama birinin vurduğuna emin olduğumda derin bir nefes alıp dudaklarımı dişledim. Perdeleri iki elimle sıkıca kavrayıp gözlerimi yumdum ve kendimi olabilecek şeylere hazırladım.

'Tak tak' sesi bir kez daha kulaklarımı doldurduğunda gözlerimi açıp perdeleri hızla sağa ve sola doğru çektim. Karşımda gördüğüm maskeli yüz ile dilim tutulurken, camın ardındaki kişi elindeki bıçakla cama iki kere vurdu.

'Tak tak'

Ah hayır! Bayılmayacağım! Bayılmayacağım..Bayılma-

***

"Neden uyanmıyor?"

"İpek, sus artık. Sadece bayıldı. Uyanacak."

Kulağıma gelen tanıdık seslerle kendimi zorlayıp kirpiklerimi hareket ettirmeye çalıştım. Sanırım uyandığımın farkına varmış olacaklar ki "Uyanıyor!" diyen Bora'nın sesini işittim.

BAY 'M' (FİNAL)Where stories live. Discover now