|14|

8.4K 558 172
                                    

Sınırların bu kadar hızlı geçilmesi beni şaşırtıyor açıkçası:)

***

Akşam Mehmet abi kafeyi kapattıktan sonra kızlarla ilerlemeye başlamıştık. Saçımı arkaya atıp yürümeye devam ettim. Koluma giren Leyla kulağıma eğilip;

"Niye gitmiyor bu?" diye sorduğunda derin bir nefes alıp arkama baktım.

Murat elleri cebinde peşimizden geliyordu. Leyla'ya dönüp dudak büzdüm.

"İşsiz işte."

İpek'i evine bıraktıktan sonra Leyla ile de vedalaşıp eve doğru yürümeye başlamıştım. Murat anında yanımda bitip;

"Miray," demişti.

"He?"

"Seviyorum seni."

Aniden böyle diyince bir anlığına kalbimin durduğunu sanmıştım. Yürümeyi bırakıp ona döndüm. Aramızdaki bir adımlık mesafeyi kapatıp dibime kadar girdi.

"Sen evine gitsene ya!" dedim.

"Evimdeyim zaten."

"Anlamadım?" Güldü.

"Sen benim evimsin güzelim.."

Sustum ve sadece gözlerine baktım. Murat kafasını eğip yavaşça yüzüme doğru yaklaşmaya başlamıştı.

Kalbim birazdan olacak şeyleri kaldıramayabilirdi. Engellemek için hiç bir harekette bulunmamıştım. Bedenim sanki ona itaat etmek istiyor gibiydi. İkimizin de gözleri kapanmıştı. Tam dudağımın üzerinde nefesini hissetmişken yüzümüzde araba farı patladı.

Kendime geldim ve bir adım geriledim. Araba farı olmasa belki de şuan dudak dudağa olacaktık? Bu düşünceyle kafamı sağa sola salladım.

Daha sonra ikimiz de bakışlarımızı arabaya çevirdik. Fazla ışık olduğu için elimi gözlerime siper edip tek gözümü kısmıştım. Arabanın kapısı ağır ağır açıldığında içinden genç biri inmişti. Gözlerimizin içine sanki bizi tanıyor gibi bakıyordu. Hâlbuki ben onu hayatım da ilk defa görüyordum.

Murat'a baktığım da gergin yüzüyle karşılaşmıştım. Sanırım Murat onu tanıyordu.

"Naber eski dostum?"

Adını bilmediği genç bize doğru yaklaşmaya başladı. Yüzündeki sırıtışı hiç sevmemiştim.

"Senin ne işin var burada?"

Tahminim de yanılmamıştım. Murat onu tanıyordu. Ama eski bir dosttan ziyade düşman gibi bakıyordu Murat ona.

Adını bilmediğim, kendisini Murat'ın eski dostu olarak tanıtan kişi gözlerini bana çevirip;

"Merhaba." demişti. "Şu sana gizli numaradan mesaj atan kişi, aa sanırım o ben olabilirim."

Gülmeye başlamıştı. Murat beni arkasına alıp ona sert bakışlar yolladı. Ben ise şoktaydım.

Bana 'bedel ödeyeceksin' diye tehdit mesajları atan kişi buymuş. Peki ama neden?

"Hadi ama eski dostum. Miray'ın gerçekleri öğrenmeye hakkı yok mu? Bencillik yapma bence."

Gerçekler?

"Hangi gerçekler?" diye sordum Murat'ın arkasından çıkıp. Ama Murat beni tekrardan arkasına çekmişti. Sinirle sırtına bir tane geçirdim.

"Zırvalamayı kes Burak!"

Murat'ın dişlerinin arasından konuşması beni bile ürkütmüştü. Ama adının Burak olduğunu öğrendiğim kişiyi zerre etkilemiş gözükmüyordu.

Burak bana bakıp "Senin bu sevgilin Murat yüzünden," Alev saçan gözlerini Murat'a çevirdi. "Benim kız kardeşim intihar etti!"

Burak artık hiç de sakin gözükmüyordu. İlk başta 'sevgilim değil o benim' diye bağırmak istesem de sonradan duyduğum şeyle neye uğradığımı şaşırmıştım. Elimi ağzıma kapatıp iki adım geriledim.

Murat yüzünden biri mi ölmüştü?

"Hayır!" dedi Murat. "Şuana kadar sustum. Ama artık asıl gerçekleri bilmen gerekiyor Burak."

Murat bana bakıp tepkimi ölçtü. Ardından kaşları çatık Burak'a döndü.

"Ne demek asıl gerçekler?" dedi Burak. "Kendini savunma!"

"Kendimi savunmuyorum!" diye bağırdı Murat. "Senin kardeşin benim yüzümden ölmedi." Merakla onu dinledim. "Senin kardeşini babanın düşmanları öldürdü. Baban kızı yerine parayı tercih etti. Senin kız kardeşini baban öldürdü Burak!"

Burak ve Murat'ın nasıl bir geçmişi vardı böyle?

Beni en çok şaşırtan ise, bir babanın parayı seçip kızını ölüme terk etmesi olmuştu. Nasıl bir insandı bu? Benim babam saçımın teline zarar gelse yeri göğü ayağa kaldırırdı.

***

Yorgunlukla kendimi eve atıp odama çıktım. Bavulum Murat'ın karavanında kalmıştı zaten. Berkay çoktan uyumuştur büyük ihtimalle. Bu yüzden sessiz olmaya dikkat etmiştim.

Kendimi banyoya atıp kısa bir duş almış ve pijamalarımı giyip elime telefonumu aldığım gibi yatağıma atlamıştım. Zavallı Berkay ablasını hâlâ tatilde biliyordu.

En son Murat'ın söyledikleriyle Burak arabasına atlayıp hışımla gitmişti. Murat da beni eve bırakıp yarın bu konuyu konuşacağımıza dair söz vermişti. Benim ise tek düşündüğüm, yarın da mı sürekli yanımda duracaktı?

Bunu boşverip bizim gruba girmiştim. Çok fazla mesaj vardı. Tek anlayabildiğim, kızların benim döndüğümü Bora ve Serkan'a anlatmış olmalarıydı. Ne ara mesajlaştılar bunlar ya?

Neyse ki Murat'tan bahsetmemişlerdi. Metin grupta olmadığı için onunla yarın ayrıyetten konuşacaktım. Erken dönmem onu kesin işgillendirecekti. Metin, nedenini bilmediğim bir şekilde fazla şüpheci biriydi.

Gruba kısa bir iyi geceler diyip telefonumu kapatmıştım. Tam gözlerimi kapatmış uyuyacakken bildidim sesiyle ofladım. Doğrulup telefonu yine elime aldım.

M: Uyudun mu?

Gözlerimi devirdim. Ben bundan nasıl kurtulacaktım ya?

Miray: Evet!

M: Uykunda bile benimle mesajlaşıyorsun:D

M: Bu evrenden bir işaret Miray'ım.

Miray: Ne işaretiymiş o?

M: Evren bize diyor ki; siz birbirinizden ayrı yapamazsınız. Evlenin diyor.

Miray: Siz birbirinizdin iyri yipimizsiniz. İvlinin!

Miray: O evreni alır..

Miray: Neyse

Miray: Git yat delirtme beni!

M: Biliyordum

M: Sende bana deli oluyorsun:)

Miray: Ya ya ne demezsin. Ölüyorum bitiyorum hasretinden!

M: İtiraf da ettin işte.

Miray: Uyuz!

M: Senin uyuz diyen ağzını ısırırım

-Görüldü-

***

S.D.

BAY 'M' (FİNAL)Where stories live. Discover now