YARIM KALAN HER ŞEY

11.4K 1K 59
                                    

Genç kız gözlerine bağladıkları ince keten kumaşın kirpiklerine battığının hissinden rahatsız olmuştu. Sadece 12 dakikada değişen dengeler yüzünden bu haldeydi. Onu arayan kadını tanıyordu, 12 dakika önce yaşadıklarının her bir saniyesini hatırlıyordu.

12 Dakika önce;

"Bizde seni bekliyorduk" dedi orta yaşlı bir kadın sesi. Bu sesin sahibini tanıyordu, annesinin hayatında belkide en nefret ettiği kadındı bu. Isabella Vitale.

"Geldim" dedi Jessica duraksamadan, güçlü bir ses tonuyla. Vitale ailesinin oyunlar oynayarak insanları delirtme özelliklerini biliyordu. Rahatsızlığı büyürken bundan birkaç sene önce ki olay canlandı gözünde. Beyaz puslu bir duvarın önünde ağlıyor hasta yatağında yüzü bembeyaz bir çarşafla örtülü İgor yani gölgesi yatıyordu. Hiç hareket etmeden.

"Ona veda etmek ister misin?" demişti bu sesin sahibi.

Jessica ilk defa birinin sesini duymuş gibi sarsıldı. Karşısında ağlamamak için kendisiyle savaşan kadına boş boş baktı.

"E-evet.."

Kadın kızın serumunu çıkardı, onu yönlendirir gibi boş koridor boyunca sürükledi. İkinici katın 201 nolu kapısının önünde dikildiler.

Açık pencereden esen rüzgar saçlarını dolanıp yüzünde dolanırken onu puslu düşlerinden uyandırdı. Geçmişin diğer yüzü tekrar canlanmıştı.

"Kapıda ki korumaları halettim, seni bekleyen dört adam var onlarla gel"

Başını salladı sanki karşısındaymış da onun onayını hissetmiş gibi gülen kadın devam etti.

"Uyanmana sevdim" dedi kadın. Uyanmıştı, saklandığı geçmişinden en büyük kabuslarından kalkmıştı. Eli ona en son hediyesini veren kolyeye uzandı. Nar taneleri üzerinde gezinirken ağlamamak için kendisiyle mücadele etti.

Genç kız telefonu kapattı. Sessizce kapıya doğru ilerledi, Pedro'nun onu arayacağına emindi. Yerde sere serpe duran altı adama hayretle baktı, gri takım elbiseli dört adam onu bekliyordu. Sarı saçları alnına dökülen adam elinde ki siyah kumaşı ona doğru gösterdi.

"Güvenliğiniz için" dedi adam. Yunan aksanı Jessica'yı şaşırtacak kadar iyiydi. Genç kız kapıyı kapatmadan önce dudaklarını stresle beraber ısırdı. Dudaklarınının kanayacağına emindi.

12 dakika sonra;

Aracın toprak arazide ilerlediğini hissedebiliyordu. Dışarıda ki kuş sesleri kulağına kadar geliyordu. Heyecanla titreyip bir kez daha hata yapmamak için dualar etti.

Çok değil araç sadece beş dakika sonra durmuştu. Aslında onlara çok da uzak olmayan bir yere geldikleri için saşkındı. Bağlanmış kumaşı çözmek için uzandığından ona yanında ki adam yardımcı oldu. Bir çiftlik evde gelmeyi beklememişti. Sakinliğini koruyarak araçtan indi. Yerde ki taş kaplamalar kimi yerde yeşil çimenler yer alıyordu. Karşısında ki eski taş çiftlik evi uzun uzun inceledi. Eski kiremit cephe kaplaması onun 19. Yüzyıldan kaldığı hissini uyandırmıştı. Geniş kemerli girişine bir süre inceleyip ön terasta oyun oynayan bir çocuk dikkatini çekti. Hemen arkasında onun peşinde kahkahalarla gülen kadın.

Jessica ayaklarının geri geri gitmesi gerekirken tandığı sima ile gülümseyip koşmaya başladı.

"İRİS!"

Genç kadın karşısında gördüğü kişiyle oğlunu bir süreliğine bırakıp ona doğru yöneldi.

"Tanrım Jessics" kadın gülerek genç kıza sarıldı. Çocukluğundan tanıdığı ve uzun zamandır görmediği kadını karşısında gören Jessica hala atlatamadığı bir şaşkınlıkla ona bakıyordu. Kar beyazı cildinde irili ufaklı kızarıklara bakıp endişeyle ondan ayrıldı.

O SEN DEĞİLDİN (Atos Serisi : 3)Where stories live. Discover now