O SEN DEĞİLDİN (Atos Serisi : 3)

KUTUP YILDIZI

Arka bahçede ki salıncağı onun için hazırlamıştı. Serin Akdeniz akşamlarında kızın açık havada geceyi seyretmeyi sevdiğini geç de olsa öğrenmişti. Mio son zamanlarda aksayan işlerin başına geçmiş ona sürekli rapor veriyordu. İşlerin karmaşıklığından uzak bir haftayı geri de bırakmıştı. Atosların günlük hayat temposuna alışmıştı.

Oturduğu ahşap klasik sandalyeden tuvalini kontrol etti. Elinde ki siyah boyasını üzerinde ki eskimiş sarı önlüğünün doğru sıyırıp tekrar kaşlarını çatarak tuvale odaklandı. Kara kalem çalışmaya alışkın olduğu için eli sürekli siyah ve beyaz boyaya gidip geliyordu. Bahçesinde ki incir ağacında ki incirler büyümüştü, bahçesinde ki incir ağacını yeni fark etmişti. Gülümsedi, insan değiştiğini gözleri açıldığında, etrafında ki güzellikleri fark ettiğinde anlıyordu. Usulca ayağa kalktı, Kate ve Alex barışalım iki gün olmuştu kızıl saçlı kadının hamile olduğunu ona söyleyen Jessica'ya tepki vermediği için kızdan azar işitmişti. Kolunda ki siyah saatin kontrol etti.

16:07, çoktan okuldan çıkmış olmalıydı. Tuvalin kurumasını biraz bekleyip onu diğerlerinin yanına bıraktı. Çalışmayı bir süre rafa kaldırdı. Son zamanlarda Jessica'nın ondan gizli bir şeyler karıştığını hissediyordu, okul saatinin aniden uzaması gibi.

"Alo?" dedi kız sanki nefes nefese. Pedro kaşlarını kaldırıp solunda kalan korumaya usulca işaret verdi. Koruma ona doğru yürürken yerde duran boyaları işaret verdi.

"Neredesin?" dedi sert bir tutumla. Kızın yanında ki sesleri dikkatle dinlemeye çalıştı, trafiğin yoğun bir olduğu bir yerde olmalıydı.

"Ewan'layım şe-y o beni eve götürüyor."

"Mio gelecekti"

"Gelmesine gerek yok artık" diye söylendi genç kız. Pedro kızın neler karıştığını daha hızlı bir yoldan öğrenebilirdi ama ondan sakladığı her neyse bundan hiç hoşlanmayacak olduğu için şimdilik onu rahat bırakıyordu. Nasıl olsa bir yerde açık verecekti. İşte o zaman Pedro onu avunun içine sımsıkı alacaktı.

"Sen neler yaptın?" dedi kız aynı sıkıntıyla.

"Birkaç adam vurdum" dedi normal ses tonuyla. Yalan da sayılmazdı o sadece emir vermiş mallarını ondan çalan iki adamı vurdurmuştu.

"Ne!" dedi kız endişeyle.

"Sıradan bir gün" dedi Pedro normal bir şekilde.

"Daha sıradan olabilirmiş" dedi kız, Pedro içinde büyüyen sıkıntıyı daha fazla saklayamayacağı için konuşmayı kısa kesmeye karar verdi.

"Telefonu Ewan'a ver" dedi aniden, Jessica sanki parmaklarını hissetmiyormuş gibi donuk bakışlarıyla yanında ki ikiliyi süzüyordu.

"Ne oldu?" dedi sessizce genç kadın. Jes telefonu usulca kapar gibi eliyle sıkıştırıp kadına döndü.

"Ewan'ı istiyor!"

"Tanrım!" dedi diğer kadın.

"Şimdi doğuracağım" diye devam etti diğer kadın. Jes ikiliye ne yapayım der gibi işaret verdiğinde kızıl saçlı genç kız telefonu hızlıca çıkarıp numarayı tuşlarken Jessica ne yapmaya çalıştığını anlamış gibi başını salladı. Hilal usulca Jessica'nın elinden telefonu alıp öksürdü.

"Alo, canım böyle olmaz ki biz de sana sürpriz yapacaktık."

Pedro Hilal'in sesini çabucak tanımış usulca başını sallayıp gülmemek için başını geriye attı.

"Neler karışıyorsunuz?"

"Siz erkekler bir şeyden kuşkulandığınız an hemen bir şeyleri biz karıştırmalıyız değil mi?"