KIRILAN KALPLER

11.7K 968 74
                                    

Saklanmış gizli şeyleri gizli kapaklı sandıkların arasında çıkardığında ki his derin dalgalara maruz kalacağının habercisiydi. Genç kadın ona öfkeyle bakan bir çift koyu kahve gözün altında ezilip kemiklerinin yavaş yavaş düştüğünü, dengesini kaybetmiş yeni yürümeye başlayan bir çocuk gibi aksıyordu. Her an sert ahşap kaplama zemine düşebilirdi. Ona öfkeyle bakan gözlerin ağırlığında kendisini alamıyordu, birkaç saniye bekleyip Pedro'nun adama kendi dilinde birkaç şey söylediğine şahit oldu.

"Seninle daha meselem bitmedi" anladığı tek şey bundan ibaretti, belki öncesinde daha farklı şeyler söyleyip adama küfür de etmiş olabilirdi. Kendisine azalan güven duygusuyla tutunacak bir yer aradı. Hemen yanında ki ahşap sandalyenin kol kısmından destek alarak ayakta durmaya çalıştı. Pedro telefonu öfkeyle masanın üzerine fırlattı. Onun için hazırladığı salata tabağının içine giren telefonu tabakla beraber parçalara ayrılmış olabilirdi. Sıçradı, titreyerek yanında ki adama endişeyle baktı.

"Lüt-fen önce dinle" dedi yalvaran ses tonuyla. Pedro sinirle elini iç kısmını masaya vurduğunda havaya kalkan çatan ve tabaklar büyük bir gürültüyle yere inmiş kızın heyecandan nefesi kesilmiş haldeydi. Duraksamamak için kendisini toparlamaya çalıştı.

"Haftalardır, hatta aylardır benden sakladığın şey buydu değil mi!"

"Lütfen" diye devam etti kız. Onun direncini kıran ona öfkeyle bakan adamdı. Pedro ona o kadar farklı şekilde bakıyordu ki sanki bir yabancıymış gibi.

"Kes! Kes o sesini, duymak istemiyorum bana açıklama yapacaksın sadece!" diye gürledi adam. Pedro'nun öfkesi çığırından çıkmış vaziyette büyüyordu şimdi. Genç kız endişesinden zorlayarak konuşuyordu. Daha fazla dayanamayan ayakları titremeye başlamış, avuç içleri terlemişti. Yere yığılacak gibi olduğu andan onu omuzlarından sert bir şekilde kavrayan adamın ezici baskısını artık daha yakından hissedebiliyordu. Kendisini saklayamadığı gibi yapabileceği bir açıklaması yoktu. Sadece birkaç dakika önce hazırladığı konuşmayı unutmuştu.

"B-en, ben böyle olsun istemedim" dedi ağlayarak.

"Nasıl olacaktı! Benden habersiz benim arkamı araştırırken ve hakkın olmayan şeylere burnunu sokarken nasıl olmalıydı!"

Genç kız hakkın olmayan lafının altında ezilmiş omuzları daha fazla düşmüştü. Ağlamaya ne zaman başladığına da emin değildi. Artık her yeri bulanık görüyor, görüş açısı kapanmıştı.

"Anlatacaktım, yemin ederim ben anlatacaktım-"

"Ne zaman! Bulduğun yeni ailemle tanıştıktan sonra mı! Bana o zaman mı sürprizini anlatacaktın!"

Jessica boğulur gibi hıçkırıklarının arasında başını sallayıp yüzeye ulaşmaya tekrar nefes almaya çalışıyordu. Pedro'nun bitmeyen öfkesinin altında ezildikçe boğuluyor, direnci azalıyordu.

"Hay-ır, hayır sevgilim lütfen ben sadece ikimiz için onları aradım-"

Pedro kızın yakasından tutun dibine kadar çekti, ağzından çıkan öfkeli sözleri kızı her saniye daha fazla yıkıyordu.

"Benim onları bulacak kadar gücüm yok muydu! SEN NEDEN KARIŞIYORSUN!"

"Tanrım Pedro, aşkım ben istedim ki..." Kızı aniden yere bıraktı Jessica yere düşen tüy tanesi gibi havada süzülmüş sert zeminle buluştuğunda hissettiği yanma hissiyle sarsılmıştı. Pedro öfkesinden yerinde duramıyordu, masanın üzerinde ki mavi dantel desenli örtüyü öfkeyle kendisine çektiğinde her yere dağılan tabak ve çatallar kızı korkutmuş küçük bir çığlık atmıştı. Pedro kıza doğru dönmeden kırılan tabaklara basarak yürüyordu. Cebinden çıkardığı sigarasını dudağının kenarına yerleştirdi. Jessica sol kolunda hissettiği sıcaklığı anlamamıştı, yere damlayan küçük kan damlacıkları birkaç saniyede büyümüştü. Usulca soluna döndüğünde kırılan tabak parçacıklarının bir kısmının sol kolunu kestiğini fark etti. Yerde ki mendile uzandığı, yarasına bastırdı.

O SEN DEĞİLDİN (Atos Serisi : 3)Where stories live. Discover now