O SEN DEĞİLDİN (Atos Serisi : 3)

DEĞİŞİM

Haftalık yemek listesini kontrol eden Hera ve Hilal'e eşlik eden kız bir yandan elinde ki not defterine notlar alıyordu. Hera saçlarını balık sırtı ören kızı bugün çok beğenmiş iki defa ona iltifatlarda bulunmuştu, yaşına göre oldukça güzel olan kadının genelde böyle iltifatları da kolay kolay dilinden dökülmezdi. Eleonar o yüzden yüzünde ki gülümsemeyi hiç eksiltmiyordu.

"Unutmadan yarın akşam midyeli pilav yapalım, ah Hilal sen pek sevmiyorsun istersen başka bir şeyler ekleyebiliriz tatlım?"

Hilal dalgın olduğu için dikkatini toplaması zor olmuştu. Son zamanlarda Chis'in öfkelisini çekmek zorunda kalıyordu, özellikle Jessica gittiğinden beridir bu durum daha da kötüleşmişti.

"Midyeli pilav güzel tercih" diye mırıldandı. Hera kıza gülümseyip başını sallamakla yetindi. Hera tırnağına yeni sürdüğü kırmızı ojesine bir süre kontrol edip kıza döndü.

"Eleonar, Ewan'a söyler misin bu listeye garides de eklesin."

Kız heyecanla başını sallayıp not alacakken duraksayıp kadını kontrol etti.

"Ewan mı?"

Hera küçük bir kahkaha atıp kıza döndü.

"Ah tatlım tamamen unuttum Kostas İtalya da olduğu için mutfak alışverişini bundan sonra o devraldı. İnanmayacaksınız ama gönüllü oldu." Kadın bir kahkaha atıp şaşkınca onları süzen kıza döndü.

"Sizde şaşırdınız değil mi? Tanrım Ewan her geçen gün beni şaşırtmaya devam ediyor"

Eleonar yalnızca yutkundu. Hilal soluğu kesik bir şekilde duran kızı kontrol edip yüzüne aniden yerleşen imalı ifadeyi sergiledi.

"Belki de bu değişimin asıl nedeni Eleonar'dur"

Kız aniden gelen cevapla daha fazla kızarıp bozardı, yanaklarını saklamak için yüzünü eğdiğinde Hera'nın şen kahkahası kulağına geldi.

"Tanrılara adaklarımı sunmanın zamanı geldi desene, bütün oğullarım kendileri için mükemmel kadınlar buldu"

"Hayır!" dedi Eleonar aniden. Ellerini sürekli iki yana sallayıp onları engellemeye çalıştıkça iki kadın daha fazla eğleniyordu.

"Biz-im aramızda bir şey yok- Yani var da yok-" durdu kız ona bakan delice meraklı gözlerden kendisini sakınıp defteri kaptığı gibi yürümeye başladı.

"Be-n alışverişe gideyim- İyi günler.."

"Tatlım bence de Ewan'ı bekletme, sabah erkenden senin için hazırlanmış arabada bekliyor olacaktı"

"Ne?" dedi kız şaşkınlıkla. Bu kadarına kalbi dayanır mıydı? Soluğu kesilip de ikiliyi kontrol ettiğinde Hilal'in ada tezgahın üzerinde ki yeni yaptığı kurabiyelerden birisini yerken yakaladı.

"Çok heyecanlı, onu bekletme" dedi Hera gülerek.

"Tanrım.." diye inledi Eleonar. Arkasında ki iki kadın kıs kıs gülerken o çalışanların kaldığı kata doğru seri adımlarla yürüyordu. Büyük salondan gelen boğuşma seslerinin asıl sahibi Niko ve Alex'ti. Her ikisi de dün gece ki maçta fazladan 3000 dolar kaybettiği için abilerinin üzerine saldıracakken aniden Hilal'den korkup birbirilerine girmişlerdi. Ahşap merdivenlerin başında bebekleriyle oynayan küçük kıza gülümsedi.

"Benimle evcilik oynar mısın Elle?"

"Çok isterdim tatlım ama çok işim var döndüğümde beraber oynarız"

Kız yanaklarını şişirip indirirdi ama Eleonar'un üzüntülü bakışları altında da nazını sürdürmedi.

"Söz ver" dedi bir anda. Kız küçük kıza doğru gülümseyip saçlarını okşadı.